Son yıllarda dövize bağlı olarak fiyatları artan; gübre, mazot ve zirai ilaçlar çiftçinin belini iyice büktü. Kumkale Köyü'nde 50 yıldır çiftçilik yapan Mehmet Ali Yücel bulundukları durumu, “Öyle bir haldeyiz ki, bırakın arazilerimizi, artık üzerimizdeki elbiselere kadar ipotekliyiz” diyerek özetledi.
Kumkale Köyü Ovası’nın verimli topraklarında en çok sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılıyor. Uzun yıllardır çiftçilikle uğraşanlar girdi fiyatlarının yüksek olmasından dolayı kar edemediklerini ve üretimden uzaklaştıklarını söylüyor. Kumkale Ovası’nda son 15 yıldır 5 bin dönüm arazide çeltik ekimi de yapılıyor. Mehmet Ali Yücel de çeltik eken bu çiftçilerden biri. Yücel 50 yıldır çiftçilik yaptığını, girdi fiyatlarının yüksek olmasından dolayı üretim yapmakta zorlandıklarını, borçları yüzünden arazilerinin bankalara ipotekli olduğunu belirterek, “İşin içinden çıkamıyoruz artık, pantolonumuza kadar ipotekliyiz” dedi.
YÜCEL: ÜZERİMDEKİ ELBİSELER BİLE İPOTEKLİ
Çeltik üreticisi Mehmet Ali Yücel çiftçinin durumu anlatırken şu ifadelerini kullandı; “Ben 70 yaşındayım. İlkokulu bitirdikten sonra çiftçilik yapmaya başladım. Kafamızı soktuk bir kere bu çamurun içine. Bu işi bırakamayız. Pantolon tarım kredi ipotekli, geri kalan giysilerim bankalara ipotekli ve bin dönüm arazide çalışıyorum. Gübre ve mazot fiyatları çok yüksek. Antalya’da yatlarla gezenlere ucuz mazot veriliyor da bize neden verilmiyor? Çiftçinin hali ne olur bilemiyorum. Domates ve biber fidelerini buraya İstanbul’dan tüccarlar getiriyor. Bu ovaya İstanbullu tüccarlar hakim oldu. Şu anda gübre ve mazot fiyatları çok pahalı olduğu için biz bu işin içinden çıkamayız. Tarım kredi kapılarını kapatsın biz ovaya inemeyiz. Araştırmalarımıza göre Avrupa’da çiftçi çok rahatmış. Bizde maalesef çiftçi rahat değil. Antalya’dan domatesi alıyorlar 50 ya da 70 kuruşa, İstanbul’da 8 lira ile 10 lira arasında satıyorlar. Geçtiğimiz yıl valimizin teşviki ile çeltik diktik ve 6 liraya satarak borçlarımızı ödedik. Bu yıl ben yine çeltik dikiyorum ama dönümüne 100 kilo gübre atıyorum ve bu çok pahalı.” ELEKTRİĞİMİZİ KESMESİNLER
Tarım alanlarında kullanılan elektrik konusuna de değinen Yücel, “Artık TEDAŞ ile akraba olduk. Benim kendime ait 8 adet trafom var. Geçtiğimiz yıl 220 bin lira elektrik parası ödedim. Faturaları ödeyemediğimiz zaman hemen elektriği kesmeye kalkıyorlar. Bize 2-3 ay müsaade etseler biz faturalarımızı zaten ödeyeceğiz. Sayın Tarım Bakanım çiftçimizin Avrupa’da birinci olduğunu söylüyor. Bir müsteşarınızı bu ovaya gönderin ev bu bankalardan alınan paraların nereye gittiğini araştırsın. Gübre fiyatlarına bir baksınlar. Biz bu yıl işin içinden çıkamayız” ifadelerini kullandı. PANDEMİ BİZİ ÇOK ETKİLEMEDİ
Pandemi döneminde izin alarak çalışmaya devam ettiklerini belirten Yücel, “Pandemi bizi çok etkilemedi. İzin alarak tarlalarımızda çalışmaya devam ettik. Geçtiğimiz yıl 10 baş hayvan yetiştirdim. Fakat zarar ettim ve şu anda dam bomboş duruyor. Hayvancılık yapmak için yatırım yapanların damları boş duruyor. Tekrar söylüyorum çiftçi artık işin içinden çıkamıyor. Benim bin dönüm arazim var gidip araştırsınlar hepsi bankalara ipotekli. Ben üretmesem de olur. Satarım arazilerimi öderim borcumu ama bu çözüm bu değil. Durumumuz çok kötü. Bende tansiyon var kalp var, hala çalışıyorum, bir gün tarlada yıkılıp kalmaktan korkuyorum” dedi. İLAÇ FİRMALARINA DUR DİYECEK BİRİ YOK MU?
