Büyük şehirden kaçan, çoğu beyaz yakalılarla iş birliği ve iletişimde kalmayı amaçlayan proje kapsamında göç edenler yaşamak için neden Çanakkale kırsalını seçtiklerini anlattılar.
MAHAL eksininde oluşturulan projede Çanakkale'nin Akdeniz kültür ekosisteminde özgün bir kültür şehri olarak potansiyellerini geliştirmesi noktasında yaratıcı bireylerin önemli katkıları olacağı fikriyle, farklı sanat disiplinlerinde üreten sanatçıların yanı sıra tasarımcı, kültür ve sanat yöneticisi, çevirmen, yapımcı, yönetmen, editör, akademisyen gibi günümüz kültür,sanat üretiminin değişik aşamalarında donanım ve becerileriyle rol alan yaratıcı bireyleri tanımayı ve birbiriyle tanıştırmak amaçlanıyor.
2023 Şubat ayından itibaren Çanakkale’nin farklı ilçelerine keşif ve tanışma ziyaretleri gerçekleştiren MAHAL ekibi geçtiğimiz aylarda ise MAHAL’de geniş katılımlı bir toplantı ve kent merkezinde kısa bir kültür turu düzenledi.
MAHAL'in haberine göre; Çanakkale Kültür Aktörleri Ağ Projesiyle temas edilen yeni komşular ile iletişim ve iş birliği süreci başlatıldı.
“Satacak arsa kalmadı”
Mahmut Kürsü (Bardakçılar Köyü Muhtarı): Ev arayıp yer arayan insanlar çok olmaya başladı. Köyümüze şu an toplam 4 aile geldi. Eskiden arsaları satamıyorduk, şimdi ise nüfus yoğunluğu ve ziyaretçi yoğunluğundan ve gelen taleplerden dolayı satacağımız arsa kalmadı.
Onur Öztürk (Çan): Çanakkale göçün fazlalaştığı yer haline geldi. Emekli olmalarına yakın buraya gelip, ceviz bahçesi, zeytin bahçesi gibi arsalar alıp, emekli olduklarında geliyorlar. Hem bir uğraşları oluyor, hemde konfor alanlarından çıkıp emeklilik hayatı yaşıyorlar.
Alper Bakıner (Bayramiç – Merkez): Aklımda özel bir şehir yoktu. Amacım sadece büyük şehirden uzaklaşıp, küçük bir şehre yerleşmekti. Burada ekolojik tarım yapan, çoğunu bildiğim ama şahsen tanışmadığım arkadaşlar vardı. Çok yakın bir arkadaşım bu topluluğa katılıp, bir arsa alınca bende ona yardıma geldim. Ve geliş o geliş daha da dönemedim. Çocuklara burada gitar ve keman dersleri veriyorum, şimdi belediye ile iş birliği içinde bir çocuk orkestrası kuracağız. Bu coğrafyada en çok çocuklar bana ilham veriyor. Onlara yardım etmeyi çok seviyorum.
Argın Kubin (Bayramiç – Merkez): İzmir’den yerleştim. İzmir’deyken de ara ara ziyaretlerim oluyordu. 2012 tarihinde Bayramiç’le tanıştım aslında. 2012’de Bayramiç’in bir köyünde ekolojik çiftlikte topluluk buluşmasına katıldım. O buluşmanın hayatımda özel bir yeri var. Burası küçük bir yer kültür sanat anlamında imkânlar kısıtlı, devlet okullarıyla anlaşmaya başladım çocuklara masal anlatımı yapıyorum. Bende ilk geldiğimde nereden başlayacağımı bilemedim. Zorlandığım yerler oldu. Çanakkale’de bir şeylerin kısıtlı olduğunu görüyorum. Ama farklı branşlardan projelerle uğrasan insanların bir araya gelmesi gerektiğini düşündüğüm için böyle sanatsal projeleri destekliyorum.
Abdullah Eraslan (Bayramiç – Merkez): Bayramiç’in Kaz dağlarının kuzeyinde, mikro iklim oluşuyor. Mikro iklim 3 tane iklimin kesişme noktası. Bundan dolayı burada muhteşem bir hava var. Çok yoğun çalıştıktan sonra artık doğa ile iç içe olmak istedim. Burayı seçtim ve çok doğru bir seçim yaptığıma inanıyorum. Çok da mutluyum. İlk yapmam gereken şeylerden biri olarak, İlyada’yı yeniden burada okumak istedim. İnsanlarla bir araya gelince daha mutlu olacağımızı düşünüyorum.
Hüseyin Erel (Bayramiç- üzümlü köyü): Beyaz yakalılar olarak yaklaşık 10 kişilik bir grubumuz var hep beraberiz. Sanat, edebiyat alanında Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca beraber hasat yapıyoruz Bir şeyler dikiyoruz. Çiftçiler gibi hep beraber çalışıyoruz. Cevizle uğraşıyoruz, ceviz çok meşakkatli ama burayı orman yapıcaz, yeşil bir dünya miras bırakıcaz düşüncesiyle buraya yerleştiğimiz için, bize zor gelmiyor. Burayı yemyeşil orman olarak gördüğünüzde inanılmaz bir keyif alıyorsunuz.
Hira Doğrul (Bayramiç- Çırpılar köyü): Şehirden uzaklaşmak istedim ama ilk başlarda cesaret edemedim. Hep köy hayatı istiyordum. Kendi kendime yaparsam güzel olur yapamazsam kasabaya yerleşirim diye planlar yapıyordum. Ama ilk geldiğim zamanlar keyfim baya yerindeydi ve şu an tam üç buçuk yıl oldu. Şehirde özlediğim bir şeyin olmadığını farkettim.
Özcan Saban (Bayramiç- Toluklar köyü): Corona olduğu zamanlar yani mart ayında buraya yerleştim. Hala da buradayım. Ben şu an İstanbul’a gitmek istemiyorum. Telefonum çalınca bile tedirgin oluyorum, üç tane çocuğum var acaba çocuklara bir şey mi oldu şehre gitmem gerekir mi diye. Burayı çok seviyorum. Şu an benim gibi göç edenler sayısı doğduklarından beri burada olan insanlardan daha fazla. Merkeze çok yoğun gitmiyorum, köyden çıkmayı pek düşünmüyorum. Bir tür inzivadayım diyebilirim.
Merve Usta (Bayramiç- merkez): 2019 yılında buraya yerleştim. Matematik öğretmenliği yapıyordum. Ama sonrasında kırsalda yaşama isteğim ağır bastı. İstifa ettim ve burada sanatsal çalışmalar yapıyorum resim çiziyorum. Yakında da İstanbul’dan gelecek bir ekiple sergimiz olacak.
Mustafa Alper Ülgen (Ayvacık – Süleymanköy): İlk geldiğimde bir eko köy çalışması başlattım. Bu köy sayesinde bir sürü insan geldi. Ama gelen insanların hepsi kendi kültürünü de getirdi. Köyde yaşayan insanların çoğu altmış yaş üstü insanlar olunca, kültürlerin birbirlerine alışması çok kolay olmadı. Bunu kırmanın tek yolu burada daha önce yaşayan insanlarla birlikte iş yapmak oldu.
GİZEM AY
YAŞAM
Yayınlanma: 03 Kasım 2023 - 15:30
Güncelleme: 06 Kasım 2023 - 11:51
Büyükşehirden kaçan Çanakkale kırsalına geliyor
Çanakkale Kültür Aktörleri Ağı, son yıllarda Çanakkale'nin kent merkeziyle kırsal kesimlerine yerleşen kişileri mercek altına aldı
YAŞAM
03 Kasım 2023 - 15:30
Güncelleme: 06 Kasım 2023 - 11:51
Yakında buralarda İstanbula döner,
Ben ve benim gibi bir çok kişi bayramiçe yerleştik küçük çapta tarim ve arıcılık yapıyorum, röportaj yapilan insanlar çoğunluğu temsil etmiyor üzüldüm