Felaketler üst üste geldiği gibi
Aksilikler de üst üste geliyor...
İstanbul’da yaşayan dostumuz anlatıyor:
- Oturduğumuz ev 99 öncesi yapılmış. Eşim bir depremden korkuyordu. Civar illerde konut baktık. Sonunda Çanakkale’de yeni yapılmış bir konut bulduk. Tam satın alma işlemleri başlayacak. Maraş depremi patlak verdi. Yıkılan ve çöken binaların yüzde 20'sinin 99 sonrası inşa edildiği ortaya çıktı. Eşim başladı, “Bizim alacağımız konut yeni ama çökmeyeceği ne malum” demeye... Binaya sağlam mı diye baktıracağız. Ancak bir de zemin sorunu var. Zeminin sağlamlığını bilmiyoruz. Sonuçta sağlam bir yapı bulmak da zorlaştı,onu diyeceğim...
Yıllardır çarpık yapılaşma diye bir sorunumuz vardı...
Gündeme bir de çürük yapılaşma girdi...
Riskli binalardan kaçanlar sağlam görünümlü çürük yapıların içine düşebiliyor. Üstelik dünya kadar da para veriyorlar.
Çürüyen düzen her şeyi çürütüyor...
XXX
BİLGE VATANDAŞ
Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ deprem bölgesinde bir vatandaşla konuşuyor...
Vatandaş devletin depremin ilk anından itibaren orada olduğunu, görevlilerin canla başla çalıştığını, hiç bir eksiklerinin bulunmadığını söylüyor. Söz enkaz altında kalanlara gelince vatandaş:
- Allah’ın takdiri, gibi bir şey mırıldanıyor..
Ümit Özdağ:
- Peki neden Japonya'da böyle bir deprem olunca kimse ölmüyor, Allah onları neden cezalandırmıyor, diye soruyor...
Vatandaşımız büyük bir sırrı ifşa edercesine açıklama yapıyor:
- Allah onlarla da öbür dünyada hesaplaşacak...
Vatandaş hem bu dünyayı çözmüş, hem ömür dünyayı... XXX BEKLEYİŞ
İlkokul kitaplarımızda saf bir hikaye vardı.
Başlığı aklımızda kalmış:
"Öteki tekini ne zaman atacaksın?"
Özetlersek...
Adamın biri yorgun argın bir hana gelir.
Yemek bile yemeden odasına çıkar...
Alelacele soyunup yatağa uzanır...
Tam dalacak tavandan küüüt diye bir ses gelir...
Üstündeki odadaki adam çizmesini çıkarıp yere atmıştır.
Ses çizmenin sesidir...
Yorgun adam üst komşunun çizmenin öteki tekini de yere atacağını düşünür...
Şimdi uyursam yine uyanırım diye tedirgin olur
Çizmenin öteki tekini atmasını bekler...
Bekler Allah bekler...
Bir türlü uyuyamaz...
Sonradan anlaşılır ki...
Yukardaki komşu gürültü çıkardığını fark etmiş
Çizmenin öteki tekini yavaşça yere koymuştur
Aşağıdaki adam saatlerce boşuna baklemiştir...
Bizim durumumuz biraz ona benziyor...
Gerilimler içinde...
Zamanı bilinmeyen bir gürültü bekliyoruz...
Tek fark...
Fayın sessizce ve yavaşça kırılmayacağını biliyor olmamız...
Aksilikler de üst üste geliyor...
İstanbul’da yaşayan dostumuz anlatıyor:
- Oturduğumuz ev 99 öncesi yapılmış. Eşim bir depremden korkuyordu. Civar illerde konut baktık. Sonunda Çanakkale’de yeni yapılmış bir konut bulduk. Tam satın alma işlemleri başlayacak. Maraş depremi patlak verdi. Yıkılan ve çöken binaların yüzde 20'sinin 99 sonrası inşa edildiği ortaya çıktı. Eşim başladı, “Bizim alacağımız konut yeni ama çökmeyeceği ne malum” demeye... Binaya sağlam mı diye baktıracağız. Ancak bir de zemin sorunu var. Zeminin sağlamlığını bilmiyoruz. Sonuçta sağlam bir yapı bulmak da zorlaştı,onu diyeceğim...
Yıllardır çarpık yapılaşma diye bir sorunumuz vardı...
Gündeme bir de çürük yapılaşma girdi...
Riskli binalardan kaçanlar sağlam görünümlü çürük yapıların içine düşebiliyor. Üstelik dünya kadar da para veriyorlar.
Çürüyen düzen her şeyi çürütüyor...
XXX
BİLGE VATANDAŞ
Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ deprem bölgesinde bir vatandaşla konuşuyor...
Vatandaş devletin depremin ilk anından itibaren orada olduğunu, görevlilerin canla başla çalıştığını, hiç bir eksiklerinin bulunmadığını söylüyor. Söz enkaz altında kalanlara gelince vatandaş:
- Allah’ın takdiri, gibi bir şey mırıldanıyor..
Ümit Özdağ:
- Peki neden Japonya'da böyle bir deprem olunca kimse ölmüyor, Allah onları neden cezalandırmıyor, diye soruyor...
Vatandaşımız büyük bir sırrı ifşa edercesine açıklama yapıyor:
- Allah onlarla da öbür dünyada hesaplaşacak...
Vatandaş hem bu dünyayı çözmüş, hem ömür dünyayı... XXX BEKLEYİŞ
İlkokul kitaplarımızda saf bir hikaye vardı.
Başlığı aklımızda kalmış:
"Öteki tekini ne zaman atacaksın?"
Özetlersek...
Adamın biri yorgun argın bir hana gelir.
Yemek bile yemeden odasına çıkar...
Alelacele soyunup yatağa uzanır...
Tam dalacak tavandan küüüt diye bir ses gelir...
Üstündeki odadaki adam çizmesini çıkarıp yere atmıştır.
Ses çizmenin sesidir...
Yorgun adam üst komşunun çizmenin öteki tekini de yere atacağını düşünür...
Şimdi uyursam yine uyanırım diye tedirgin olur
Çizmenin öteki tekini atmasını bekler...
Bekler Allah bekler...
Bir türlü uyuyamaz...
Sonradan anlaşılır ki...
Yukardaki komşu gürültü çıkardığını fark etmiş
Çizmenin öteki tekini yavaşça yere koymuştur
Aşağıdaki adam saatlerce boşuna baklemiştir...
Bizim durumumuz biraz ona benziyor...
Gerilimler içinde...
Zamanı bilinmeyen bir gürültü bekliyoruz...
Tek fark...
Fayın sessizce ve yavaşça kırılmayacağını biliyor olmamız...