Yetkililerden beklentilerine de değinen Yücel, denetlemeye her zaman açık olduklarını, ilaç fiyatlarına birilerinin dur demesi gerektiğini belirterek, “Devletin bir sürü memuru var. Gelsinler arazilerimizde araştırma yapsınlar ve bir maliyet çıkarsınlar. Bize hiçbir şey de vermeyebilirler ama verdikleri borçları silsinler kalanını ise devlet alsın. İnanın artık girdiğimiz kapıdan çıkamıyoruz. İlaçlar yüzde yüz pahalandı. Bu ilaç firmaların dur diyecek birileri yok mu? Sayın Tarım Bakanı bize yüklendiğin kadar ilaç firmalarına da yüklen. Biz denetlenmeye açık insanlarız, biz burada yatıp kalkıyoruz, gelin bizi denetleyin” ifadelerini kullandı.
Çeltik üreticisi Mehmet Ali Yücel çiftçinin durumu anlatırken şu ifadelerini kullandı; “Ben 70 yaşındayım. İlkokulu bitirdikten sonra çiftçilik yapmaya başladım. Kafamızı soktuk bir kere bu çamurun içine. Bu işi bırakamayız. Pantolon tarım kredi ipotekli, geri kalan giysilerim bankalara ipotekli ve bin dönüm arazide çalışıyorum. Gübre ve mazot fiyatları çok yüksek. Antalya’da yatlarla gezenlere ucuz mazot veriliyor da bize neden verilmiyor? Çiftçinin hali ne olur bilemiyorum. Domates ve biber fidelerini buraya İstanbul’dan tüccarlar getiriyor. Bu ovaya İstanbullu tüccarlar hakim oldu. Şu anda gübre ve mazot fiyatları çok pahalı olduğu için biz bu işin içinden çıkamayız. Tarım kredi kapılarını kapatsın biz ovaya inemeyiz. Araştırmalarımıza göre Avrupa’da çiftçi çok rahatmış. Bizde maalesef çiftçi rahat değil. Antalya’dan domatesi alıyorlar 50 ya da 70 kuruşa, İstanbul’da 8 lira ile 10 lira arasında satıyorlar. Geçtiğimiz yıl valimizin teşviki ile çeltik diktik ve 6 liraya satarak borçlarımızı ödedik. Bu yıl ben yine çeltik dikiyorum ama dönümüne 100 kilo gübre atıyorum ve bu çok pahalı.” ELEKTRİĞİMİZİ KESMESİNLER
Tarım alanlarında kullanılan elektrik konusuna de değinen Yücel, “Artık TEDAŞ ile akraba olduk. Benim kendime ait 8 adet trafom var. Geçtiğimiz yıl 220 bin lira elektrik parası ödedim. Faturaları ödeyemediğimiz zaman hemen elektriği kesmeye kalkıyorlar. Bize 2-3 ay müsaade etseler biz faturalarımızı zaten ödeyeceğiz. Sayın Tarım Bakanım çiftçimizin Avrupa’da birinci olduğunu söylüyor. Bir müsteşarınızı bu ovaya gönderin ev bu bankalardan alınan paraların nereye gittiğini araştırsın. Gübre fiyatlarına bir baksınlar. Biz bu yıl işin içinden çıkamayız” ifadelerini kullandı. PANDEMİ BİZİ ÇOK ETKİLEMEDİ
Pandemi döneminde izin alarak çalışmaya devam ettiklerini belirten Yücel, “Pandemi bizi çok etkilemedi. İzin alarak tarlalarımızda çalışmaya devam ettik. Geçtiğimiz yıl 10 baş hayvan yetiştirdim. Fakat zarar ettim ve şu anda dam bomboş duruyor. Hayvancılık yapmak için yatırım yapanların damları boş duruyor. Tekrar söylüyorum çiftçi artık işin içinden çıkamıyor. Benim bin dönüm arazim var gidip araştırsınlar hepsi bankalara ipotekli. Ben üretmesem de olur. Satarım arazilerimi öderim borcumu ama bu çözüm bu değil. Durumumuz çok kötü. Bende tansiyon var kalp var, hala çalışıyorum, bir gün tarlada yıkılıp kalmaktan korkuyorum” dedi. İLAÇ FİRMALARINA DUR DİYECEK BİRİ YOK MU?
Yetkililerden beklentilerine de değinen Yücel, denetlemeye her zaman açık olduklarını, ilaç fiyatlarına birilerinin dur demesi gerektiğini belirterek, “Devletin bir sürü memuru var. Gelsinler arazilerimizde araştırma yapsınlar ve bir maliyet çıkarsınlar. Bize hiçbir şey de vermeyebilirler ama verdikleri borçları silsinler kalanını ise devlet alsın. İnanın artık girdiğimiz kapıdan çıkamıyoruz. İlaçlar yüzde yüz pahalandı. Bu ilaç firmaların dur diyecek birileri yok mu? Sayın Tarım Bakanı bize yüklendiğin kadar ilaç firmalarına da yüklen. Biz denetlenmeye açık insanlarız, biz burada yatıp kalkıyoruz, gelin bizi denetleyin” ifadelerini kullandı.