16 Nisan 2025’te Ankara’da yapılacak 2. İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısı öncesi düzenlenen eylemde, Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından hazırlanan açıklama okundu. Açıklamada, Atikhisar Barajı’nın projeye sadece 1.400 metre mesafede olduğuna dikkat çekilerek, bu mesafenin ciddi bir tehlike barındırdığı vurgulandı.
Açıklamanın devamında; "DSİ’nin, kuruluş kanunu gereğince bölgemizin tek içme suyu kaynağı olan ve proje alanına yalnızca 1.400 metre olan Atikhisar Barajı’na sahip çıkması ve Atikhisar Barajı’nın orta mesafede koruma alanında bir açık ocak altın gümüş madenine karşı tümden bir duruş göstermesi gerekmektedir. Her ne kadar doğanın kanunlarına, insan ve çevre sağlığına aykırı olarak, bazı yönetmeliklerde ve kanunlarda “Barajların Orta mesafe koruma alanında galeri usulü patlatma hariç madencilik yapılabilir.” denilse de DSİ’nin projeye kararlı bir biçimde tümden olumsuz görüş vermesi zorunludur.
Geçtiğimiz hafta Çanakkale’de bir Su Zirvesi yapıldı. Zirve’nin amacı “Atikhisar Barajı’nın sürdürülebilir su kullanımı için yol haritası çıkarmak.” idi. Kazdağları Ekoloji Platformu temsilcimiz Süheyla Doğan’ın 2 dakika konuşmasına izin verilmeyerek, yaka paça dışarı çıkartıldığı Zirve’de DSİ yetkilileri, protokol konuşmalarında Atikhisar Barajı’nı koruyacaklarını ifade ettiler. İşte şimdi Atikhisar Barajı’nı korumanın tam zamanı.
ÇED Raporu’na göre asit maden drenajı üretme potansiyeli çok yüksek olduğu belirtilen cevher ve pasanın olduğu bu projede asit maden drenajı oluşma olasılığı çok yüksektir. Altın madenciliği faaliyetlerinin ve oluşacak asit maden drenajının altın madeni projeleri etrafında ne denli ciddi ağır metal kirliliğine neden olduğu bilinmektedir. Fatsa Altın Madeni bu konuda en önemli örneklerdendir. Fatsa Altın Madeni projesinin çevresinde Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından alınan örnekler üzerinden yapılan ölçümlerde hem sularda, hem de toprakta limitlerin çok üstünde ağır metal kirlilikleri ölçülmüş olup şirket hakkında “çevre kirliliği yaratmak” tan dolayı dava edilmiştir. Dava kapsamında mahkeme tarafından yaptırılan ölçümlerde de benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Davanın yakında davacılar lehine sonuçlanması ve şirketin suçlu bulunması beklenilmektedir.
Bu durumda Atikhisar Barajı ciddi bir ağır metal kirliliği ile karşı karşıya kalacaktır. Çanakkale halkının tek içme suyunun da kirlenecek olması Çanakkale halkının ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmasına neden olacaktır.
Atikhisar Barajı üzerindeki tehlike dışında, bölgedeki ormanlar ve tarım alanları da tehdit altındadır. Projenin gerçekleştirilmesi planlanan ÇED alanında 92.79 ha kısmı orman alanı, 22 ha kısmı tarım alanı, 0,84 ha’lık kısmı ise hazine arazisi bulunmaktadır. Altın madeni faaliyetinin gerçekleşmesi halinde, 92.79 ha orman alanı kesilecek, 22 ha. Tarım alanları köylülerden ya satın alınacak, ya zorla kamulaştırılacak ve yok edilecektir. Bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir.
Devasa cehennem çukurları açılacak ve yoğun ağır metaller ihtiva eden pasa yığınları meydana gelecektir. Oluşması muhtemel asit maden drenajları ile yeraltı ve yer üstü suları, Değirmen Deresi, Sarıçay ve Çanakkale halkının tek içme su kaynağı olan Atikhisar Barajı etkilenecektir.
Projenin ÇED alanı içinde 3. derece arkeolojik sit alanı, proje ÇED alanına 350 m. mesafede ise 1. derece arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. Geleceğe miras kültürel varlıklarımız da projeden olumsuz etkilenecektir.
Projede hiçbir kamu yararı bulunmamaktadır. Ayrıca, proje yakınlarında ve Kazdağı yöresinde çok sayıda metalik madencilik bulunmakta olup % 79’a varan bu oran, tüm Kazdağları’nın ölüm fermanı olacaktır.
Projeye görüş veren/verecek olan Devlet Su İşleri önünden, DSİ yetkililerine sesleniyoruz:
Çanakkale SU Zirvesi’nde verdiğiniz söz tutun. Atikhisar Barajı’nı koruyun. Çanakkale halkının, sivil toplum örgütlerinin projeye yönelik itirazlarını dikkate alarak Koza Madencilik Karapınar Altın Gümüş Madeni Projesi için olumsuz görüş verin ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED sürecini sonlandırılmasını talep edin. Başka Atikhisar Barajımız yok" ifadeleri yer aldı.
HABER MERKEZİ

