Kamu Kurumlarının zaman zaman bahanelerine alışığım; yalnız Çanakkale Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ödeneksizlikten, o kurumların asıl sahipleri vatandaşını ayakta bekleten kafa söz konusu kendi makamları olunca ödeneğin lafı olmuyor..
Maşallah..
Bakma sen benim yazdıklarıma, önemli olan vatandaşın ayakta kalması değil, müdürün koltukta kalması. Canım..orada oturacak ne varmış, zaten randevulu çalışıyorlarmış. Anlayacağın müdüre göre vatandaşın oturmasına gerek yokmuş, çalışanlara göre ise ödenek yokmuş..
Şimdi filmi başa sarayım ve ne olduğunu anlatayım.. Geçen haftaydı..
Geçen hafta dediğime bakma, b kaç hafta önce diyeyim..
Bir iş için tapudayız. Kapıdan girdik; bomboş bir salon. Gişede henüz uykusundan uyanamamış muhtereme ‘biz şu iş için geldik’ dedik. Sağ olsun yardımcı olmak için başını kaldırdı ‘2.kat’ dedi..
Çıktık.. Kahretsin; iki kişinin tuvalet konuştuğunu duydum ve gazetecilik duyguma yenik düşerek tuvalet aradım. Buldum, kapısını yokladım, kilitli. Kadınlar tuvaletini tıklattım ses gelmeyince yokladım o da kilitli. Zaten üzerine de yazmışlar, ‘personel harici giremez..’

Kamu dairelerinde bu kafayı anlamıyorum. Niye giremiyormuş vatandaş. Bu kafayla hayatını yoranlar siz de bir gün o koltuklardan kalkacak ve vatandaş olacaksınız. Hadi bana mantıklı bir yanıt verin. Bu kurumların asıl sahipleri müdür katındaki bu tuvaleti niye kullanamıyor.. afedersin donuna mı yapsın vatandaş.. Yahu Çanakkale Valisinin koridor katında bile tuvaletler kilitli değilken Çanakkale Tapu Kadastronun müdür katında niye kilitli..hadi makul ve mantıklı bir yanıt verin. Yoksaaa..Kemal Sunal’ın bi filmi vardı. Ağanın şeyinin üstüne şey mi olur.. Hadi tuvaleti anladık; anlamadık da anladık diyelim. Vatandaş donuna yapsın veya alt katta bi tuvalet varmış sırasını kaçırmak pahasına oraya gitsin. Koca salonun bi kenarına iki kişinin oturabileceği koltuk kondurulmuş. Vatandaş ayakta bekliyor. Tuvaletler kilitli..
Vatandaş ayakta..
Bu durumu belgelemek istedim ve kısa bi video çektim.. [video width="368" height="656" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2023/06/WhatsApp-Video-2023-06-12-at-13.25.29.mp4"][/video] Şak.. Pencere önünde beklemeyin.. Yüksek sesle konuşmayın.. Yazılarının arkasındaki hanımefendi görevli ‘burada video çekmek yasak’ dedi..ona bakarsan adımbaşı yasak var. İşte bunu demeyecekti..
‘Gazeteciyim, burada vatandaş ayakta bekliyor, insan şuraya birkaç koltuk koyar. Ben bunu haber yaparım’ dedim ve tartışmanın fitili ateşlendi.. Sonra kapalı kapıların ardından herkes bana kurulmaya başladı. Efendim neymiş yasakmış..buraya koltuk konulmazmış. Müdürü amiri her kafadan bi ses. Sonra biri çıktı ‘ödenek yok’ dedi. Haberi Genel Müdürlüğe de yollamalıymışım.. Ardından kapısını tıklatıp kurum müdürü Burhan Özsoy ile aramızda şöyle bir konuşma geçti.
‘Şimdi size gazeteci olarak bir soru soracağım. Döner sermayeyi Genel Müdürlüğe mi yolluyorsunuz’
‘Evet..’
‘Burada insanları neden ayakta tutuyorsunuz..’
‘Bu kata randevulu geliniyor, onun için oturma bölümü yok’
(İki kişinin oturabileceği iki adet standart iskemle var. Demek ki yasak değil, hem niye yasak olsun, sadece yeterli sayıda oturma yeri yok) ‘Peki az önce sizin yanınızda bi görevli kızgınlıkla ödenek yok. Haberinizi Genel Müdürlüğe de yollayın dedi..’
Ödenek varmış, olmazmış mı. Bunu müdür söylüyor.
O zaman vatandaşı niye ayakta bekletiyorsun kardeşim. Al üç beş koltuk, vatandaş otursun. Yaşlısı var, hastası var, hamilesi var. Ayakta bekletmek hoşuna mı gidiyor.. Amma yağma yok. Torpillisi, siyasetçisi, nüfuzlusu müdürün odasında beklediği için salonda koltuk olmuş olmamış bunun bi önemi yok. Benim gördüğüm bu; garibim vatandaş işinin görüldüğüne bakıyor..ne oturması. Hep yazdım, bizde de olsun diye çaba sarfettim; bu işin yapılması için de Belediye’ye büyük görev düştüğüne işaret ettim. Dünyanın her yerinde ister özel işletme olsun ister kamu. Tuvaletler vatandaşa açık. Bizde ise ‘personel harici giremez..’ kafası var.. Uzatmayayım; şak iki dakika sonra güvenlik geldi..
Müdürün odasına girip çıktı. Bakınıyor öylesine, belli ki beni arıyor.
‘Aradığın kişi benim’ dedim ama teklifime ‘ben kimseyi aramıyorum’ diye yanıt verdi..
Yazmazsam haksızlık ederim. Tapu çalışanları koro halinde yazmamı istedi..
‘Alt katta bekleme koltukları var, onları da yazın gerçek gazeteci olduğunuzu görelim’ dedi.. Hee yazdık ne oldu.. koltuk çok bekleyen kimse yok. Ne olacak şimdi.
Allahım ya..bir de demezler mi ‘videoyu silin’ diye.. Sayın Çanakkale Valisi İlhami Aktaş..
Sayın Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider..
Sayın Tapu ve Kadastro Bursa Bölge Müdürü Adnan Cevher..
Ve Çanakkale’nin dağına taşına meram anlatan, vatandaşın hakkını korumak üzerine mastır yapmış namıdiğer Atom Karınca Bülent Turan.. Personelin bazılarına göre ödenek yok, müdüre göre ödenek var ama burası bekleme yeri değilmiş onun için vatandaşın ayakta kalmasında bir sorun görmüyormuş. Valla müdür Burhan Özsoy sorun görmeyebilir ama bu kurumların asıl sahipleri – ki bunlardan biri de bemim – burada sorun olduğunu söylüyor. Hastası var, ustası var..
Yaşlısı var hamilesi var..
Paşa gönlünüz vatandaşınızın ayakta beklemesine razı geliyorsa varsın beklesin. O zaman çıkıp ‘vatandaşa hizmet için varız’ gibi havalı cümleler kurmayın.. Yazıyı bana ait özgün birkaç dörtlükle bitireyim.. Vatandaş ayakta
Müdür koltukta
Oturmaya ne hacet
Bu yoklukta Döner sermaye çokmuş
Amma ödenek yokmuş
Seviyorum dediğine bakma
Duyguları kokmuş Dedikodu etme yatakta
Koparırlar seni sokakta
El alem ne derse desin
Keramet arama yalakta Yazı yazdım dört köşeli
İçi accık sitem döşeli
Yandım yandım kül oldum
Tuzlu cacık içeli
Şimdi filmi başa sarayım ve ne olduğunu anlatayım.. Geçen haftaydı..
Geçen hafta dediğime bakma, b kaç hafta önce diyeyim..
Bir iş için tapudayız. Kapıdan girdik; bomboş bir salon. Gişede henüz uykusundan uyanamamış muhtereme ‘biz şu iş için geldik’ dedik. Sağ olsun yardımcı olmak için başını kaldırdı ‘2.kat’ dedi..
Çıktık.. Kahretsin; iki kişinin tuvalet konuştuğunu duydum ve gazetecilik duyguma yenik düşerek tuvalet aradım. Buldum, kapısını yokladım, kilitli. Kadınlar tuvaletini tıklattım ses gelmeyince yokladım o da kilitli. Zaten üzerine de yazmışlar, ‘personel harici giremez..’

Kamu dairelerinde bu kafayı anlamıyorum. Niye giremiyormuş vatandaş. Bu kafayla hayatını yoranlar siz de bir gün o koltuklardan kalkacak ve vatandaş olacaksınız. Hadi bana mantıklı bir yanıt verin. Bu kurumların asıl sahipleri müdür katındaki bu tuvaleti niye kullanamıyor.. afedersin donuna mı yapsın vatandaş.. Yahu Çanakkale Valisinin koridor katında bile tuvaletler kilitli değilken Çanakkale Tapu Kadastronun müdür katında niye kilitli..hadi makul ve mantıklı bir yanıt verin. Yoksaaa..Kemal Sunal’ın bi filmi vardı. Ağanın şeyinin üstüne şey mi olur.. Hadi tuvaleti anladık; anlamadık da anladık diyelim. Vatandaş donuna yapsın veya alt katta bi tuvalet varmış sırasını kaçırmak pahasına oraya gitsin. Koca salonun bi kenarına iki kişinin oturabileceği koltuk kondurulmuş. Vatandaş ayakta bekliyor. Tuvaletler kilitli..
Vatandaş ayakta..
Bu durumu belgelemek istedim ve kısa bi video çektim.. [video width="368" height="656" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2023/06/WhatsApp-Video-2023-06-12-at-13.25.29.mp4"][/video] Şak.. Pencere önünde beklemeyin.. Yüksek sesle konuşmayın.. Yazılarının arkasındaki hanımefendi görevli ‘burada video çekmek yasak’ dedi..ona bakarsan adımbaşı yasak var. İşte bunu demeyecekti..
‘Gazeteciyim, burada vatandaş ayakta bekliyor, insan şuraya birkaç koltuk koyar. Ben bunu haber yaparım’ dedim ve tartışmanın fitili ateşlendi.. Sonra kapalı kapıların ardından herkes bana kurulmaya başladı. Efendim neymiş yasakmış..buraya koltuk konulmazmış. Müdürü amiri her kafadan bi ses. Sonra biri çıktı ‘ödenek yok’ dedi. Haberi Genel Müdürlüğe de yollamalıymışım.. Ardından kapısını tıklatıp kurum müdürü Burhan Özsoy ile aramızda şöyle bir konuşma geçti.
‘Şimdi size gazeteci olarak bir soru soracağım. Döner sermayeyi Genel Müdürlüğe mi yolluyorsunuz’
‘Evet..’
‘Burada insanları neden ayakta tutuyorsunuz..’
‘Bu kata randevulu geliniyor, onun için oturma bölümü yok’
(İki kişinin oturabileceği iki adet standart iskemle var. Demek ki yasak değil, hem niye yasak olsun, sadece yeterli sayıda oturma yeri yok) ‘Peki az önce sizin yanınızda bi görevli kızgınlıkla ödenek yok. Haberinizi Genel Müdürlüğe de yollayın dedi..’
Ödenek varmış, olmazmış mı. Bunu müdür söylüyor.
O zaman vatandaşı niye ayakta bekletiyorsun kardeşim. Al üç beş koltuk, vatandaş otursun. Yaşlısı var, hastası var, hamilesi var. Ayakta bekletmek hoşuna mı gidiyor.. Amma yağma yok. Torpillisi, siyasetçisi, nüfuzlusu müdürün odasında beklediği için salonda koltuk olmuş olmamış bunun bi önemi yok. Benim gördüğüm bu; garibim vatandaş işinin görüldüğüne bakıyor..ne oturması. Hep yazdım, bizde de olsun diye çaba sarfettim; bu işin yapılması için de Belediye’ye büyük görev düştüğüne işaret ettim. Dünyanın her yerinde ister özel işletme olsun ister kamu. Tuvaletler vatandaşa açık. Bizde ise ‘personel harici giremez..’ kafası var.. Uzatmayayım; şak iki dakika sonra güvenlik geldi..
Müdürün odasına girip çıktı. Bakınıyor öylesine, belli ki beni arıyor.
‘Aradığın kişi benim’ dedim ama teklifime ‘ben kimseyi aramıyorum’ diye yanıt verdi..
Yazmazsam haksızlık ederim. Tapu çalışanları koro halinde yazmamı istedi..
‘Alt katta bekleme koltukları var, onları da yazın gerçek gazeteci olduğunuzu görelim’ dedi.. Hee yazdık ne oldu.. koltuk çok bekleyen kimse yok. Ne olacak şimdi.
Allahım ya..bir de demezler mi ‘videoyu silin’ diye.. Sayın Çanakkale Valisi İlhami Aktaş..
Sayın Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider..
Sayın Tapu ve Kadastro Bursa Bölge Müdürü Adnan Cevher..
Ve Çanakkale’nin dağına taşına meram anlatan, vatandaşın hakkını korumak üzerine mastır yapmış namıdiğer Atom Karınca Bülent Turan.. Personelin bazılarına göre ödenek yok, müdüre göre ödenek var ama burası bekleme yeri değilmiş onun için vatandaşın ayakta kalmasında bir sorun görmüyormuş. Valla müdür Burhan Özsoy sorun görmeyebilir ama bu kurumların asıl sahipleri – ki bunlardan biri de bemim – burada sorun olduğunu söylüyor. Hastası var, ustası var..
Yaşlısı var hamilesi var..
Paşa gönlünüz vatandaşınızın ayakta beklemesine razı geliyorsa varsın beklesin. O zaman çıkıp ‘vatandaşa hizmet için varız’ gibi havalı cümleler kurmayın.. Yazıyı bana ait özgün birkaç dörtlükle bitireyim.. Vatandaş ayakta
Müdür koltukta
Oturmaya ne hacet
Bu yoklukta Döner sermaye çokmuş
Amma ödenek yokmuş
Seviyorum dediğine bakma
Duyguları kokmuş Dedikodu etme yatakta
Koparırlar seni sokakta
El alem ne derse desin
Keramet arama yalakta Yazı yazdım dört köşeli
İçi accık sitem döşeli
Yandım yandım kül oldum
Tuzlu cacık içeli