ÇABİP yaşanan bisikletli ölümlerine dikkat çekmek için basın açıklamasında bulundu. Yapılan açıklamada ''Ülkemizde son yıllarda bisikletin kent yaşamında yerinin güçlendirilmesi için başta büyükşehirler olmak üzere, birçok kentte kayda değer çalışmalar yapılmaktadır. Gerek sportif gerekse rekreasyonel amaçlı bisiklet kullanımından çok kent içi ulaşımda da artık bisikletin yerinin vazgeçilmez olduğu bilinmekte, yerel yönetimlerin de ulaşım politikalarını yönlendirirken bisikleti ana sürdürülebilir ulaşım yöntemi olarak kabul ettikleri görülmektedir. Başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimlerin Ulaşım Daire Başkanlıklarının da proje bazlı çalışmaları, stratejik dokümanlarda yerini bulmaktadır. Tüm bunlara rağmen;
– Bisiklet kent içi ulaşımda hak ettiği yeri hâlen bulamamıştır.
– Çıkan yönetmelikler ve ilgili mevzuatın ortak akıl ile üretilmediği ortadadır.
– Başta yerel yöneticilerin bisiklet kültüründen uzak tutumları, bisikleti belirli günler ve haftalarda görsel bir öğe olmanın ötesine taşıyamamaktadır.
– TBMM’de defaten gündeme gelmesine rağmen bisikletlilerin motorlu taşıt sürücülerinden kaynaklı yaşamdan koparılmasının önüne geçilememektedir.
Yukarıda belirtilenler sonucunda Türkiye’de sayıları gün geçtikçe artan bisiklet kullanıcıları farklı mağduriyetler yaşarken, yaşamlarından da olmakta, şanslı olanlar ise trafik çarpışmaları nedeniyle yaşamlarını çeşitli engellerle devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Her yıl yüzlerce bisikletli dostumuzu kural tanımaz, alkollü, emniyet şeridi ve hız sınırı kurallarını ihlal eden canilere kurban verdik ve artık yeter diyoruz! Biz tüm Türkiye’deki bisiklet sporcuları ve bisiklete gönül vermiş, kent içi ulaşımda bisikleti tercih eden vatandaşlar olarak;
– Bisikletli ölümleri son bulsun diyoruz.
– Alkollü sürücünün Umut Gündüz’ü antrenman sırasında arkadan çarparak aramızdan kopardığı olaylar yaşanmasın,
– Zeynep Aslan’ı yine antrenman sırasında bizden ayıran kamyon şoförleri trafikten men edilsin,
– Antalya’da Aşkım Çelik’in ölümüne neden olan sürücü serbest kalmasın,
– Denizli’de göz göre göre yaşamı elinden alınan 16 yaşındaki Batuhan Dereli’nin ailesinin acıları dinsin,
– Son olarak Marmaris’te hem de emniyet şeridinde arkadan gelen sürücünün çarpması sonucu yaşamından koparılan Dr. Kemal Özer’in katili serbest kalmasın,
– Daha nice örnekleri olan ve sayısı her yıl yüzleri aşan trafikte bisikletli kayıpları son bulsun istiyoruz. Son sözümüz de kanun yapıcılar ve karar vericilere olacak. Biz ülkemizin çevre dostu, iklim dostu bisiklet sporunu bir yandan tüm dünyaya anlatırken, ülkemizin güzelliklerini de tanıtan gönüllü elçiler olarak bisikletin öneminin ve kent içi ulaşımdaki varlığının bir kez daha anlaşılmasını talep ediyoruz. Başta ilgili bakanlıklar olmak üzere, Türkiye Bisiklet Federasyonu ve yerel yöneticilerin, Bisikletli Sivil Toplum Kuruluşlarının seslerini duymalarını, mevzuata uygun, kararlı izleme mekanizmaları ile trafikte bisikletli can kayıplarının son bulmasını istiyoruz.
“Kaza değil cinayet” olarak gördüğümüz, trafikte özellikle sürücülerden kaynaklı kayıpların son dönemde gündemdeki “ehliyet affı” kapsamından da çıkarılmasını, kaportası sadece bedeni olan bisiklet kullanıcılarının ölümleri ile sonuçlanan çarpışma davalarının da “bilinçli taksirle açılmasını” talep ediyoruz. Bizler Türkiye’de sayısı 200’ü aşan bisikletli grup, topluluk ve dernekler olarak konunun takipçisi olacağımızı, Umut, Zeynep, Aşkım, Batuhan, Kemal Özer ve tüm kaybettiklerimizin anılarını yaşatırken davalarının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bisikletli ölümleri son bulsun'' ifadelerini kullandı.
– Çıkan yönetmelikler ve ilgili mevzuatın ortak akıl ile üretilmediği ortadadır.
– Başta yerel yöneticilerin bisiklet kültüründen uzak tutumları, bisikleti belirli günler ve haftalarda görsel bir öğe olmanın ötesine taşıyamamaktadır.
– TBMM’de defaten gündeme gelmesine rağmen bisikletlilerin motorlu taşıt sürücülerinden kaynaklı yaşamdan koparılmasının önüne geçilememektedir.
Yukarıda belirtilenler sonucunda Türkiye’de sayıları gün geçtikçe artan bisiklet kullanıcıları farklı mağduriyetler yaşarken, yaşamlarından da olmakta, şanslı olanlar ise trafik çarpışmaları nedeniyle yaşamlarını çeşitli engellerle devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Her yıl yüzlerce bisikletli dostumuzu kural tanımaz, alkollü, emniyet şeridi ve hız sınırı kurallarını ihlal eden canilere kurban verdik ve artık yeter diyoruz! Biz tüm Türkiye’deki bisiklet sporcuları ve bisiklete gönül vermiş, kent içi ulaşımda bisikleti tercih eden vatandaşlar olarak;
– Bisikletli ölümleri son bulsun diyoruz.
– Alkollü sürücünün Umut Gündüz’ü antrenman sırasında arkadan çarparak aramızdan kopardığı olaylar yaşanmasın,
– Zeynep Aslan’ı yine antrenman sırasında bizden ayıran kamyon şoförleri trafikten men edilsin,
– Antalya’da Aşkım Çelik’in ölümüne neden olan sürücü serbest kalmasın,
– Denizli’de göz göre göre yaşamı elinden alınan 16 yaşındaki Batuhan Dereli’nin ailesinin acıları dinsin,
– Son olarak Marmaris’te hem de emniyet şeridinde arkadan gelen sürücünün çarpması sonucu yaşamından koparılan Dr. Kemal Özer’in katili serbest kalmasın,
– Daha nice örnekleri olan ve sayısı her yıl yüzleri aşan trafikte bisikletli kayıpları son bulsun istiyoruz. Son sözümüz de kanun yapıcılar ve karar vericilere olacak. Biz ülkemizin çevre dostu, iklim dostu bisiklet sporunu bir yandan tüm dünyaya anlatırken, ülkemizin güzelliklerini de tanıtan gönüllü elçiler olarak bisikletin öneminin ve kent içi ulaşımdaki varlığının bir kez daha anlaşılmasını talep ediyoruz. Başta ilgili bakanlıklar olmak üzere, Türkiye Bisiklet Federasyonu ve yerel yöneticilerin, Bisikletli Sivil Toplum Kuruluşlarının seslerini duymalarını, mevzuata uygun, kararlı izleme mekanizmaları ile trafikte bisikletli can kayıplarının son bulmasını istiyoruz.
“Kaza değil cinayet” olarak gördüğümüz, trafikte özellikle sürücülerden kaynaklı kayıpların son dönemde gündemdeki “ehliyet affı” kapsamından da çıkarılmasını, kaportası sadece bedeni olan bisiklet kullanıcılarının ölümleri ile sonuçlanan çarpışma davalarının da “bilinçli taksirle açılmasını” talep ediyoruz. Bizler Türkiye’de sayısı 200’ü aşan bisikletli grup, topluluk ve dernekler olarak konunun takipçisi olacağımızı, Umut, Zeynep, Aşkım, Batuhan, Kemal Özer ve tüm kaybettiklerimizin anılarını yaşatırken davalarının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bisikletli ölümleri son bulsun'' ifadelerini kullandı.