ÇOMÜ Araştırma Hastanesinde kanser tedavisi gören ve vefat eden Recep Çelik (96) ile Covid 19 tedavisi gören 69 yaşındaki Recep Yılmaz isim benzerliği nedeni ile karıştırıldı.
Üniversite Hastanesi Yoğun Bakım servisinde yer olmadığı gerekçesiyle Kovid-19 tedavisi gören Recep Yılmaz Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi'ne sevk edildi, ancak sevk esnasında Yılmaz'ın dosyası yerine adaşı kanser tedavisi gören Çelik'in dosyası hastaneye gönderildi. Yılmaz'ın durumu ağırlaştı ve Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Bunun üzerine hastane personeli dosya üzerinde telefon numarası bulunan Çelik ailesine ulaştı.
Çelik ailesi morga gelerek babaları olduğunu düşündükleri Recep Yılmaz’ı kovid-19 tedbirleri nedeniyle uzaktan görebildiler. Her iki hastanın da göğüs bölgesinde ameliyat izi vardı. Bu yüzden fark edilemediği için Çelik ailesi babaları zannederek hastane morgundan Yılmaz'ın cenazesini aldı. Recep Yılmaz Çanakkale Şehir mezarlığında Çelik ailesi tarafından aile kabristanlığına defnedildi. Bir gün sonra Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinden gelen bir telefon ile Hilmi Çelik hastaneye çağırıldı. Hilmi Çelik'e bir hastayı teşhis etmesi gerektiği aktarıldı. Hilmi Çelik odaya girdiğinde karşısında dün defnettiklerini sandığı babasını gördü. Durumu savcılığa intikal ettiren Çelik ve Yılmaz ailesi şimdi savcılığın incelemesinin ardından yaşanan trajikomik olayı düzeltmek için bekliyor. DEDİLER Kİ BU DEFİN İÇİN BİR YANLIŞLIK VAR
Kanser tedavisi gören 96 yaşındaki Recep Çelik’in Oğlu Hilmi Çelik konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Babam Recep Çelik, rahatsızlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine aciline onu götürdük. Yoğun bakımda yer olmadığı için acilin müşahade odasına aldılar. Bir iki gün orada kaldı. Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinin yoğun bakımında bir yer açılıyor. Babam Recep Çelik adına evrak düzenleniyor. Ama orada yatmakta olan bir başka Recep araca bindiriliyor, devlet hastanesine götürülüyor yoğun bakıma. Adam yoğun bakıma girerken ölmüş zaten. Bizi babanız öldü diye çağırdılar. Gittik orada işlemleri yaptık. Öbür gün hastaneye gittik. Ölüm raporunu aldık. Baktık. Ölüm raporu Recep Çelik üzerine düzenlenmiş. TC kimlik numarasına kadar aynı. Morga indik, kovidli yazılmış. Ona itirazda etmiştik biz. Zaten yaklaştırmıyorlar. Orada uzaktan ne görülüyor. Ameliyat izi görülüyor. Bir hafta önce babam ameliyat olmuştu. Orada yatan hastada ameliyat olmuş. Adamı bize teslim ettiler. Belediye mezarlığına götürdüler. Orada dini vecibelerini yerine getirdik. Aile mezarlığımıza defnettik. Bir gün sonra bizi Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinden aradılar. Dediler ki bu defin için bir yanlışlık var. Gelir misiniz? Gittik oraya. Dediler ki 18 Mart Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 5. katında dahiliye bölümünde 523 numaralı odada bir Recep Çelik yatıyor. Gidip bakar mısınız? Gittik, baktık ki babam orada yatıyor. İyi de bizim gömdüğümüz Recep Çelik kim? Şimdi bu soru akla geliyor. Meğer o insanlarda hastalarını kaybetmişler. Hastane hastane dolaşıyorlar, bulamıyorlar. O Recep'te bir başka birisiymiş. Ama ölüm evrağı da nakil evrağı da babamızın üzerine düzenlenmiş. Yani Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde böyle bir yanlışlık yapılmış. Bugün itibariyle bu yanlışlığı düzeltmek için savcılığa gittik. Öbür Recep'in akrabaları da geldi bizde gittik. Savcılığa ifade verdik. Bekliyoruz şimdi o mezar açılacak. Onlar cenazelerini alacaklar. Başka bir yere defnedecekler. Bizim de aile mezarlığımız boşalmış olacak.
Recep Yılmaz'ın cenazesi incelemenin ardından Çelik ailesine ait aile kabristanlığımdan alınarak Yılmaz aile kabristanlığına tekrar defnedilecek.
Çelik ailesi morga gelerek babaları olduğunu düşündükleri Recep Yılmaz’ı kovid-19 tedbirleri nedeniyle uzaktan görebildiler. Her iki hastanın da göğüs bölgesinde ameliyat izi vardı. Bu yüzden fark edilemediği için Çelik ailesi babaları zannederek hastane morgundan Yılmaz'ın cenazesini aldı. Recep Yılmaz Çanakkale Şehir mezarlığında Çelik ailesi tarafından aile kabristanlığına defnedildi. Bir gün sonra Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinden gelen bir telefon ile Hilmi Çelik hastaneye çağırıldı. Hilmi Çelik'e bir hastayı teşhis etmesi gerektiği aktarıldı. Hilmi Çelik odaya girdiğinde karşısında dün defnettiklerini sandığı babasını gördü. Durumu savcılığa intikal ettiren Çelik ve Yılmaz ailesi şimdi savcılığın incelemesinin ardından yaşanan trajikomik olayı düzeltmek için bekliyor. DEDİLER Kİ BU DEFİN İÇİN BİR YANLIŞLIK VAR
Kanser tedavisi gören 96 yaşındaki Recep Çelik’in Oğlu Hilmi Çelik konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Babam Recep Çelik, rahatsızlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine aciline onu götürdük. Yoğun bakımda yer olmadığı için acilin müşahade odasına aldılar. Bir iki gün orada kaldı. Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinin yoğun bakımında bir yer açılıyor. Babam Recep Çelik adına evrak düzenleniyor. Ama orada yatmakta olan bir başka Recep araca bindiriliyor, devlet hastanesine götürülüyor yoğun bakıma. Adam yoğun bakıma girerken ölmüş zaten. Bizi babanız öldü diye çağırdılar. Gittik orada işlemleri yaptık. Öbür gün hastaneye gittik. Ölüm raporunu aldık. Baktık. Ölüm raporu Recep Çelik üzerine düzenlenmiş. TC kimlik numarasına kadar aynı. Morga indik, kovidli yazılmış. Ona itirazda etmiştik biz. Zaten yaklaştırmıyorlar. Orada uzaktan ne görülüyor. Ameliyat izi görülüyor. Bir hafta önce babam ameliyat olmuştu. Orada yatan hastada ameliyat olmuş. Adamı bize teslim ettiler. Belediye mezarlığına götürdüler. Orada dini vecibelerini yerine getirdik. Aile mezarlığımıza defnettik. Bir gün sonra bizi Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesinden aradılar. Dediler ki bu defin için bir yanlışlık var. Gelir misiniz? Gittik oraya. Dediler ki 18 Mart Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 5. katında dahiliye bölümünde 523 numaralı odada bir Recep Çelik yatıyor. Gidip bakar mısınız? Gittik, baktık ki babam orada yatıyor. İyi de bizim gömdüğümüz Recep Çelik kim? Şimdi bu soru akla geliyor. Meğer o insanlarda hastalarını kaybetmişler. Hastane hastane dolaşıyorlar, bulamıyorlar. O Recep'te bir başka birisiymiş. Ama ölüm evrağı da nakil evrağı da babamızın üzerine düzenlenmiş. Yani Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde böyle bir yanlışlık yapılmış. Bugün itibariyle bu yanlışlığı düzeltmek için savcılığa gittik. Öbür Recep'in akrabaları da geldi bizde gittik. Savcılığa ifade verdik. Bekliyoruz şimdi o mezar açılacak. Onlar cenazelerini alacaklar. Başka bir yere defnedecekler. Bizim de aile mezarlığımız boşalmış olacak.
Recep Yılmaz'ın cenazesi incelemenin ardından Çelik ailesine ait aile kabristanlığımdan alınarak Yılmaz aile kabristanlığına tekrar defnedilecek.