Cumhuriyet Meydanında gerçekleşen programa CHP Çanakkale İl Başkanı Levent Gürbüz, CHP Çanakkale İlçe Başkanı İbrahim Can Ergun, önceki dönem Çanakkale Belediye Başkan Vekili İrfan Mutluay, Çanakkale Belediyesi Meclis Üyesi Bülent Şarlan katılım gösterdi.
Cumhurşyet Meydanı’nda bulunan Atatğrk Anıtına çelenk sunulmasının ardından dernek tarafından basın metni okundu. Metinde; “Köy Enstitüleri 193’lu yıllarda Eğitmen Kurslarıyla başlayan, devrimci bir uygarlaşma ve özgürleşme destanının adıydı. Kimilerine bir masal gibi, hiç yaşanmamış ve asla yaşanamayacak bir ütopya gibi geliyor olabilir Köy Enstitüsü deneyimi... Oysa gerçekti, 14 yıllık bir uygulamaydı, büyük ve kalıcı etki yaratmıştı, kuruluşunun 84, kapatılışının üzerinden de 70 yıl geçmesine karşın unutulmamış ve unutulmayacak bir devrimci eylemdi...
17 Nisan 1940... Ülkenin karanlıklar içinde kalan yüzünü yani köy gerçeğini egemenlerin yüzüne çarpan kırılma noktasıydı.
17 Nisan 1940... Yüzyıllar boyu yalnızca vergi ve askerlik için kaynak olarak görülen, cepheden cepheye sürülerek kani akıtılan, hor görülen, aşağılanan, sömürülen, ortaçağ koşullarında yasamaya, cehalet ve yoksulluğun girdabında kıvranmaya terkedilen köylülüğün isyan çığlığıydı.
Nasıl ki ülkemiz emperyalist işgale uğradığında "Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtardıysa; yoksul köylülüğün yüzyıllar süren karanlıktan aydınlığa çıkmasını köyün bağrından kopan Köy Enstitülülerin kararlı savaşımı sağlayacaktı... 17 Nisan 1940 işte bu savaşın başlangıç tarihiydi...
Köy Enstitüleri, bin yıllık karanlığı aydınlatmak, köyle şehir arasındaki korkunç uçurumu ortadan kaldırmak için kurulan örgün eğitim kurumlarıydı. Dünyada eşi benzeri yoktu.
Gelişmekte olan ülkelere UNESCO tarafından önerilen örnek eğitim kurumlarıydı.
Bugün 17 Nisan 2024...
Köy Enstitülerinin kurulusunun üzerinden geçen 84 yıl bugün biz yeni kuşaklar için ne anlam taşıyor? Gerici, otoriter rejime karşı umarsız bir geçmişe özlem duygusundan mı Köy Enstitülerini savunuyoruz?
Biz asla Köy Enstitüsü davasına geçmişe özlem penceresinden bakmadık. Geçmişe özlem gerçekte, umarsızlığın, umutsuzluğun, kendine güvensizliğin ve sağlıksız bir ruh halinin ürünüdür. Oysa Koy Enstitüsü deneyimiyle geçmişimizde yaratmış değerlerin, geleceğimizi biçimlendirebilecek devasa bir sosyal pratik içerdiğinin bilinciyle ve bilimsel akil ile hareket ettik, ediyoruz.
Türkiye'nin yeniden kurtuluş ve kuruluş davasının kökleri o pratikte yatıyor çünkü... Bu nedenle Köy Enstitüleri deneyimi "Türkiye'nin gemisindeki yarın"dır. Bu nedenle Köy Enstitüleri davası büyük güç ve emek isteyen, yorucu bir uzun yürüyüştür...
Bugün ülkede iktidarın eminde bir yargı var. Hakkını arayan yurttaştan, gerçeği yazmaya çabalayan gazeteciye, generalinden üniversite hocasına her yurttaşı iktidar emriyle hapse gönderen bir yargı...
Bugün iktidarın eminde anayasa ve yasa tanimadan faaliyet yürüten devlet kurumları var... Ne yurttaşın can ve mal güvenliği, ne de temel hak ve özgürlükleri güvence altında...
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumları, ordusundan üniversitesine kadar çökertilmiş, devlet bitirilmiş, keyfi yönetim hukukun önüne geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden ayağa kalkabilmesi için, bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi temelinde devlet kurumlarının yeniden kurulması tarihi zorunluluk olmuştur.
Ancak 22 yıldır süren baskı ve teröre karşın; Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren, Köy Enstitülerini kurarak, binlerce yoksul köylü çocuğunu, birer eğitim ve sağlık neferi olarak halkının kurtuluş davasına yollayan devrimci kuruculuk ruhu yok edilememiştir.
Devrimci kuruculuk ruhu imece ruhudur. İmece ruhu, birlikte düşünüp birlikte davranmak, üretmek, sevgi ve kardeşlik, eşitlik ve özgürlük demektir” ifadeleri yer aldı.
CUMA ALi SAĞLAM
GÜNCEL
Yayınlanma: 17 Nisan 2024 - 14:05
Çanakkale'de Köy Enstitülerinin 84. Kuruluş yıl dönümü etkinliği
Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği Çanakkale Şubesi, Köy Enstitülerinin 84. Kuruluş yıl dönümü dolayısıyla program organize etti.
GÜNCEL
17 Nisan 2024 - 14:05