ÇOMÜ açıklamasında, "Üniversitemiz hakkında yapılan bu sistematik saldırılara karşı sessiz kalmayacağımızı, asılsız iddiaların sahiplerine yasal zeminde en sert şekilde karşılık verileceğini açıkça beyan ederiz" denildi. Açıklamada, sendikanın ortaya attığı iddiaların herhangi bir hukuki temele dayanmadığı ve bu iddiaları destekleyecek resmi bir belge veya mahkeme kararının bulunmadığı vurgulandı.
Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi Başkanı Resul Demirbaş ise, Rektörlüğün iddiaları yalanlamasının gerçeği değiştirmediğini belirterek, "Biz kimseyi itham etmiyoruz, sadece kamuoyunun da merak ettiği soruları yönelttik ve somut, belgeye dayalı yanıtlar bekliyoruz" dedi. Demirbaş, sendikanın asla "algı operasyonu yapmadığını", aksine çalışanların haklarını savunduğunu ve baskılara karşı mücadele ettiklerini ifade etti.
Demirbaş ayrıca, Genel Sekreter Vekili Şaban Oğuz Ünal hakkında geçmişte yürütülen FETÖ soruşturmasına dair belgeleri paylaştıklarını, ancak bu soruşturmanın sonucunda "kovuşturmaya yer olmadığına" dair karar verildiğini de hatırlattı. Üniversite yönetiminin, sendika yöneticileri ve üyeleri üzerinde baskı kurduğunu öne süren Demirbaş, bazı sendika üyelerinin görev yerlerinin değiştirildiğini ve haklarında sürekli soruşturmalar açıldığını iddia etti.

Bunun yanı sıra,
tezinde Fethullahçı Terör Örgütü'nü (FETÖ-PYD) öven ifadeler kullandığı iddia edilen bir akademisyenin ÇOMÜ’de kurumsal iletişim koordinatörü ve ÖSYM temsilcisi olarak atanması da tartışmalara yol açtı. Demirbaş, bu kişiyle ilgili Çanakkale 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin Değişik İş No: 2024/3769 D.İş sayılı kararıyla erişim yasağı getirildiğini belirterek,
“Tezin ilgili bölümü ve AVESİS’teki bilgileri elimizde mevcut. Ancak erişim yasağı nedeniyle basına yansıyan haberleri paylaşamıyoruz” dedi.
Üniversitenin açıklamasında ise, sendikanın "güç savaşı" yürüttüğü ve yönetimi baskı altına almak amacıyla asılsız iddialar ürettiği öne sürüldü. Açıklamada, "Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, hukukun, liyakatin ve akademik özgürlüğün savunucusu olmaya devam edecektir" ifadelerine yer verildi.
Bunun yanı sıra, sendika, üniversitenin 28 Şubat’ta Dardanos Yerleşkesi’nde yapmayı planladığı “Zeytinyağı Tadım Günleri ve Moleküler Teknikler” etkinliğinin aniden iptal edilmesini de gündeme getirdi. Etkinliğin iptal edilmesinin ardından üniversitenin sosyal medya hesaplarından davet metinlerini kaldırdığına dikkat çeken Demirbaş, “Üzerinde üniversite logosu bulunan zeytinyağı tenekelerini alelacele neden topladınız? Üniversitenin zeytinyağı fabrikası mı var, yoksa özel bir şirketin ürettiği zeytinyağları mı üniversite logosuyla dağıtılıyordu? Bu şirket kimlere ait?” sorularını yöneltti.


Resul Demirbaş açıklamasının devamında; "Resul Demirbaş, “Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) olarak, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesindeki baskılara, zulme, ötekileştirmelere ve mobbinge son verilmediği takdirde her platformda Üniversite personelimizin sesi olacağımızın ve bu yapılarla sonuna kadar mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz" dedi.
SEDANUR ARIGÜN