1881 yılında Biga’da doğdu Atatürk ile aynı yaştaydı. Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra Selanik'teki 3. Ordu'ya atandı. Mülazım olarak görev yaparken Kâzım Karabekir vasıtasıyla İttihat ve Terakki Teşkilatı'na girdi. Fedailer Bölüğü'nde görev aldı. İttihat ve Terakki içinde "Bigalı Atıf" olarak bilinmekteydi.
Batılı ülkeler Osmanlı üzerindeki emellerini, 9 Haziran 1908’de gerçekleşen "Reval Zirvesi" ile net bir şekilde ortaya koyuyordu. İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı II. Nikola arasında bugünkü adıyla Estonya’nın başkenti Talin’de yapılan görüşmelerde iki lider, Balkanlar’ın paylaşım planını yaptılar.
Bu kararlar, II. Abdülhamit’e karşı örgütlenen İttihat ve Terakki yanlılarını tabiri caizse çileden çıkardı. “Osmanlı’nın paylaşım planı yapıldı, Yıldız Sarayı uyuyor” değerlendirmeleri açıktan yapılmaya başlandı.
İlk Türk anayasası olan Kanun-ı Esasi, İttihat ve Terakkiciler tarafından özgürlüğün sembolü olarak görüldü. Meşrutiyet taraftarları 1878 sonrasında İkinci Abdülhamid rejimini değiştirip, tekrar meclisi açtırmak için yoğun bir muhalefete giriştiler.
Binbaşı Enver Bey, II. Abdülhamid Han’ı meşrutiyete zorlamak için Selanik’te silahlanıp 25 Haziran 1908'de dağlara çıktı. Ardından da Kolağası Resneli Niyazi, 160arkadaşı ile Manastır’da garnizonu basıp silahları aldı ve dağa çıkıp isyanı fiilen başlattı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nda büyük kahramanlıkları görülen efsane isim olarak bilinen Kolağası Resneli Niyazi’nin ve Enver Bey’in isyanı, bir anlamda işaret fişeği gibi oldu. Enver Bey’in dağa çıkması ayrı bir öneme haizdi. Böylece orduların en hayati mihraklarında bulunan kurmayların hareketi başlıyordu. Adları çok sonraları sıkça duyulacak olan alt rütbeli birçok subay da artık dağlardadır.
Saltanat merkezi İstanbul, ayaklanmayı genişlemeden bastırmak amacıyla dönemin en önemli komutanlarından Müşir Şemsi Paşa’yı görevlendi. Yaşlı Arnavut diye bilinen Şemsi BişevaçPaşa Rumeli'nin canlı haritasıydı. Bölgede pek çok isyanı bastırmış, dağlarda çete takip etmişti. Mitroviçe'de yerini Miralay Fevzi (Çakmak) Bey'e bırakarak Manastır'a gelen Şemsi Paşa’nın okuması yazması yoktu, kafası az çalışırdı ama padişaha sıkı sıkıya bağlıydı. Resne'ye giderek Enver Bey’i ve Niyazi Bey'i yakalamak istiyordu.
Şemsi Paşa iki tabur askerle Manastır’a gelir ancak emrindeki askerler Resne üzerine yürümeyi reddederler. Şemsi Paşa, Manastır’a vardığında postaneye gider. İstanbul ile yazışmalarını yapar, gerekli bilgileri paylaşır ve merkezden son talimatları alır. Bu sırada dışarıda, Şemsi Paşa’nın kim olduğunu merak edenler büyük bir kalabalık oluşturur. Tam arabasına bindiği esnada bir subay Şemsi Paşa’nın arabasına yaklaşır ve yakın mesafeden üç el silâh sıkar. Kalbine isabet eden Paşa oracıkta ölür. Bu subay Mülazım Atıf Bey’dir. Olaydan sonra kaçarken bacağından vurulup bir dükkana sığınmış, sonrasında Resne'ye kaçmıştır. Anlatılanlara göre daha fazla ittihatçının olduğu Selanik te suikast yapılamaması üzerine Manastır da daha az ittihatçı olmasına rağmen cesaret edebilecek tek kişi kendisi olmuş, artık Hürriyet mücadelesi geri dönülmez bir dönemece girmiştir.
II. Abdülhamit, 24 Temmuz’da sürpriz bir şekilde II. Meşrutiyet’i ilan etti. Şemsi Paşa’yı vuran Mülazım Atıf, Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte İstanbul’a geldi. Yaptıkları İttihatçılar tarafından bir kahramanlık olarak sunuldu. 1910 yılında İmtiyaz Nişanı verildi. Kanun-i Esasi'nin ilanından sonra yapılan ilk seçimlerde milletvekili seçildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin vitrininde yer almış bir isimdi Atıf Bey. 1918'den kapanışına kadar İttihat ve Terakki Merkez-i Umumisi'nde görev aldı. Mütareke döneminde Divan-i Harb-i Örfi'de yargılandı. Malta'ya sürüldü. Sürgünden döndükten ve Cumhuriyet'in ilanından sonra Halk Fırkası'ndan mebus oldu.
Soyadı Kanunu ile birlikte Kamçıl soyadını aldı. 1947 yılında İstanbul'da öldü. Karacaahmet Mezarlığında defnedilen Atıf Bey'in kabri daha sonra Bakanlar Kurulu kararıyla 'hürriyet kahramanı' olarak merasimle Şişli'de 'Hürriyet-i Ebediye' tepesine nakledildi. Evli ve beş çocuk babasıydı. Şemsi Paşa'nın öldürüldüğü caddeye de 'Atıf Bey Caddesi' ismi verildi. Çanakkale İngiliz Mezarlığı yanındaki bir sokak da onun ismini taşır.
Özgürlüğümüze katkıda bulunanları saygıyla anıyoruz. Hoş kalın, hoşca kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 16 Kasım 2018 - 15:54
Çanakkaleli Bir Hürriyet Kahramanı, Mülazım Atıf
1881 yılında Biga’da doğdu Atatürk ile aynı yaştaydı
YAZARLAR
16 Kasım 2018 - 15:54
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir