Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gazetecilik bölümünden yeni mezun olan 22 yaşındaki Efecan Ercan, mezuniyeti sonrası bölümü ve edindiği mesleği ile ilgili düşüncelerini gazetemiz ile paylaştı. Aynı zamanda dijital akademi eğitimi almaya devam eden Efecan günümüzde gazetecilik okumanın avantajlarını ve dezavantajlarını bizlere aktardı.
Gazetecilik mesleği hakkında neler söyleyebilirsin?
-Gazetecilik mesleği araştırmayı seven, bu mesleği yaparken keyif alacak kişiler tarafından icra edilmesi gereken bir meslektir. Bu mesleği sevmeyen bir kişi, bu mesleği uzun vadede devam ettiremez. Aslına bakarsanız iletişim alanındaki meslekler tamamıyla irade ve arzu ister. Medya sektörü ciddiyet ister. Bu ciddiyet işinizi yaparken somurtmak değildir. Bu ciddiyet işinizi yaparken, o an tüm benliğinizi o işe vermektir. Sigara içiyorsanız canınız sigara çekmeyecek. Derdiniz varsa, o mesai saatleri içerisinde tek derdiniz işiniz olacak. Evet belki biraz kalpsiz duygusuz durmak gibi görülüyor olabilir ama siz bir anlatıcısınız. Yazılı veya görsel içerik üretmek sizi anlattıklarınızdan, topluma yön vermekten sorumlu tutar. Bir lafınızla bir kişinin gününü çok güzel geçirmesini sağlarken, bir lafınızla gününü mahvedebilirsiniz. Veya çok önemli bilgiler aktarıp karanlığa bir kibrit yakıp, o ışığın büyüyüp her yeri aydınlatmasını sağlayabilirsiniz. Belki de iletişim fakültesi öğrencilerini bu yüzden pek sevmiyorumdur; mesleklerini bilmeyip, laubali davranıyorlar. Ki baktığımızda da iletişim fakültesi mezunu olup hayatta başarılı olan az kişi vardır.
Medyanın dijital platformlara endekslenmesi sizi nasıl etkiliyor?
-Medyanın dijital platformlara endekslenmesini destekliyorum. Eski medya ölüm döşeğinde ve artık her şey dijital. Dijitalleşen dünyada medyanın önü daha açık. Bireysel yayın veya haber yapmak kolay. Ve bu havuz çok büyük olduğu için bireyler bireysel, kurumsal olarak havuzda yerini rahatça alabiliyor. Elbette karşılaştığımız sorunlar artıyor. Ortada çok fazla farklı haber olduğu için haber kirliliği olabiliyor. Ama bunun yanı sıra eski medyada haber, belli kaynaklardan iletildiği için doğru bilgiye erişmek zordu. Birey artık -araştırmasını bilirse- doğru bilgiye daha kolay erişebilir. Medya sektörüne girecek olanlara ne önerirsiniz?
Medya sektörüne girecek kişilere ilk önerim kendilerini geliştirmeleridir. Hem bilgisel hem de teknik anlamda. Bir kişi ne kadar kültürlenirse ve bilgilenirse o kadar yaratıcı ve rasyonel düşünebilir. Teknikleri geliştirmekse tecrübeyle olur elbette. Günümüzün güzelliği medya içeriğini cebinizdeki dostunuzla üretebilirsiniz. Iphone telefonla dizi ve film çekilen bir dönemdeyiz. Teknikleri biraz araştırıp, telefonunuzu alıp teknikleri denemeye koyulursanız bir süre sonra eliniz alışacaktır. İyi bir fotoğrafçı bile makineyi ilk eline aldığında deklanşörün yerini bilmez. Hayatta her şey öğrenmek ve gelişmek üzerine kuruludur. Acunmedya Akademi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
-cunmedya Akademi kurumu adında geçtiği gibi gerçek bir akademi. Burda alanında uzman kişilerden eğitim alıyorsunuz. Burda alanında uzman kişilerden aldığınız eğitimin üstüne kendinizi geliştirmenizi sürekli tembihliyorlar. Hiçbir şey dinleyip bir kere tekrarladığınızda öğrenilmez. Burda aldığınız ileri bilgiler ışığında içerik üretip kendinizi geliştirmeniz şart. Ben şuan maaşlı eğitim programındayım ve bu doğrultuda eğitim alırken staj yapıyorum. Kurum olarak üyelerinin tamamen arkalarındalar. Hocalar ilgili, kurum fikirlerinizi gerçekleştirmeniz için ‘neyi, nasıl’ yapacağınız konusunda size olabildiğince yol gösteriyor. Hayallerinizin gerçekleşmesi yolunda büyük bir kişisel yatırım burda bulunmak. ÇOMÜ İletişim Fakültesi bölümleri ile ilgili neler söyleyebilirsin?
-Öncelikle olumlu yönünden bahsetmek istiyorum. Burada iletişim bilimi alanında çok bilgi edindim. Bu bilgileri de alanında uzman akademisyenlerden alıyorsunuz, bu harika bir şey. Olumsuz yönlerine bakacak olursak; bölümlerde ders çeşitliliği yetersiz. Ekipman yetersizliği de öğrencinin mesleki teknikleri geliştirmesine engel oluyor. Tabi günümüzde devlet üniversitelerindeki tüm iletişim fakültelerinde bu sorun var. Üzülerek söylüyorum ki özel üniversiteler, öğrencilere sağlanan ekipmanlar ve imkanlar doğrultusunda daha iyi bir tercih olur.
