Başkan Gökhan, ‘’Sevgili Çanakkaleliler, Değerli Yurttaşlarım,
Çanakkale Deniz Zaferimizin 109. yıldönümünü kutluyor, Şehitleri Anma Günü'nde aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, Çanakkale'nin Belediye Başkanı olarak, Size SON kez bir 18 Mart'ta hitap ediyorum.
Bazı konuşmalarda anılmasa da, Ben bugün en başta Atatürk'ümü saygıyla anarak sözlerime başlamak istiyorum. Kimi hutbelere/anmalara girmese de, Ben onun en çok da milletin gönlüne girdiğini biliyorum.
Biz Atatürk deyince dili düğümlenen değil, yüreğimizi Atatürk'le ve Çanakkale'yle mühürleyenleriz. Çanakkale'de her yer bize Atatürk'ü hatırlatır. Onu yok saysalar da, Çanakkale onun kahramanlığını haykırır.
Sevgili Dostlar, Bu son 18 mart konuşmam. 22 yıldır, her 18 Mart konuşmamda, barışı ve özgürlüğü yüceltmekle, kardeşliği başımızın üstünde yükseltmekle onur duydum.
Milletimizin kalbinin Çanakkale'de attığı her 18 Mart'ta, Yeri geldi törenlerde sözlerim duyulmasın istendi, Yeri geldi hemşerilerime hitabım engellendi, Ama ben sizlere ulaşmanın, sesimi duyurmanın bir yolunu hep buldum…
Hurafelere, hikayelere inat, Hep tarihin gerçeklerini paylaştım. Yıllar önce yaşanan savaşların, bugüne barış derslerini Çanakkale Ruhu'nu haykırmaktan hiç geri durmadım.
Çünkü Çanakkale'nin mesajı dört işlem gibidir. Hurafelere inanırsak, gerçeklerle çarpılırız. Dayanışmayı unutursak, ayrılıklarla bölünürüz. Savaşın vahametini görmezsek, insanlıktan çıkarız. Barış ve özgürlüğü yüceltirsek, çok şey toplarız.
Belediye Başkanlığı görevimin son günlerinde değil, nefesimin son anlarında dahi, barışı ve özgürlüğü haykırmaya, borcumuzun hiç ödenmeyeceği şehitlerimizi anmaya devam edeceğim.
Sevgili Kardeşlerim, Kim demiş ki Çanakkale sadece bir şehirdir. Burası dünyanın dört bir yanından yiğidi kucaklayan en büyük şehitliktir. Burası direnişin, dirilişin, dirayetin başkentidir.
Çanakkale, bastığımız yerlerin sadece toprak olmadığını, aklın ve yüreğin harman olduğunu göstermiştir. Düşmeyen kale olmuştur. İnmeyen Bayrak olmuştur. Tükenmeyen idrak olmuştur.
18 Mart ise, tarihe not düşülmüş görkemli bir meydan okumadır. Bu topraklar için toprağa düşmüş askerlerin, kınalı kuzuların yazdığı muhteşem destandır. Bu savaşta çocuk çoktur, ama “çocukluk” yoktur. Bu savaş; Az'ın ne kadar "çok" olduğunu "yoklukla" bilenlerin savaşıdır.
Çanakkale'de sadece şehitlerin abidesi yok. Dirilişimiz de bir abidedir. Savaştan barış çıkaran irademiz, Tarihe örnek kardeşliğimiz, “Çanakkale Ruhu” denilen benliğimiz de bir abidedir.
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın dediği gibi; “Çanakkale, çağlar üzre, destanların özüdür” Biliyorum, sizin de destanların özü gibi, özünüz ve bir yanınız hep Çanakkale'dir.
Çanakkale Türküsü söylenince, boğazınız düğümlenmedi mi? Gencecik liselilerin, üniversitelilerin can verdiklerini duyunca yüreğiniz yanmadı mı?
Biz Çanakkaleli olmakla övünürüz, Lakin kendini buraya ait hisseden, yüreğinde Çanakkale'yi hisseden, Çanakkale Ruhuyla beslenen herkesin de kalben Çanakkaleli olduğunu biliriz.
Çanakkale'de dünyaya gelmemiş olabilirsiniz, Ama unutmayın burada savaşanlar sayesinde dünyaya geldiniz.
Bu şehirde uzun yıllar halkın temsilcisi olma gururunu yaşamış biri kimliğiyle, Ve en son görev olarak, Sizleri özünüze davet ediyorum.
En zorda kaldığınızda, Dirilişin kentinden Bir Anka Kuşu misali yükselin. Zorlu ve kutlu bir mücadelenin topraklarından ilham alın.
Çanakkale; kalbe en yakın olan yerdir. Kalbinizin sesini dinleyin. Umudunuzu her yitirdiğinizde, umudunuzu tazelemek için Çanakkale'ye gelin.
Kurtuluş savaşımızın tohumları Çanakkale'de atılmıştır. Bizi kurtaran Atatürk Çanakkale'de liderleşmiştir. Çanakkale ruhunun peşinden, Atatürk'ün izinden ayrılmayın. Ancak o zaman yanılmazsınız.
Sevgili dostlar, Vakit, hazine sandığı üzerine oturup dilencilik yapmak vakti değildir. Vakit ilham alma, harekete geçme vaktidir. Çanakkale'nin mesajı bugüne ve yarınlaradır unutmayın.
Gelin, Çanakkale Ruhunu yaşayalım. Çanakkale'nin tepelerindeki, koylarındaki Aleviler ve Sünniler gibi, Siperlerindeki, tabyalarındaki Türkler ve Kürtler gibi, Cephesinde ve sinesindeki bütün dünya gibi, Dili, dini, rengi ne olursa olsun, Aynı hedefin, aynı kararlılığın etrafında toplanalım.
Biz de onlar gibi sarılalım, bölüşelim, uzlaşalım. Kardeşliğimizi tüketmeyelim, barışı öldürmeyelim.
Küllerinden yeniden doğmayı, prangaları kırıp, yeniden ayağa kalkmayı kavratmak için bir nesil sizi bekliyor.
Son konuşmamda sonsuz bir yaşama uğurladıklarımıza sesleniyorum. Onların aziz ruhlarına hitap ediyorum. Büyük kahramanlar, aziz şehitler, Birbiriyle birleşen sizdiniz, birbirine dikleşen biz olduk. Bölüşen sizdiniz, bölünen biz olduk. Sarılmak size, birbirimize saldırmak bize kaldı.
Siz şehit oldunuz, yiğit oldunuz, ümit oldunuz, Bedeniniz toprağa düştü, toprak oldunuz, Yeniden yeşerip büyüyerek, yarımadayı betondan koruyan koca bir orman oldunuz, Vatan için uyanık kalanlar sizdiniz. Vatan giderken uykuya dalanlar biz olduk.
Gene de bizden razı olun. Toprağın altındaki sizler, biz üstündekilere ilham olun.
Bu kadim şehrin belediye başkanı olarak, son konuşmama burada nokta koyuyorum. Ama nokta bir son değildir. Kendinden sonraki harfin büyük olacağını gösterir.
Biliyorum ve inanıyorum ki bilhassa gençler Atatürk aydınlığında, cumhuriyetin ışığında, Akıldan ve atalarından yana olacak. Çanakkale Ruhunu daha iyi kavrayacak. Geleceğe daha güzel taşıyacak.
Atatürk'ün gençliğe hitabesi; “Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek” İle başlayıp, “Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır” diye biter. İnanıyorum ki müdafaa edecek de, kurtaracak da yine gençler olacak.
Nasıl ki Çanakkale Zaferi gençliğin savunmasıdır, Türkiye'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin zaferi de gençliğin eseri olacaktır. Her bir genç, muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulacaktır.
Taarruzu değil ölmeyi emrediyorum diyerek direnen, İngilizleri Çanakkale'den, İşbirlikçilerini Anadolu'dan kovalayan, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” diyen Anafartalar Kahramanımız ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hürmetle yad ediyorum. Cumhuriyet'in önsözünü yazan, Kurtuluş Savaşımızın tohumlarını atan, Bugün ebedi uykularında huzur içinde yatan, Kahramanlarımızı saygıyla anıyorum.
Tüm kahraman şehitlerimizin ruhları şad olsun, Zaferimizin 109. yıldönümü kutlu olsun.
İstiklalin adı, istikbalin miladı, İhtişamlı bir mazinin mirası Çanakkale'nin, 22 yıldır sürdürdüğüm Belediye Başkanı olmanın gururuyla, Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyor, Uğruna büyük mücadeleler verdiğimiz Barışın ve Özgürlüklerin Kenti Çanakkale'yi başınızın üzerinde taşımanızı, ona gözünüz gibi bakmanızı istiyorum.
Kalın Sağlıcakla,
Yaşasın kardeşliğimiz, yaşasın özgürlüğümüz ve yaşasın barış’’ ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ
GÜNCEL
Yayınlanma: 18 Mart 2024 - 15:58
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'dan 18 Mart Mesajı: "Son Hitabım"
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü dolayısıyla son bir hitapta bulundu. Gökhan, resmi Çanakkale Belediyesi hesabından yayınlanan açıklamasında, şehitleri rahmetle andıklarını ve Çanakkale'nin Belediye Başkanı olarak son kez halka hitap ettiğini belirtti.
GÜNCEL
18 Mart 2024 - 15:58
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir