Bu şehrin sokaklarında gezerken bazen ‘olmaz canım’ dediğim şeyler oluyor..
Çoğu zaman keyfiyet görüyorum.
Mesela..sen bi inşaat yapacaksın; izinlerini aldın, kazmayı vurdun..
Vuruş o vuruş..
Artık muhterem müteahhidimiz inşaatı ne zaman bitirirse; acelesi yoksa maşallah bu aylar aylar alabilir; çoğu zaman yıllar.. Mesela..
İnşaat yapacak yüklenici, müteahhit neyse artık..
Plan belli..
Metre kare belli..
Öyleyse bu duruma müdahale edilmeli; yani sana sonsuz zaman değil de belli bir süre tanımalı.
Yok anam yok..
İşi yapan maşallah canının istediği ilerliyor.. Ben Belediye Meclis üyesi olsam..
Bu ister CHP olsun, ister Ak Parti, ister İyi Parti..veya başka bir parti.
Şak çıkarım..
İnşaat yapacak olanlara ruhsat verilirken bir de zaman verilmesini isterdim. Böylece müteahhit canının istediği çalışamayacak, elini çabuk tutacak.
Şehri şöyle bi gez bakalım..
Her caddede bi inşaat. Ne zaman başladığı belli değil, ne zaman biteceği de. Kaldırımı kapatmış; yetmemiş yolu kapatmış. İnşaat malzemeleri sağa sola saçılmış. Çimento torbaları, paletler ortalık yerde sonsuz bir kirlilikmiş gibi geliyor bana..
Bozulan yolları..
Kırılan kaldırımları saymıyorum bile..
İyi de o yollar ve kaldırımlar için bizden katkı payı alınmadı mı ? İnönü caddesi..
Mehmetçik bulvarı..
Atatürk caddesi..
Yalı caddesi..
Fetvane sokak..
Nereye bakarsan bak inşaat işi bizim şehrimizde disiplinden yoksun çalışıyor.
Gayrı ciddi bir durum..
Bu iş Belediye Meclis üyelerinin üzerine vazifedir.
Meclis ne için var. Sadece el kaldırıp onay vermek veya muhalefet etmek için mi..
Meclis üyelerinin görevi vatandaşının konforunu bozan şeyleri meclise taşıyacak, yönetimi zorlayacak ve disipline olması için uyaracak (!)
Hadi bakalım göreyim cevval bir meclis üyesi çıksın desin ki; ‘Tey tey tey..bundan böyle yok öyle yağma, keyfine göre çalışma, artık bu işin bi süresi olacak. Vatandaşın konfor alanına olumsuz etki eden şeylere derhal müdahale edilecek ve gereken neyse, yasalar neyi emrediyorsa uygulanacak..’
Diyebilirler mi..
Allah bilir ben bilmem.. Sakın..bu iş Belediyenin falan deme..
Orası malum zaten, elbette belediyenin görevi ama meclisin saygın üyeleri de orada bulunmalarının hakkını verecek; vermek zorunda..
Yok öyle yağma, fıstık gibi salonun gıcır gıcır sandalye ve masasında oturacaksan bi zahmet bizim konforumuzu olumsuz etkileyen şeyleri kılıfıma (!) uydur.. Malum; deprem riski nedeniyle yıkılacak bir çok bina var. Önümüz yaz, toz toprak turizme zarar verir mi diye aklımızın bir köşesine yazalım..vatandaş İlket Yurttaş rica ediyorum konforumuzu artırın, bu sizin göreviniz.. Gelelim başlığa..
Ordu Sokak’ta günlerdir Adliye Lojmanlarının yıkımı yapılıyor.
Sokak sakinleri Belediye’yi aramış mıdır bilmem ama bir vatandaş beni aradı.
Toz toprak..
Gürültü..
Deprem yaratan vurmalar, kazımalar.. Efendim, saygı değer meclisimize bir görev daha düşüyor.
Ülkemiz içinde özgürlüğü, modern yaşamı, kültürel olarak gelişimi yüksek seviyede, gelir düzeyi ülke gerçeklerinin üzerinde bi şehirde yaşadığımıza itirazı olan var mı.. sanmam; şehir olarak her düşüncenin, her inancın kendini ifade edebildiği ender yerlerden biriyiz..
Öyleyse yaşadığımız şehir ölçeğinde hareket etmek zorundayız.. Kepçe ile vurma, kırma ve sürtme ile bina yıkımına derhal son verilmeli..
Bu iş artık daha modern makinalarla yapılmalı. Beton kesme makinaları ile sarsıntı yaratmadan, toz kaldırmadan adam gibi ıslatılarak beton kesilebilir.
Zor değil..
