Yurdum insanı ne yazık ki arafta yaşıyor. Bazen geçmişi yad ediyor, bazen geleceğe hevesleniyor. Ama birçoğu günü kesinlikle yaşamıyor. Günü kaçıranların ülkesi olduk vesselam.
Günü kaçırınca ne oluyor dersiniz? Çok basit, geleceğe giden yollar hep çatallaşıyor, geçmiş övünülecekken utanılacak hale geliyor. Çünkü günü yaşayamayanların geçmişleri yaşanamamış günlerle dolu oluyor.
Bunu değiştirmenin yolu yok mu peki? Var elbet. Bunu değiştirmenin yolu eğitim sistemini değiştirmekten geçiyor. Hatta, değiştirmek demeyelim buna, en başa dönmekten geçiyor diyelim. Mustafa Kemal Türkiye’sine dönelim. Ülke geleceğini inşa etmek için genç beyinleri inşa etmek gerektiğine inanan insanların kurduğu eğitim sistemine dönelim.
Sosyal insan yaratmanın yolunu yeniden keşfedelim, yaşayan toplumu oluşturmak için çocuklarımıza, gençlerimize ezber eğitim vermeyelim. Düşünen, muhakeme eden beyinler yetiştirmenin yollarını açalım eğitim sistemimiz ile. Gençlerimizi baskıcı bir eğitim sistemi ile örselemekten vaz geçelim. Sınavlara dayanan eğitim hakkının elde edilmesi zulmünün gençlerimizin benliğini örselediğini kabullenelim. Değiştirelim bu garabet sistemi. Gençlerimiz özgüvenlerini öğretmenlerinin baskıları ile daha küçücük bedenlerinde yitirmesinler. Sınav korkusu ile ailelerinin önünde terlemesinler, toplum baskısı ile başları öne düşmesin. Koca bir ömrün geleceğini iki saatlik saçma sapan sınavlar belirlemesin. Çocuklarımıza sahip çıkarsak, geleceğimizi garanti altına alırız. Ancak günü yaşamıyoruz ki çocuklarımızın geleceklerini yitirdiğimizi anlayabilelim.
Bir gün gelecek ve çocuklarımız artık vatan nedir, bayrak nedir bilmeyecekler. Matematik onları bizden alıp götürecek. Osmanlı tarihi ile darmadağın olmuş beyinleri yakın tarihe baktığında gözüne ışık tutulmuş bıldırcın gibi olacak. Yakın tarihinden bir haber çocuklarımız hep geçmişte kalıp ERTUĞRUL ismini görünce cenk edecek hale gelecek. Osmanlının Türk olmadığını bir türlü anlatamadığımız çocuklarımız niçin Mustafa Kemal’e ATATÜRK dendiğini hiç özümseyemeyecek.
Ülkenin en önemli günü ne yazık ki şu anda milli bayramlar değil. Ülkenin en önemli günü Galatasaray Fenerbahçe derbisinin olduğu gün. Bunu değiştiremediğimiz beyinlerle nasıl geleceğe akabilir ki bu ülke? Elbette bu mümkün değil.
Küçük kızlarımıza tecavüz, taciz, küçük erkek çocuklarımıza livata, kadınlarımızın ırzına geçme, organ mafyası, dini saldırılar, dini safsatalarla para kazanmalar, hurafeler… Hepsi cahil toplumu kandırma yolları. Toplumun değerlerini ayaklar altına alma durumları. Toplumsal ayarlarımızın bozulduğunun kanıtları.
Toplumsal ayarlarımız nasıl bozuldu dersiniz; tabi ki yerli dizilerle. Çocuk gelin evlilikleri, aile içi cinsel ilişkiler, aldatmalar, cinayetler, töreler, teröristlerin duygusal gösterilmesi, subliminal mesajlar hepsi yerli dizilerle empoze edildi toplumumuza. Şimdi geldiğimiz nokta ayarları ile oynanmış, kimliğini yitirmiş, geçmişi özleyen, geleceği olmayan bir toplum.
Yeter artık demenin zamanı geçiyor. Bizler çocuklarımızın geleceğini harcadık kuşak olarak. Bundan rahatsız olmalıyız ama ne yazık ki bu durumu fark edemedik bile henüz. Yazık ediyoruz yavrularımıza, ayıp ediyoruz geçmişimize, kayıp ediyoruz geleceğimizi.
YAZARLAR
Yayınlanma: 16 Şubat 2019 - 11:57
Çocuklarımız
Yurdum insanı ne yazık ki arafta yaşıyor
YAZARLAR
16 Şubat 2019 - 11:57
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir