Dünyayı ve çevremizde olup bitenleri doğru algılayıp kavrayabilmek için 360 derecelik bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu da yetmez, bilimin ışığında objektif bir değerlendirmeyi de ihmal etmemek gerekir. Bu yüzden de at gözlükleriyle yaşama bakanlar sadece doksan derecelik bakış açısının alanına giren parçayı görebilir ve dolayısıyla da dünyanın sadece bu parçadan oluştuğuna kendisini inandıracaktır. Bütünden koparılmış parçayı tam olarak anlamak mümkün olmayacağı gibi, parçayı yok sayıp sadece bütüne bakmak da bizleri eksik anlamalara götürebilir. Biz hem ağacı görüp kavrayacağız ve hem de ağaçların birlikte meydana getirdiği ormanı…
Daha önce de zaman zaman emeklilerin ortak örgütlenme ve ortak mücadelesine dair görüşlerimi burada dile getirmiştim. Bugün bu meseleyi daha ayrıntılı ve geniş bir çerçevede ele alıp tartışmaya açmayı düşünüyorum.
Emek ve emeklilerin birliği meselesini üç boyutlu olarak düşünüp ele almak ve buna göre bir yol haritası oluşturmalıyız. Meselenin birinci boyutu; emeklilerin bu çok parçalı durumdan kurtularak FEDERATİF BİR ÇATI ÖRGÜTLENMESİNE gitmeleridir. İkinci boyut emeklilerin, yarının emeklileri olacak olan diğer tüm çalışanların örgütleriyle ortak bir KONFEDERAL YAPI oluşturmaları gerekliliğidir. Üçüncü boyut ise; egemen sistemin küresel saldırısı karşısında KÜRESEL DİRENİŞİ ÖRGÜTLEYECEK DÜNYA ÖLÇEKLİ BİR KONFEDERAL YAPININ oluşturulmasıdır. Bu her üç cephede yürütülecek çalışmalar, birbirinin alternatifi değil, birbirini tamamlayan ve destekleyip büyüten çabalardır.
Emekliler alanı oldukça hareketli olmasına rağmen, gereğinden fazla parçalı haliyle zayıf ve cılız örgütlenmelerin ötesine geçilemedi. 27 yıldır emeklilerin sendikalaşması için ülkede uygulanan sendikal örgütlenme ve sendikal mücadele anlayışı ile ne yazık ki ne hukuksal statü elde edilebildi ve ne de emekliler için en ufak bir kazanım edinildi. Bu koşullarda yanlışta ısrar etmenin ne emeklilere ve ne de söz konusu sendikaların “yönetici kadrolarına” bir faydası yoktur. Öyle ise ufak ufak “dükkancıklar” açmak yerine, çok reyonlu bir “süper market” açmayı tercih etmeli ve bunun için somut adımlar atmalıyız.
Emekliler Türkiye Meclisi dışındaki sendika, grup ve platformlarla yaptığımız görüşmeler sonucu edindiğimiz izlenim, “tek sendika” biçiminde bir örgütlenmede ısrar etmek, olmazı savunmaktan başka hiçbir anlama gelmez. TABANIN BİRLEŞME YÖNÜNDEKİ İSTEK VE İRADESİNE KARŞILIK, bu grup, platform ve sendikaların “tepelerindekilerin” EMEKLİLERİN BİRLİĞİ diye bir meselelerinin olmadığını görüp tespit ettik. Bu durumda herkes kendi bağımsız örgütlenmesini koruyup çalışmalarını sürdüredursun ama tüm bu sendika, grup ve platformlarla bir araya gelip ortak bir FEDERATİF YAPI oluşturabiliriz. Bunun için hiçbir ön şartımız ya da koşulumuz yok. Oluşturulacak federatif yapıya her sendika, platform ve grup ikişer arkadaşla temsil edilebilirler. Böylece emeklilerin maaş zamları, bayram ikramiyeleri, intibak yasası, huzur evleri ve tatil kampları, promosyon meselesi gibi konularda ortak tavır geliştirip hep birlikte güçlü eylemlilikler örgütleyebiliriz. Böyle bir çalışma bizleri, milyonlarca insanın yaşadığı büyük şehirlerde 15-20 kişilik basın açıklamaları yapma ayıbından da kurtarıp, sonuç alıcı ve etkili eylemler düzenlememizin yolunu açacaktır.
Meselenin ikinci boyutu ise; emekliler, işçiler, memurlar, küçük esnaf ve işsizlerin geçim ve demokrasi sorunları ortaktır, öyle ise çözümü de birlikte arayıp bulmalıdırlar. Emek alanındaki bir kazanım, hepimizde moral yükselmesine yol açmaktadır. En basit şekliyle gördük ki TÜİK’in ülkedeki gerçek enflasyon oranlarını gizlemek amacıyla yaptığı manipülasyonlar sadece biz emeklileri değil, emeğiyle geçinen toplumun tüm kesim ve katmanlarını olumsuz etkilemektedir. Öyle ise emekli örgütleri, diğer alanlarda faaliyet gösteren işçi, memur, küçük esnaf ve işsizlerin sendika ve örgütleriyle KONFEDERAL BİR YAPI oluşturmalıdırlar. Emek Cephesi böylece bazı durumlarda ortak karar verme ve verilen kararı birlikte güçlü bir şekilde yaşama geçirmenin araçlarını yaratmış olacaktır. Ülkemizde hem emekliler alanı ve hem de işçi ve memur alanındaki örgütlülük düzeyinin oldukça düşük olması ve var olan örgütlerin de parçalı durumu sonuç alıcı eylemlilikler gerçekleştirmenin önündeki en büyük engeldir. Bu duruma sendikal alandaki bürokratik eğilimler ve anti demokratik tutumlar da eklendiğinde ülke genelindeki sendikal mücadele hızla etkisizleşmektedir. Bu duruma iktidar ve işverenin baskısını da eklediğimizde sendikal örgütlenme içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Bütün bu sorunların ancak ortak akıl ve kolektif liderlikle aşılabileceğini düşünüyoruz. Emekliler Türkiye Meclisi, bir yandan emekliler alanında tabanda birliği sağlayıp etkin, yaygın, güçlü ve ses getirici bir sendikal örgütlenmeyi gerçekleştirmeye çalışırken diğer yandan da var olan emekli sendika, grup ve platformlarla FEDERATİF BİR ÇATI ÖRGÜTÜNÜ gerçekleştirmek için çaba sarf etmektedir. Bunu başardığımız oranda ülkedeki işçi, memur, küçük esnaf ve işsizlerin sendika ve örgütleriyle ortaklaşa KONFEDERAL BİR YAPI için çaba sarf etmeyi kendisine görev olarak görmektedir. Emek ve emeklilerin Birlik Meselesinin diğer bir önemli ayağı ise firavunların küresel bazdaki saldırılarına, küresel çaplı cevap verecek olan bir uluslararası emek ve emekli örgütlenmesini gerçekleştirecek yol ve yöntemler bulmaktır. Bunun için de emeğin evrensel değerlerini temel alan ULUSLARARASI KONFEDERAL BİR YAPIYI oluşturmak dünya emek ve emekliler hareketinin önündeki acil görevlerden biridir.
Bütün bu görevlerin ağırlığının farkındayız ancak güzel şeylerin kolay elde edilemediğinin de bilincindeyiz. BEDELİ NE OLURSA OLSUN MUTLAKA BAŞARACAĞIZ!
Bütün bu görevlerin ağırlığının farkındayız ancak güzel şeylerin kolay elde edilemediğinin de bilincindeyiz. BEDELİ NE OLURSA OLSUN MUTLAKA BAŞARACAĞIZ!