Bu savaş anlatmakla bitmez. 1 yıla yakın sürdü ama birçok efsanevi hikayeye, kahramanlığa, zekadan kaynaklanan espriye kaynak oldu. Bugün bunlardan biri olan Saka Hüseyin’in hikayesini anlatacağım sizlere.
Hayrabolu’lu Hüseyin zayıf ve cılız bir çocuktu. 13 yaşına henüz girmişti, üstelik gözlerinden de rahatsızdı, akşam karanlık olunca iyi göremiyordu. Ülke ise bir yangın yeri idi.Gönüllü olarak savaşa gitmeye karar verdi, bu ana kuzusu, ailesi ile vedalaşıp cepheye geldi.
Bu yaşı küçük zayıf çocuğun asker olacak hali yoktu ama birçok devletin bir olup saldırmasıyla cephede insana ihtiyaç vardı. Hüseyin’i Otuz Beşinci Piyade Alayı İkinci Bölüğe verdiler. Nisan ayında başlayan savaş 4’üncü ayına girmişti. Bir yandan Temmuz sıcağı, bir yandan toplardan tüfeklerden çıkan ateş, etrafı cehenneme çeviriyordu. Cephede bunalan askerler ve yaralılar için su çok önemli bir ihtiyaçtı. Komutanı Hüseyin’i bölüğün sakası olarak görevlendirdi.
2. Anafartalar Savaşı en kanlı günlerindeydi. Gelen su ile mataralar dolduruluyor, askerler ve yaralılar içip biraz olsun ferahlıyorlardı. Saka Hüseyin tahta damacanalarını Mustafa Kemal’in karargahının bulunduğu Bigalı Köyü civarındaki bir çeşmeden dolduruyor, katırıyla cepheye taşıyordu.
Yine bir gün suyunu doldurmuş, “Haydi kahramanları susuz bırakmayalım” diyerek yola koyulmuştu. Bu sefer çeşmede bekleyen çoktu. Biraz geç kalmış hava kararmıştı. Karanlıkta gözleri iyi görmeyen Saka Hüseyin, katırın arkasından yürürken, “Stop” sesiyle irkildi. Karşısında birkaç siluet ve anlamadığı bir lisanda konuşmalar duyunca yanlış bölgede olduğunu anladı. Bu savaşta göğüs göğse çarpışmalar oluyor, iki cephenin arası 8 metreye kadar düşüyordu.
Karşısındakiler düşman askerleri idi. Esir alınan Saka, biraz hırpalanır ve Anzak komutanın huzuruna çıkarılır. Bir tercüman çağrılarak sorguya çekilir. Anzak Komutan’a,“Ben Saka Hüseyin, komutanımız bu damacanaları size gönderdi. Yaralılarınız ve askerleriniz susamıştır. Onları bu topraklarda susuz bırakmak bize yakışmaz dedi” der.
Bu sözler karşısında düşman komutanı önce bir tas Hüseyin’e içirerek, su damacanalarını kabul eder. Sabaha kadar misafir edilir, tartaklanmasından dolayı da kendisinden özür dilenir. Karşılık olarak eşeğine, sigara, çikolata ve erzak yüklenen Saka Hüseyin gün ışıdığında mevzilerimize doğru yola çıkar ve arkadaşlarına başından geçen olayı anlatır ve Anzak komutanın gönderdiği hediyeleri dağıtır.
Bu karışık durumdan pratik zekasıyla kurtulan Hüseyin, savaştan sağ salim Hayrabolu’ya döner. Kanun çıkınca Topuz soyadını alan Saka, 1975 yılına kadar hatıralarıyla yaşar.Memleketine, elinde su tasıyla heykeli dikilen bu kahramanın anısına, bütün şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.
Hoş kalın, hoşça kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 19 Ekim 2018 - 16:21
Çanakkale Savaşı'nda Saka Hüseyin
Bu savaş anlatmakla bitmez
YAZARLAR
19 Ekim 2018 - 16:21
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir