Sosyal Güvenlik Kurumu açısından bir olayın iş kazası sayılabilmesi için ilke olarak, kazayı geçiren kişinin sigortalı olması, sigortalının işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde bulunması, olayın işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması, kaza sonucu bedenen ya da ruhen özre uğraması gerekmektedir. İşyeri, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılmıştır. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen olayın yapılan işle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın iş kazası sayılması gerekmektedir.
İş kazası olayının yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi veyahut bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelmesi hali de iş kazası sayılmaktadır. Örneğin, işin niteliği gereği işverenin işçisini işyeri dışında görevlendirmesi halinde de Kanun, sigortalıyı karşılaşabileceği kaza risklerine karşı teminat altına almaktadır. Tarlada çalışan sigortalının traktörü devirerek yaralanması ya da işverene ait traktör ile tarlaya giderken yolda traktör ile kaza geçirmesi, beyaz eşya tamir bakım servis işyerinde çalışan sigortalının buzdolabı tamiri için gittiği binada dengesini kaybederek düşmesi sonucunda yaralanması gibi olaylar, işlerin yürütümü sırasında meydana geldiğinden iş kazası sayılması gerekmektedir. Ancak iş kazası, işin yürütümü sırasında meydana gelen olayı ifade etmekte ise de, yapılan işle ilgisi olmayan bazı hal ve durumlarda meydana gelen olayları da kapsamaktadır. Bu sayılanlar bir kenarda durmak kaydıyla SGK kendi açısından bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hususunda özel düzenlemeler yapabilir.
Okurlarım hatırlayacaklardır pandemi sürecinin ilk günlerinde özellikle sağlık çalışanları açısından salgın hastalıktan etkilenenlerin iş kazasına uğramış olacaklarını yazmıştım. Bu görüşümü de yüksek yargının vermiş olduğu kararlara dayandırmıştım. Sürece dair SGK geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir genelgeyle COVİD-19 kaynaklı rahatsızlıkların hastalık sigortası kapsamında değerlendirileceğini duyurdu. Bu görüş beyanıyla birlikte insan kaynakları çalışanlarının, mali müşavirlerin ve iş sağlığı güvenliği uzmanlarının rahat bir nefes aldı zannediyorum. Çünkü saydığım zümrede tartışma konusu olan COVİD-19’dan etkilenen çalışan için iş kazası bildiriminde bulunulup bulunulmayacağı sorunu ortadan kalkmış oldu. Öte yandan ilerleyen süreçte yargı kararlarının COVİD-19 kaynaklı rahatsızlıklarıniş kazası olarak değerlendirilmesini ve buna dair tazminatlara hükmetmelerini ise olası bulduğumu belirtmek istiyorum.
PAZARLAMACININ SİGORTASINI YAPTIRMAK ZORUNLUDUR
Kozmetik, ilaç, gıda vb sektörlerde sıkça rastlanmakta olan pazarlamacılık sözleşmesiTürk Borçlar Kanunu’ndahizmet sözleşmesinin bir türü olarak düzenlenmiştir. Pazarlamacının, işveren hesabına ve işletmesinin dışında, her türlü işlemin yapılmasına aracılık etmeyi veya yazılı anlaşma varsa, bu anlaşmada belirtilen işlemleri yapmayı, işletme sahibi işverenin de buna karşılık ücret ödemeyi üstlendiği pazarlamacılık sözleşmesinde pazarlamacı, asgari bir ücret ve giderlerinin ödenmesini, ücretli izin verilmesini ve işverenin sigorta primlerini ödemesini isteme hakkına sahiptir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 20 Mayıs 2020 - 13:35
COVİD 19 nedeniyle iş kazası bildirimine gerek yok
Sosyal Güvenlik Kurumu açısından bir olayın iş kazası sayılabilmesi için ilke olarak, kazayı geçiren kişinin sigortalı olması, sigortalının işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde bulunması, olayın
YAZARLAR
20 Mayıs 2020 - 13:35
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir