Sanırım zamanla kentimiz büyüyüp geliştikçe büyük şehirdekilere benzer seçkilerimiz oluşacak. Yeni kordonda bisiklete binmek çok keyifli örneğin. Tabi kalabalığın olmadığı saatleri seçmeli. Sarıçay boyu, plaj mahallesi, Mega Beach’in oralar çok keyifli yürüyüş parkuru. DSİ’nin arkasına dolaşırsanız; sabah erken saatlerde, boğaza ilk giriş yapan gemileri virajı alırken ilk siz görebilirsiniz. Oralardan karşıya bakarsanız, Kilitbahir kalesiyle “dur yolcu” yazısı, bakış açısından dolayı birbirine daha yakınmış gibi görülür. Denizin; çiğ, iyot, yosun karışımı aromasını ciğerlerinize çekmek ve uzaklara dalmak için, yalnız bir banka oturabilirsiniz. Oralarda taichi yapan bir kıza rastlıyorum bazen. “Bu da ne yapıyor böyle yahu” diyen bir yaşlı amca tam arkasına bir banka oturmuş, vakit geçiriyor.
Nuri Bilge Ceylan da fark etmiş olmalı ki Sarıçay boyunun derinlemesine peyzajının güzelliğini, Ahlat Ağacı filmindeki kimi çekimleri orada yapmış.
Çay boyundaki yeni yapılan büyük köprüyle ikiye ayrılmış parkı çok seviyorum. Köprünün plaj caddesi ayağında park içinde Cem Sağbil’in muhteşem bir heykeli var. Bir şeylerden korkmuş, tedirgin, kaçışan, birbirinin aynı insanları anlatıyor sanki.
Balıkçı lokalinin oralardan gelen çekiçli, boya püskürtmeli tekne tamirat sesleri balık avı mevsiminin yaklaştığını haber veriyor gibi. Geçen Cuma sabah saatlerinde balık hali arkasındaki araçlardan indirilen kasaların içlerindeki sardalyelerin gümüşi rengi gözümü aldı da, o gün mangalda sardalye yapmak istedim. Izgara sardalye mevsimi gelmiş gibi sanki. Tabi ki o balıkları mangalda, olduğu gibi, temizlemeden pişirmeli. O şekil balık pişirme üslubunun asıl adını bütün Çanakkaleliler bilir. Çanakkale’ye yeni göçenler, hem o balıkları temizlemeden pişirmeye hem de adına alışamasalar da lezzetini bir gün öğrenecekler. Gezinti yapalım derken konu balığa geldi. Canım balık çekmiş olmalı. Bu arada çay boyunda güzel balık yapan mekanlar var.
Çay boyunda, park içinde ve yollarda hayvan gezdirenlerden küçük bir rica: Lütfen hayvanlarınızın dışkıları için önlem alın. Bir çim üzerine özgürce oturmak ve üstümün köpek pisliği olmadığından emin olmak istiyorum.
Çay boyunu, tam troya köprüsünün oraya kadar takip etmenizi öneririm. Bakir, boş, nefis ağaçlandırmalarıyla çok şirin parklar var. Park konusu açılmışken; bilirsiniz ya da en azından duymuşsunuzdur. Moskova’da Gorki Park, Newyork’ta Central Park vardır. Şehrin merkezinde ve ciğerleridir o şehirlerin. Bizim Halk Bahçemiz de onlara kıyasen daha mütevazi olsa da Çanakkale’ye sağladığı oksijen ve moral yadsınamayacak denli önemli. Yahu şu tadilat çok uzun sürmedi mi? Üstelik yaz günleri serinlemeye, ağaç gölgesinin ferahlığına en çok ihtiyaç duyulan zamanlarda. Haftada bir uğruyorum, şu tadilat bitti de park açıldı mı halka diye. Ve ne yenilendi diye merak ediyorum. Umuyorum ki, öyle muhteşem bir yenileme yapılır da sonunda “oh be işte bu… Beklediğimize, bir yaz boyunca parksız kaldığımıza değdi” diyebiliriz. Şu sıcak yaz günlerinde gönlünüzce serinleyebilmeniz dileğiyle.
YAZARLAR
Yayınlanma: 10 Ağustos 2018 - 13:15
Çanakkale'nin Keşfi
Sanırım zamanla kentimiz büyüyüp geliştikçe büyük şehirdekilere benzer seçkilerimiz oluşacak
YAZARLAR
10 Ağustos 2018 - 13:15
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir