Hakkında icra takibi açılan borçlunun, borcunu ödemeden önce herhangi bir borcu olmadığını tespit ettirmek için Menfi Tespit davası açabilmektedir.Borçlu taraf icra takibinden önce veya sonra da bu davayı açabilir, bu durumda takip bakımından doğacak sonuçlar farklılık gösterir.Ancak borçlu, borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bundan sonra borçlunun aslında borcu olmadığı halde ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu dava istirdat davasıdır.
Borçlu hakkında başlatılan icra takibine borçlu itiraz etmiş bunun akabinde alacaklı taraf, takip içinde itirazın iptali davası açmış ve bu davayı kazanmışsa artık borçlunun aynı alacak hakkında ve aynı taraflar arasında menfi tespit veya istirdat davası açması kesin hüküm nedeniyle mümkün olmaz.
1- İcra Takibinden Önce Menfi Tespit Davası Açılması
Borçlu takipten önce bir menfi tespit davası açabilir. Bunun için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir yararın olması gerekir.Ancak takipten önce açılan menfi tespit davası, takip yapılmasına engel olmadığı gibi, başlayan takibi de kendiliğinden durdurmazancak başlatılan takibin olduğu yerde durmasını ve ilerlemesini engeller.Borçlu, alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırarak, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir isteyebilir.
2- İcra Takibinden Sonra Menfi Tespit Davası Açılması
Borçlu takipten sonra da borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabilir. Bu davada da borçlunun hukuki yararının olması gerekir. Bu tespit davasında, takipten önce olduğu gibi teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durması sağlanamaz.Ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla, takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabilir. Bunun dışında kural olarak ihtiyati tedbirle hacze veya satışa engel olmak mümkün değildir. Fakat Uygulamada, bu hükümden hareketle, henüz haciz yapılmamış veya haciz yapılıp satış yapılmamışsa, borçlu borç miktarını (faizi ve giderlerle birlikte) depo edip ayrıca % 15’ten az olmayan bir teminatı yatırarak mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla takibin durmasını talep etmektedir. Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta, teminat karşılığında, davanın sonuna kadar para alacaklıya ödenmemektedir.
3- Menfi Tespit Davası Sahtelik İddiasına Dayalı Olarak Açılıyorsa
HMK m. 209’un özellikle birinci fıkrasının dikkate alınması gerekir. Bu maddeye göre “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.”Denmekte olup sahteliği iddia olunan senede dayanarak yürütülen işlemler de durur. Dolayısı ile bu senede dayanarak başlatılan icra takibi de durur. Bu hüküm emredicidir. Menfi Tespit Davasının Sonuçları Nelerdir? 1- Davanın Kabulü
Davanın kabulü halinde, yani borçlu lehine sonuçlanması ile takip derhal durur ve hüküm kesinleştikten sonra da takip iptal edilir. Davanın sonuçlanmasından önce, borçlunun mallar haczedilmişse bu haciz kalkar; mallar satılmışsa satış bedeli borçluya ödenir. Bu dava ile borçlunun borcu olmadığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde haksız ve kötüniyetli görülen alacaklı, borçlunun talebi ile %20’den az olmayan bir tazminata mahkûm edilir.
2- Davanın Reddi
Davanın reddi yani alacaklı lehine sonuçlanması halinde, borcun varlığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Daha önce, borçlu lehine ihtiyati tedbir kararı verilmişse bu kararla ihtiyati tedbir kalkar ve alacaklı takibe devam eder.Davanın alacaklının lehine sonuçlanmasıyla ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış olmasından dolayı, alacaklının talebine gerek olmaksızın, borçlu mahkeme tarafından re’sen %20’den az olmayan bir tazminata mahkûm edilir.
AVUKAT EZGİ ENGİN
https://ezgiengin.av.tr/
Borçlu hakkında başlatılan icra takibine borçlu itiraz etmiş bunun akabinde alacaklı taraf, takip içinde itirazın iptali davası açmış ve bu davayı kazanmışsa artık borçlunun aynı alacak hakkında ve aynı taraflar arasında menfi tespit veya istirdat davası açması kesin hüküm nedeniyle mümkün olmaz.
1- İcra Takibinden Önce Menfi Tespit Davası Açılması
Borçlu takipten önce bir menfi tespit davası açabilir. Bunun için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir yararın olması gerekir.Ancak takipten önce açılan menfi tespit davası, takip yapılmasına engel olmadığı gibi, başlayan takibi de kendiliğinden durdurmazancak başlatılan takibin olduğu yerde durmasını ve ilerlemesini engeller.Borçlu, alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırarak, icra takibinin durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir isteyebilir.
2- İcra Takibinden Sonra Menfi Tespit Davası Açılması
Borçlu takipten sonra da borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabilir. Bu davada da borçlunun hukuki yararının olması gerekir. Bu tespit davasında, takipten önce olduğu gibi teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durması sağlanamaz.Ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla, takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabilir. Bunun dışında kural olarak ihtiyati tedbirle hacze veya satışa engel olmak mümkün değildir. Fakat Uygulamada, bu hükümden hareketle, henüz haciz yapılmamış veya haciz yapılıp satış yapılmamışsa, borçlu borç miktarını (faizi ve giderlerle birlikte) depo edip ayrıca % 15’ten az olmayan bir teminatı yatırarak mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla takibin durmasını talep etmektedir. Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta, teminat karşılığında, davanın sonuna kadar para alacaklıya ödenmemektedir.
3- Menfi Tespit Davası Sahtelik İddiasına Dayalı Olarak Açılıyorsa
HMK m. 209’un özellikle birinci fıkrasının dikkate alınması gerekir. Bu maddeye göre “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.”Denmekte olup sahteliği iddia olunan senede dayanarak yürütülen işlemler de durur. Dolayısı ile bu senede dayanarak başlatılan icra takibi de durur. Bu hüküm emredicidir. Menfi Tespit Davasının Sonuçları Nelerdir? 1- Davanın Kabulü
Davanın kabulü halinde, yani borçlu lehine sonuçlanması ile takip derhal durur ve hüküm kesinleştikten sonra da takip iptal edilir. Davanın sonuçlanmasından önce, borçlunun mallar haczedilmişse bu haciz kalkar; mallar satılmışsa satış bedeli borçluya ödenir. Bu dava ile borçlunun borcu olmadığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde haksız ve kötüniyetli görülen alacaklı, borçlunun talebi ile %20’den az olmayan bir tazminata mahkûm edilir.
2- Davanın Reddi
Davanın reddi yani alacaklı lehine sonuçlanması halinde, borcun varlığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Daha önce, borçlu lehine ihtiyati tedbir kararı verilmişse bu kararla ihtiyati tedbir kalkar ve alacaklı takibe devam eder.Davanın alacaklının lehine sonuçlanmasıyla ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış olmasından dolayı, alacaklının talebine gerek olmaksızın, borçlu mahkeme tarafından re’sen %20’den az olmayan bir tazminata mahkûm edilir.
AVUKAT EZGİ ENGİN
https://ezgiengin.av.tr/