"Dün Halilağa Bakır ve Altın Madeni projesi ile ilgili ÇED olumlu raporuna karşı açılan ikinci davanın bilirkişi keşfine katıldım.
Keşif mahkeme heyetinin olumlu ve demokratik yönetimi ile gayet güzel geçti.
Davacı taraf olarak, avukatlarımız ve uzman arkadaşlarımız mahkeme heyetine ve bilirkişilere beyanlarda bulundular.
Avukatlarımız ve uzmanlarımız genel olarak bu maden projesinin bölgede yaratacağı ekolojik, ekonomik ve sosyal sıkıntıları ayrıntılarıyla ifade ettiler.
Bazı başlıklar ile bu beyanları özetlersek;
Hukuken; bir önceki davada iptal edilen ÇED olumlu raporuna karşı, şirket ikinci kez bir ÇED raporu hazırlamış ve bir önceki iptal edilen rapor hiç yokmuş gibi davranılmış ve ÇED yönetmeliği konusunda yapılan değişiklikler gözardı edilmiş haliyle raporun hazırlanmasında usul ve esas hataları söz konusudur.
Madencilik açısından ; şirket aynı ruhsat sahasında bakır çıkaracağım derken aynı zamanda altın madeni de çıkaracak ve yine aynı sahada feldispat ocağı açacağız diye bir çok maden ruhsatına başvurarak hille yapıyor.
Bu maden projesi için hazırlanan işletme raporunda, bir çok eksik ve hatalar var, örneğin atık depolama alanları gerçeğe aykırı ve uygun değil.
En önemlisi maden işletmesi için gerekli su kaynağı bölgede yok.
Maden işletmesinin yıllık 4 milyon m3 su ihtiyacı için DSİ ye iki tane sulama göleti yaptırılacak, bu sayede bölgenin içme, kullanma ve tarımsal sulama suyunun tamamına bu maden projesi el koyacak.
Üstelik DSİ tarafından yapılacak bu iki sulama göleti yine gölet su toplama havzası tarafından asla dolamayacağı için.
Çan tarafından Kocaçay ırmağının suyu pompalar vasıtasıyla bu göletlere basılacak.
Haliyle Çan ilçesinden başlayarak, Biga ovasına kadar on binlerce çiftçinin sulama ihtiyacını karşılayan ırmağın suyu da çalınacak.
Sadece sulama suyu değil, binlerce yeraltı suyu kaynağını ve kuyusunu, pınarını besleyen geniş bir coğrafyada yegane su kaynağını da çalmayı planlayan bu maden projesine karşı oluşacak toplumsal tepkinin ve kargaşanın da altı çizildi.
Orman Ekosistemi açısından; Madencilik yapılması planlanan alanın yüzde 90 nı orman alanıdır. Biga yarım adasının da yer alan bu bölge hem dünyada hem de ülkemizdeki en önemli ekolojik alanlar arasındadır.
Barındırdığı endemik canlılık eşsizdir ve kırılgandır.
Meden açılmak istenen yer Kazdağları eko sisteminin bir parçasıdır.
Tarım ve Hayvancılık açısından; bölgenin köyler küçükbaş hayvancılık ve tarım ile geçinmektedir, Coğrafi tescilli Ezine peyniri bu bölgelerde üretilen sütlerden yapılmaktadır.
Yine bayramiç beyazı bu bölgenin temiz havası ve suyu sayesinde yetişmektedir.
Zeytin, buğday ve her türlü meyve bu bölgede yetişmektedir ve çok kalitelidir.
On binlerce köylü bu sayede geçirmektedir.
Madencilik projesi bölgedeki ekonomik ve sosyal dengeleri bozacaktır.
Sosyal, kültürel ve arkeolojik açıdan;
Bölgenin kadim tarımsal kültürü bu maden projesi ile darbe alacak başta küçükbaş hayvancılık ve yerel tarım kültürü erozyona uğrayacaktır.
Maden sahasında 1. Derece arkeolojik sit alanları mevcuttur.
Beyanlar alındıktan sonra arazili araçlar ile tamamı muhteşem ormanlar ile kaplı maden sahasında uzun bir keşif turu yapıldı.
