Gökçeada ile ilgili yazmayayım diyorum ama olmuyor. Başkan maşallah her gün başka bi konuya atlıyor.
Efendim kendi gemilerini almak mı dersin..
Residence yapmak mı dersin..
Ülkenin bir numaralı rüzgarı için ucube WC yapmak mı dersin..
Vallahi şaşırdım kaldım. Maşallah ada halkı da durmadan başkanla ilgili doküman yolluyor..
Ruhsatsız yerleri kiraya çıkarmaktan tut da güzelim koyların kanına girmeye kadar döktürüyor.
Bizim buralarda desteksiz atanlara esip gürlüyor ama bir damlacık yağmıyor derler..
Neyse uzatmayayım; başkan bir vakit otobüs firmalarına da ayar vermek istemiş yoksa biz gerekeni yaparız diye gürlemişti. Acaba gerekeni yaptı mı.. Fetvane Sokağı
yayalaştıralım artık..
Yıllar önce Çarşı Caddesi kapatılacağı zaman esnaf istemezüük demişti..
Neymiş gelen müşteriler araçlarını durduracak yer bulamazmış. Çarşı ölürmüş, cenazesini kaldıran olmazmış. Bunların hepsine kulağını tıkayan dönemin Belediye Başkanı çarşıyı trafiğe kapattı. Peki ne oldu. Çarşı öldü mü; aksine canlandı..
Esnaf kendi uyumunu yarattı ve her gün dolup taşıyor.
AVM’ler bile öldüremedi çarşıyı..
Şimdi sıra Fetvane Sokak’ta..yani barlar sokağı.
Fetvane Sokak da kapatılacaktı ama süreç uzadı. Dünyanın pek çok yerinde eski şehir merkezleri yayalaştırılmıştır. Biz de süreci çok uzatmasak iyi olur. Bağkur binası yıkıldı..
Çimenlik kalesine komşu Bağkur binası yıkıldı.
Bir dönem tartışma yaşanmıştı. Eski adliye binasının da yıkılıp orada hatırı sayılır bir meydan yaratmak vardı. O iddia devam ediyor mu bilmiyorum ama biran önce şehrin kalbindeki yıkıntılar temizlense iyi olacak. Sezon açıldı açılacak..
Nereyi kastediyorum..
Barlar sokağındaki eski pasaport şube..bir dönem Bölge İdare Mahkemesi olarak da kullanılan binan yıkımı ve moloz yığını hızlıca kaldırılmalı. Bunun yanı sıra yine yıkılan Bağkur binasının yerinde de temizlik yapılmalı.. Zamanın kendi zehrini üretiyor..
Yıllardır yazarım..
BiR: Yemek kültürümüzü yaşatacak, gelen misafirlerimize hizmet verecek, gerekirse yanında götürecek bir takım şeyleri üretmeliyiz. Zincir kopmadan çocuklarımıza kültürümüzü tattırmalıyız..bu iş kamunun işidir. Birinci sınıf şehir restoranına çok acil ihtiyacımız var.
iKi: Kültümüzü özetleyen, alışkanlıklarımızı geleceğe taşıyabileceğimiz kıyafet müzesi kaçınılmaz olmuştur. Mutlaka buna eğilmeliyiz. Kardeşim yol yap, inşaat yap, onu yap bunu yap..
Hani senin kültürünü geleceğe taşıyacak argümanlar..
ÜÇ: Yine hep yazdık..bir tane mimar, müteahhit çıkıp da tescili yapılmış Çanakkale evleri yapayım demedi. Hani günümüz Çanakkale mimarisini yansıtacak yapı. Var mı, bir tane gösterin bana. Hep rant hep rant. Yerel yönetim de bu işi desteklemeli, avantajlar sağlamalı.
DÖRT: Üniversite.. kuruluş 1992. Şöyle dönüp maziye bir bakınca 30 yıl geçmiş..
Koca 30 yıl..
Milyonlarca öğrencisi var (). Bir çok şirkette önemli yerlerde görev almışlar..artık Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin bir müzesi olmalı. En küçük kırıntıyı bile bulup sergilemeliyiz. Hem şehrin hem Üniversitenin buna ihtiyacı var..
Velhasıl Aytencim..
Deşersem daha çok şey söyleyebilirim. 30 yılı aşkın süredir şehir hayatına çok şey yazdım, çok göndermeler yaptım. Artık bizim yatırımdan yol, su, elektrik, fabrika, inşaat anlamamız zamanın gerisinde kaldı..
Çünkü zaman kendi zehri ile uyuşturuyor bizi..
Efendim kendi gemilerini almak mı dersin..
Residence yapmak mı dersin..
Ülkenin bir numaralı rüzgarı için ucube WC yapmak mı dersin..
Vallahi şaşırdım kaldım. Maşallah ada halkı da durmadan başkanla ilgili doküman yolluyor..
Ruhsatsız yerleri kiraya çıkarmaktan tut da güzelim koyların kanına girmeye kadar döktürüyor.
Bizim buralarda desteksiz atanlara esip gürlüyor ama bir damlacık yağmıyor derler..
Neyse uzatmayayım; başkan bir vakit otobüs firmalarına da ayar vermek istemiş yoksa biz gerekeni yaparız diye gürlemişti. Acaba gerekeni yaptı mı.. Fetvane Sokağı
yayalaştıralım artık..
Yıllar önce Çarşı Caddesi kapatılacağı zaman esnaf istemezüük demişti..
Neymiş gelen müşteriler araçlarını durduracak yer bulamazmış. Çarşı ölürmüş, cenazesini kaldıran olmazmış. Bunların hepsine kulağını tıkayan dönemin Belediye Başkanı çarşıyı trafiğe kapattı. Peki ne oldu. Çarşı öldü mü; aksine canlandı..
Esnaf kendi uyumunu yarattı ve her gün dolup taşıyor.
AVM’ler bile öldüremedi çarşıyı..
Şimdi sıra Fetvane Sokak’ta..yani barlar sokağı.
Fetvane Sokak da kapatılacaktı ama süreç uzadı. Dünyanın pek çok yerinde eski şehir merkezleri yayalaştırılmıştır. Biz de süreci çok uzatmasak iyi olur. Bağkur binası yıkıldı..
Çimenlik kalesine komşu Bağkur binası yıkıldı.
Bir dönem tartışma yaşanmıştı. Eski adliye binasının da yıkılıp orada hatırı sayılır bir meydan yaratmak vardı. O iddia devam ediyor mu bilmiyorum ama biran önce şehrin kalbindeki yıkıntılar temizlense iyi olacak. Sezon açıldı açılacak..
Nereyi kastediyorum..
Barlar sokağındaki eski pasaport şube..bir dönem Bölge İdare Mahkemesi olarak da kullanılan binan yıkımı ve moloz yığını hızlıca kaldırılmalı. Bunun yanı sıra yine yıkılan Bağkur binasının yerinde de temizlik yapılmalı.. Zamanın kendi zehrini üretiyor..
Yıllardır yazarım..
BiR: Yemek kültürümüzü yaşatacak, gelen misafirlerimize hizmet verecek, gerekirse yanında götürecek bir takım şeyleri üretmeliyiz. Zincir kopmadan çocuklarımıza kültürümüzü tattırmalıyız..bu iş kamunun işidir. Birinci sınıf şehir restoranına çok acil ihtiyacımız var.
iKi: Kültümüzü özetleyen, alışkanlıklarımızı geleceğe taşıyabileceğimiz kıyafet müzesi kaçınılmaz olmuştur. Mutlaka buna eğilmeliyiz. Kardeşim yol yap, inşaat yap, onu yap bunu yap..
Hani senin kültürünü geleceğe taşıyacak argümanlar..
ÜÇ: Yine hep yazdık..bir tane mimar, müteahhit çıkıp da tescili yapılmış Çanakkale evleri yapayım demedi. Hani günümüz Çanakkale mimarisini yansıtacak yapı. Var mı, bir tane gösterin bana. Hep rant hep rant. Yerel yönetim de bu işi desteklemeli, avantajlar sağlamalı.
DÖRT: Üniversite.. kuruluş 1992. Şöyle dönüp maziye bir bakınca 30 yıl geçmiş..
Koca 30 yıl..
Milyonlarca öğrencisi var (). Bir çok şirkette önemli yerlerde görev almışlar..artık Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin bir müzesi olmalı. En küçük kırıntıyı bile bulup sergilemeliyiz. Hem şehrin hem Üniversitenin buna ihtiyacı var..
Velhasıl Aytencim..
Deşersem daha çok şey söyleyebilirim. 30 yılı aşkın süredir şehir hayatına çok şey yazdım, çok göndermeler yaptım. Artık bizim yatırımdan yol, su, elektrik, fabrika, inşaat anlamamız zamanın gerisinde kaldı..
Çünkü zaman kendi zehri ile uyuşturuyor bizi..