DİSK /Genel- İş Sendikası Çanakkale Şubesi adına açıklama yapan Şube Başkanı Metin Ceylan, “Bu yıl 8 Mart’ı büyük bir ekonomik, sosyal, siyasal kriz ve hepimizi derinden sarsan deprem felaketiyle karşıladık” dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yapan Ceylan açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi deprem, kadınları ve kız çocuklarını daha fazla etkilemiş, kadınları sevdiklerinin acısıyla yaşamı yeniden kurmaya, geride kalanların yaşamlarını idame ettirmeye zorlamış ve depremin fiziksel, psikolojik yüküyle baş başa bırakmıştır. Bir doğa olayı olan deprem, hükümetin rantçı politikaları ve deprem sonrasındaki organizasyonsuzluğu nedeniyle felakete dönüşmüştür. Bu felaket kadınların yükünü artırmış, kadınları temel ihtiyaçlara erişemez hale getirmiştir. Barınma başta olmak üzere su, tuvalet ile hijyen malzemelerine erişim, aradan geçen bir aylık sürede dahi giderilememiştir.
Siyasi iktidar salgında olduğu gibi deprem felaketinde de toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kadınları koruma ve destekleme mekanizmalarını hayata geçirmemiştir. Depremden etkilenen vatandaşları ve kadınları depremin yıkıcı sonuçlarıyla baş başa bırakmıştır. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik kamucu sosyal politikalar bölgedeki yaraların sarılmasında öncelikli olmalıdır.
Türkiye’de kadınlar geçmişten bugüne her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı eşdeğer işe eşit ücret diyerek başta çalışma hayatında, işyerlerinde, sokakta ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için mücadeleye devam ediyor. Bugün depremin açtığı yaraları sarmak için de ülkenin dört bir yanında kadınlar ekonomik kriz ve depremin getirmiş olduğu eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışmayı ilmek ilmek örüyor. Kadın mücadelesi yaşamın her alanında değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor.
Biz DİSK’li kadınlar olarak İran ve Afganistan’da “Kadın Yaşam Özgürlük” şiarını yükselten kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz.
Bizler erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddete ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz.
Eşit, özgür, laik ve demokratik bir yaşamı, dayanışma ve mücadeleyle hep birlikte kuracağız. Taleplerimiz:
1) Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, güvenceli ve insan onuruna yaraşır işler yaratılmalıdır. Depremden etkilenen kadınların istihdama katılmaları için özel önlemler alınmalıdır. Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırmaya son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.
2) Kadınların istihdama katılımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bakım ve ev işi yükünü alacak ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı, erkek işçiler de kreş imkanlarından faydalanmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde de hızla hayata geçirilmelidir.
3) Barınma en temel haktır. Deprem bölgesinde hızla kadınlara güvenli barınma imkânı sağlanmalıdır. Kadınlar ve kız çocukları için güvenli yaşam alanları oluşturulmalıdır. Deprem sonrası artacak olan şiddet, taciz ve istismara karşı özel önlemler alınmalıdır.
4) Kadın ve kız çocuklarının temel ihtiyaçlarından olan hijyen kiti, mama ve bez vb. ürünlerin ücretsiz, düzenli ve sürekli bir şekilde deprem bölgesine ulaşması organize edilmelidir.
5) İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
6) ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.
7) Toplumsal cinsiyet eşitliği, çalışma yaşamı başta olmak üzere yaşamın her alanında hayata geçirilmeli, kadınların karar mekanizmalarında yer almasını sağlayacak politikalar uygulanmalıdır.
8) Kamu hizmetleri başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere, eşitsiz ve korunması gereken gruplar için yeniden organize edilmelidir. Depremde yakınlarını kaybeden, hayatını yeniden kurmaya çalışan, depremin getirdiği bütün zorluklarla mücadele eden, depremden etkilenen başta kadınlar olmak üzere herkesle dayanışma içinde olduğumuzu iletiyor, ‘Dayanışma Yaşatır’ diyoruz. Yaşasın DİSK! Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın 8 Mart!”
Türkiye’de kadınlar geçmişten bugüne her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı eşdeğer işe eşit ücret diyerek başta çalışma hayatında, işyerlerinde, sokakta ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için mücadeleye devam ediyor. Bugün depremin açtığı yaraları sarmak için de ülkenin dört bir yanında kadınlar ekonomik kriz ve depremin getirmiş olduğu eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışmayı ilmek ilmek örüyor. Kadın mücadelesi yaşamın her alanında değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor.
Biz DİSK’li kadınlar olarak İran ve Afganistan’da “Kadın Yaşam Özgürlük” şiarını yükselten kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz.
Bizler erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddete ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz.
Eşit, özgür, laik ve demokratik bir yaşamı, dayanışma ve mücadeleyle hep birlikte kuracağız. Taleplerimiz:
1) Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, güvenceli ve insan onuruna yaraşır işler yaratılmalıdır. Depremden etkilenen kadınların istihdama katılmaları için özel önlemler alınmalıdır. Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırmaya son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.
2) Kadınların istihdama katılımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bakım ve ev işi yükünü alacak ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı, erkek işçiler de kreş imkanlarından faydalanmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde de hızla hayata geçirilmelidir.
3) Barınma en temel haktır. Deprem bölgesinde hızla kadınlara güvenli barınma imkânı sağlanmalıdır. Kadınlar ve kız çocukları için güvenli yaşam alanları oluşturulmalıdır. Deprem sonrası artacak olan şiddet, taciz ve istismara karşı özel önlemler alınmalıdır.
4) Kadın ve kız çocuklarının temel ihtiyaçlarından olan hijyen kiti, mama ve bez vb. ürünlerin ücretsiz, düzenli ve sürekli bir şekilde deprem bölgesine ulaşması organize edilmelidir.
5) İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
6) ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.
7) Toplumsal cinsiyet eşitliği, çalışma yaşamı başta olmak üzere yaşamın her alanında hayata geçirilmeli, kadınların karar mekanizmalarında yer almasını sağlayacak politikalar uygulanmalıdır.
8) Kamu hizmetleri başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere, eşitsiz ve korunması gereken gruplar için yeniden organize edilmelidir. Depremde yakınlarını kaybeden, hayatını yeniden kurmaya çalışan, depremin getirdiği bütün zorluklarla mücadele eden, depremden etkilenen başta kadınlar olmak üzere herkesle dayanışma içinde olduğumuzu iletiyor, ‘Dayanışma Yaşatır’ diyoruz. Yaşasın DİSK! Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın 8 Mart!”