Ve daha sonra son beyanlar ve tutanaklar için tekrar bir araya gelinerek keşif sonlandırdı.
Son beyanlarda köylerden katılanlar konuştu.
Özelikle bir köylü teyzemizin feryadı dikkat çekici idi " ben köyümde yaşamak istiyorum, maden istemiyorum, torunlarıma bu köyü temiz bırakmak istiyorum ne olur bizi duyun" dedi.
Sonuç olarak ben de bir kaç şey ilave etmek ve altını çizmek istiyorum;
Biliyoruz ki bu maden projeleri uzun bir zamandır gündemimizde, Kazdağlarının dört bir tarafında yüzlerce maden projesi var.
Bölgemizin yüzde 80 çeşitli maden ruhsatı ile karşı karşıya.
Bunlardan en büyüğü Cengiz Holding tarafından açılmak isteniyor.
Bu proje daha önce Kanada'lı bir şirket tarafından geliştirildi ve bölge halkının, çevre mücadelesi sonucunda projeyi gerçekleştiremeyen şirket bu projeyi Cengiz Holding'e satarak gitti.
Burada dikkat çekeceğim husus şudur;
Bu maden projelerinin tam bir sömürge ve talan projeleri olduğunu düşünüyorum çünkü; Halilağa maden projesi ve bölgedeki diğer maden projelerini hazırlayan çok uluslu maden şirketlerinin geçmişinde bir çok eko kırım ve soy kırım suçları olduğu biliniyor.
Yine bu maden şirketleri Güney Amerika ve Afrika'da bir çok ekolojik yıkım, çevre felaketi ve yerli halkların katledilmesi ile suçlanıyor.
Haliyle bu madenlerin birer sömürge projesi olarak geliştirildiğini söyleyebiliriz.
Aynı zamanda bu projelerin, bölgemizde ekonomik, sosyokültürel ve ekolojik olarak yıkıma neden olacağını ön görebiliriz.
Bu nedenle sadece şirketlerin kâr etmesi, zenginleşmesi üzerine kurulmuş bu maden projelerine karşı yüksek bir karşı duruş sergilemek gerekiyor.
Bölge Ziraat Odaları, Belediye Başkanlıkları ve bir çok kurum ve kuruluş bu konuda uyanık olmalı ve itiraz etmelidir.
Hiç bir kamu yararı olmayan bu sömürge-talan projelerine karşı duran, mücadele eden tüm dostlarımızı selamlıyorum.
Onlar bu ülkenin gerçek yurtseverleri ve onurlu vatandaşlarıdır"
Ülgen'in yazısının içinde bir ayrıntı var ki; önemli bir iddia. Belki dikkatinizden kaçmış olabilir. O ciddi iddiaya göre firma burada madencilik açısından hile yapıyor. Bu iddiayı Mustafa Alper Ülgen şu cümleler ile anlatıyor.
"Şirket aynı ruhsat sahasında bakır çıkaracağım derken aynı zamanda altın madeni de çıkaracak ve yine aynı sahada feldispat ocağı açacağız diye bir çok maden ruhsatına başvurarak hille yapıyor"
HABER MERKEZİ
ÇEVRE
Yayınlanma: 10 Aralık 2023 - 16:22
Güncelleme: 10 Aralık 2023 - 16:46
Cengiz, bir taşla 3 kuş vurmak istiyor
Kaz Dağlarının eteklerinde kurulmuş olan Muratlar-Halilağa-Hacıbekirler üçgeninde açılmak istenen Bakır Madeni için bölgede organik tarım yapan, atalık tohumlarını pek çok kişi ile buluşturan Mustafa Alper Ülgen bir yazı kaleme aldı. Köylerin asıl sahiplerinden yaşlı bir teyze feryadı “ben köyümde yaşamak istiyorum, maden istemiyorum, torunlarıma bu köyü temiz bırakmak istiyorum ne olur bizi duyun” sözleriyle haykırması çok dikkat çekici. İşte o yazının tam metni.
ÇEVRE
10 Aralık 2023 - 16:22
Güncelleme: 10 Aralık 2023 - 16:46