Çanakkale’de daha çok bina yıkılacak. Bugünden bunun önlemini almalı ve yaşadığımız şehir kalitesinde yıkımlarla konforumuzu korumalıyız.
Yine, yeniden cevval bi meclis üyesi çıkacak mı bakalım.
Ben isterim ki; yönetimin partisinden bir çıksın; hatta bu teklifleri CHP Gurup Başkan Vekili Erdal Gezen tartışmaya açsın.. Mesela meclisin sevgili üyeleri..
Bi gün de bizi ters köşe yapın..
Deyin ki; ‘Ey azizler..şehrin muhtelif yerlerinde yıkılmış kamu binaları var. Arsaları boş, içinde taş toprak dağınık bir şekilde duruyor. Bu yerleri belediyemiz araçların park edebileceği şekilde düzeltsin ve vatandaş kullansın.
Ücretli mi olur bedava mı olur orasını bilmem ama çok ciddi katkısı olur.
Bağ-Kur binası yıkıldı..
Fetvane Sokak’ta Çanakkale İdare Mahkemesi binası yıkıldı..
Atatürk Caddesi üzerinde Defterdarlık binası yıkıldı..
Mehmet Akif Ersoy Caddesi üzerinde Çomü Sağlık Meslek Lisesi binası yıkıldı..
Halk Kütüphanesi yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor (*)
Yarın Emniyet Müdürlüğü eski binası yıkılacak; yerine ne olacak bilmiyoruz.. Nedime Hanım Kız Meslek Lisesi yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor. İyi de oluyor. Keza eski Fen Lisesi pansiyonu yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor. Eski Belediye Düğün Salonu yeri (Vakıf İşhanı yanı) otopark olarak kullanılıyor.. Örnekleri var..
Yapılabilir. Hem gelişigüzel terkedilmiş arsalar düzenli hale getirilir hem de kurumların cebine belki üç kuruş girer.. Dahası; biz vatandaşların konforu artar. Yol kenarına, kaldırımlara park etmiş araçlar bir nebze de olsa azalabilir. Çok şey istedim de mi..
Bir tanesini bile kendim için istemedim..
Hadi bir yere daha değineyim ve bu yazıya nokta koyayım.
Hatırlar mısın, Troy AVM’nin arkasında bi çadır vardı..
Kaldırıldı..
Sahi oraya ne yapılacaktı.. (*) Buradaki durumu ayrı bir yazıda anlatacağım.. İlker Yurttaş
Çoğu zaman keyfiyet görüyorum.
Mesela..sen bi inşaat yapacaksın; izinlerini aldın, kazmayı vurdun..
Vuruş o vuruş..
Artık muhterem müteahhidimiz inşaatı ne zaman bitirirse; acelesi yoksa maşallah bu aylar aylar alabilir; çoğu zaman yıllar.. Mesela..
İnşaat yapacak yüklenici, müteahhit neyse artık..
Plan belli..
Metre kare belli..
Öyleyse bu duruma müdahale edilmeli; yani sana sonsuz zaman değil de belli bir süre tanımalı.
Yok anam yok..
İşi yapan maşallah canının istediği ilerliyor.. Ben Belediye Meclis üyesi olsam..
Bu ister CHP olsun, ister Ak Parti, ister İyi Parti..veya başka bir parti.
Şak çıkarım..
İnşaat yapacak olanlara ruhsat verilirken bir de zaman verilmesini isterdim. Böylece müteahhit canının istediği çalışamayacak, elini çabuk tutacak.
Şehri şöyle bi gez bakalım..
Her caddede bi inşaat. Ne zaman başladığı belli değil, ne zaman biteceği de. Kaldırımı kapatmış; yetmemiş yolu kapatmış. İnşaat malzemeleri sağa sola saçılmış. Çimento torbaları, paletler ortalık yerde sonsuz bir kirlilikmiş gibi geliyor bana..
Bozulan yolları..
Kırılan kaldırımları saymıyorum bile..
İyi de o yollar ve kaldırımlar için bizden katkı payı alınmadı mı ? İnönü caddesi..
Mehmetçik bulvarı..
Atatürk caddesi..
Yalı caddesi..
Fetvane sokak..
Nereye bakarsan bak inşaat işi bizim şehrimizde disiplinden yoksun çalışıyor.
Gayrı ciddi bir durum..
Bu iş Belediye Meclis üyelerinin üzerine vazifedir.
Meclis ne için var. Sadece el kaldırıp onay vermek veya muhalefet etmek için mi..
Meclis üyelerinin görevi vatandaşının konforunu bozan şeyleri meclise taşıyacak, yönetimi zorlayacak ve disipline olması için uyaracak (!)
Hadi bakalım göreyim cevval bir meclis üyesi çıksın desin ki; ‘Tey tey tey..bundan böyle yok öyle yağma, keyfine göre çalışma, artık bu işin bi süresi olacak. Vatandaşın konfor alanına olumsuz etki eden şeylere derhal müdahale edilecek ve gereken neyse, yasalar neyi emrediyorsa uygulanacak..’
Diyebilirler mi..
Allah bilir ben bilmem.. Sakın..bu iş Belediyenin falan deme..
Orası malum zaten, elbette belediyenin görevi ama meclisin saygın üyeleri de orada bulunmalarının hakkını verecek; vermek zorunda..
Yok öyle yağma, fıstık gibi salonun gıcır gıcır sandalye ve masasında oturacaksan bi zahmet bizim konforumuzu olumsuz etkileyen şeyleri kılıfıma (!) uydur.. Malum; deprem riski nedeniyle yıkılacak bir çok bina var. Önümüz yaz, toz toprak turizme zarar verir mi diye aklımızın bir köşesine yazalım..vatandaş İlket Yurttaş rica ediyorum konforumuzu artırın, bu sizin göreviniz.. Gelelim başlığa..
Ordu Sokak’ta günlerdir Adliye Lojmanlarının yıkımı yapılıyor.
Sokak sakinleri Belediye’yi aramış mıdır bilmem ama bir vatandaş beni aradı.
Toz toprak..
Gürültü..
Deprem yaratan vurmalar, kazımalar.. Efendim, saygı değer meclisimize bir görev daha düşüyor.
Ülkemiz içinde özgürlüğü, modern yaşamı, kültürel olarak gelişimi yüksek seviyede, gelir düzeyi ülke gerçeklerinin üzerinde bi şehirde yaşadığımıza itirazı olan var mı.. sanmam; şehir olarak her düşüncenin, her inancın kendini ifade edebildiği ender yerlerden biriyiz..
Öyleyse yaşadığımız şehir ölçeğinde hareket etmek zorundayız.. Kepçe ile vurma, kırma ve sürtme ile bina yıkımına derhal son verilmeli..
Bu iş artık daha modern makinalarla yapılmalı. Beton kesme makinaları ile sarsıntı yaratmadan, toz kaldırmadan adam gibi ıslatılarak beton kesilebilir.
Zor değil..
Çanakkale’de daha çok bina yıkılacak. Bugünden bunun önlemini almalı ve yaşadığımız şehir kalitesinde yıkımlarla konforumuzu korumalıyız.
Yine, yeniden cevval bi meclis üyesi çıkacak mı bakalım.
Ben isterim ki; yönetimin partisinden bir çıksın; hatta bu teklifleri CHP Gurup Başkan Vekili Erdal Gezen tartışmaya açsın.. Mesela meclisin sevgili üyeleri..
Bi gün de bizi ters köşe yapın..
Deyin ki; ‘Ey azizler..şehrin muhtelif yerlerinde yıkılmış kamu binaları var. Arsaları boş, içinde taş toprak dağınık bir şekilde duruyor. Bu yerleri belediyemiz araçların park edebileceği şekilde düzeltsin ve vatandaş kullansın.
Ücretli mi olur bedava mı olur orasını bilmem ama çok ciddi katkısı olur.
Bağ-Kur binası yıkıldı..
Fetvane Sokak’ta Çanakkale İdare Mahkemesi binası yıkıldı..
Atatürk Caddesi üzerinde Defterdarlık binası yıkıldı..
Mehmet Akif Ersoy Caddesi üzerinde Çomü Sağlık Meslek Lisesi binası yıkıldı..
Halk Kütüphanesi yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor (*)
Yarın Emniyet Müdürlüğü eski binası yıkılacak; yerine ne olacak bilmiyoruz.. Nedime Hanım Kız Meslek Lisesi yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor. İyi de oluyor. Keza eski Fen Lisesi pansiyonu yıkıldı yeri otopark olarak kullanılıyor. Eski Belediye Düğün Salonu yeri (Vakıf İşhanı yanı) otopark olarak kullanılıyor.. Örnekleri var..
Yapılabilir. Hem gelişigüzel terkedilmiş arsalar düzenli hale getirilir hem de kurumların cebine belki üç kuruş girer.. Dahası; biz vatandaşların konforu artar. Yol kenarına, kaldırımlara park etmiş araçlar bir nebze de olsa azalabilir. Çok şey istedim de mi..
Bir tanesini bile kendim için istemedim..
Hadi bir yere daha değineyim ve bu yazıya nokta koyayım.
Hatırlar mısın, Troy AVM’nin arkasında bi çadır vardı..
Kaldırıldı..
Sahi oraya ne yapılacaktı.. (*) Buradaki durumu ayrı bir yazıda anlatacağım.. İlker Yurttaş