Teşekkür ederiz.
-Gazetecilik mesleği araştırmayı seven, bu mesleği yaparken keyif alacak kişiler tarafından icra edilmesi gereken bir meslektir. Bu mesleği sevmeyen bir kişi, bu mesleği uzun vadede devam ettiremez. Aslına bakarsanız iletişim alanındaki meslekler tamamıyla irade ve arzu ister. Medya sektörü ciddiyet ister. Bu ciddiyet işinizi yaparken somurtmak değildir. Bu ciddiyet işinizi yaparken, o an tüm benliğinizi o işe vermektir. Sigara içiyorsanız canınız sigara çekmeyecek. Derdiniz varsa, o mesai saatleri içerisinde tek derdiniz işiniz olacak. Evet belki biraz kalpsiz duygusuz durmak gibi görülüyor olabilir ama siz bir anlatıcısınız. Yazılı veya görsel içerik üretmek sizi anlattıklarınızdan, topluma yön vermekten sorumlu tutar. Bir lafınızla bir kişinin gününü çok güzel geçirmesini sağlarken, bir lafınızla gününü mahvedebilirsiniz. Veya çok önemli bilgiler aktarıp karanlığa bir kibrit yakıp, o ışığın büyüyüp her yeri aydınlatmasını sağlayabilirsiniz. Belki de iletişim fakültesi öğrencilerini bu yüzden pek sevmiyorumdur; mesleklerini bilmeyip, laubali davranıyorlar. Ki baktığımızda da iletişim fakültesi mezunu olup hayatta başarılı olan az kişi vardır.
Medyanın dijital platformlara endekslenmesi sizi nasıl etkiliyor?
-Medyanın dijital platformlara endekslenmesini destekliyorum. Eski medya ölüm döşeğinde ve artık her şey dijital. Dijitalleşen dünyada medyanın önü daha açık. Bireysel yayın veya haber yapmak kolay. Ve bu havuz çok büyük olduğu için bireyler bireysel, kurumsal olarak havuzda yerini rahatça alabiliyor. Elbette karşılaştığımız sorunlar artıyor. Ortada çok fazla farklı haber olduğu için haber kirliliği olabiliyor. Ama bunun yanı sıra eski medyada haber, belli kaynaklardan iletildiği için doğru bilgiye erişmek zordu. Birey artık -araştırmasını bilirse- doğru bilgiye daha kolay erişebilir. Medya sektörüne girecek olanlara ne önerirsiniz?
Medya sektörüne girecek kişilere ilk önerim kendilerini geliştirmeleridir. Hem bilgisel hem de teknik anlamda. Bir kişi ne kadar kültürlenirse ve bilgilenirse o kadar yaratıcı ve rasyonel düşünebilir. Teknikleri geliştirmekse tecrübeyle olur elbette. Günümüzün güzelliği medya içeriğini cebinizdeki dostunuzla üretebilirsiniz. Iphone telefonla dizi ve film çekilen bir dönemdeyiz. Teknikleri biraz araştırıp, telefonunuzu alıp teknikleri denemeye koyulursanız bir süre sonra eliniz alışacaktır. İyi bir fotoğrafçı bile makineyi ilk eline aldığında deklanşörün yerini bilmez. Hayatta her şey öğrenmek ve gelişmek üzerine kuruludur. Acunmedya Akademi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
-cunmedya Akademi kurumu adında geçtiği gibi gerçek bir akademi. Burda alanında uzman kişilerden eğitim alıyorsunuz. Burda alanında uzman kişilerden aldığınız eğitimin üstüne kendinizi geliştirmenizi sürekli tembihliyorlar. Hiçbir şey dinleyip bir kere tekrarladığınızda öğrenilmez. Burda aldığınız ileri bilgiler ışığında içerik üretip kendinizi geliştirmeniz şart. Ben şuan maaşlı eğitim programındayım ve bu doğrultuda eğitim alırken staj yapıyorum. Kurum olarak üyelerinin tamamen arkalarındalar. Hocalar ilgili, kurum fikirlerinizi gerçekleştirmeniz için ‘neyi, nasıl’ yapacağınız konusunda size olabildiğince yol gösteriyor. Hayallerinizin gerçekleşmesi yolunda büyük bir kişisel yatırım burda bulunmak. ÇOMÜ İletişim Fakültesi bölümleri ile ilgili neler söyleyebilirsin?
-Öncelikle olumlu yönünden bahsetmek istiyorum. Burada iletişim bilimi alanında çok bilgi edindim. Bu bilgileri de alanında uzman akademisyenlerden alıyorsunuz, bu harika bir şey. Olumsuz yönlerine bakacak olursak; bölümlerde ders çeşitliliği yetersiz. Ekipman yetersizliği de öğrencinin mesleki teknikleri geliştirmesine engel oluyor. Tabi günümüzde devlet üniversitelerindeki tüm iletişim fakültelerinde bu sorun var. Üzülerek söylüyorum ki özel üniversiteler, öğrencilere sağlanan ekipmanlar ve imkanlar doğrultusunda daha iyi bir tercih olur.
Teşekkür ederiz.