Ne zaman dilimin kemiğinden şüphe etsem hadi ir hikaye anlatayım diyorum. Anlattıklarımı hikaye diye aleladeleştirmek de istemiyorum. Yaşadığımı, gördüğümü, duyduğumu anlatmak istiyorum. Bakıyorum da insan yüzüne pat diye söylenenden bi haberken böyle dolambaçlı yollardan hiç anlamıyor.
Üzüntülere, korkulara, endişelere, gözyaşlarına, öfkelere neden olan insan, aman nemelazımcılık oynuyor. Heyecanlara, sevdalara, aşklara, neşelere, sevinçlere, gülüşlere sebep olanlar ise sanki bunlardan bihaber.
Dengeyi yakalamak hayatın her alanında bu kadar zor mu? Hayat zıtlıklarla mı bu kadar anlamlı? Köyün bir iyisi biz miyiz? Bu sorulara kim cevap verebilir? Sorular hiç biter mi? Soru işareti koymaktan kendimi alamıyorum…
Genç bir öğrenci kardeşim hayata dair tavsiye istedi benden. Dedim anlatayım ama bunları başarabilmek çok zordur. Zor deyince biraz duraksadı, anlat anlat hocam dedi. Dedim ki;
Bir: Söz verirken on kere düşün, onuncu da aklın karışırsa sakın söz verme,
İki: Yalandan dolandan hileden hurdadan uzak dur,
Üç: Kimsenin kazandığına da harcadığına da karışma,
Dört: Hayatı basit yaşa. Abartma, üzme üzülme.
Beş: Bulunduğun ortamı hayatın tamamı gibi görme.
Altı: Senden küçüğü, yaşlıyı, yorgunu, düşkünü, fakiri, muhtacı ezme, üzme, hor görme.
Ben saydım o dinledi ‘’E çok kolay ne var bunları yapmakta?’’ dedi.
Kolay mı zor mu?
Dedim ki Kolay görene kolay, zor görene zor…
Belki yine öyküler anlatırız, belki bir şiirin kıtasında soluklanırız, belki düşüncelerimizle demleniriz.
Ne dersiniz?
Haydi, kalın selametle…
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Nisan 2023 - 08:00
Biraz Hasbihal mi Etsek?
Ne zaman dilimin kemiğinden şüphe etsem hadi ir hikaye anlatayım diyorum
YAZARLAR
27 Nisan 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir