Merhaba sevgili okurlar nasılsınız? Bu yazımda sizlere Netflix’te izlediğim bir belgeselden bahsetmek istiyorum belgeselin ismi “Seaspiracy” bize “Denizlerdeki Komplo” olarak çevrilmiş. Belgeselde Ali Tabrizi adında bir belgeselci daha önce ona okyanusları sevdiren sualtı belgeselcileri gibi kendi filmini çekmek istemektedir. Çünkü bu belgeselciler ona adeta renkli bir dünyanın kapılarını açmışlardı fakat Ali işin içine girince durumun çok da renkli ve güzel olmadığını fark eder.
Her gün televizyonlarda kıyıya vuran balinaların midelerinden çıkan pipet, poşet haberleri onu çok üzer çünkü bu deniz canlıları hem çok zekilerdi hem de tüm okyanusu hayatta tutuyorlardı. Yunus ve balinalar yüzeye çıkıp nefes aldığında okyanustaki fitoplankton adlı minik bitkileri besler. Fitoplanktonlar her yıl Amazon yağmur ormanlarından dört kat fazla karbondioksit emer ve soluduğumuz oksijenin %85’ini üretir. Karbonla ve iklim değişimiyle uğraşılan bir dünyada bu hayvanları korumak, bütün gezegeni korumak demekti. Bu yüzden okyanusları korumak için plastiğe savaş açar ve her gittiği yere çatalını, bıçağını, matarasını da götürür plastik diş fırçasını ahşapla değiştirir ve herkesi plastik kullanımı konusunda bilgilendirmeye çalışır.
Çevreci örgütlere bağış yapar ve kumsal temizliklerine katılır. Her gittiği kumsalda plastikler ve hayvanlar karaya vurmaya devam etmektedir bunun üzerine yetersiz kaldığını düşünür ve tüm bunlar yetmezmiş gibi üstüne bir de Japonya’nın balina avcılığına devam edeceğini açıklaması gelir. Ali’nin bir karar vermesi gerekiyordur olduğu yerde plastikle savaşına devam mı etmeli yoksa Japonya’ya gidip çekim yaparak bu vahşeti tüm dünyaya göstermeli midir? Kararını verir partneri Lucy ile birlikte Japonya’ ya giderler.
Japonya’nın güneyinde Taiji diye bir yerde her yıl 700’den fazla yunus ve balina bir koya sürülüp orada katledilmektedir. Ali ve Lucy bunu belgelemek için kameralarıyla çekim yapabilecekleri bir yere saklanıyorlar ve ava giden tekneler yunusları korkutup onları koya sürüyorlar ve orda öldürüyorlar Ali bu vahşeti çekerken ağladı ben de izlerken…
Balinaları Koruma Projesi’nin kurucusuna göre Taiji’deki yunus avları su canlısı parkları tarafından destekleniyor, korunuyor ve finanse ediliyor. Canlı yunuslar çok pahalı bu yüzden yavru yunusları ve balinaları yakalayıp su canlısı parklarına satmak çok para ediyor.
Ali ve Lucy yaklaşık bir hafta Taiji’ de kalır ve bu vahşet her gün tekrarlanır yavru yunuslar balinalar yakalanırken diğerleri neden hala öldürülmektedir? Ölü yunus parkta numara yapamaz, eti yenmez öyle bir pazarı yok peki neden öldürülmeye devam ediliyor? Cevabı ise zararlılarla mücadele yani yunuslar çok balık yediği için öldürülüyorlar balıkçılara balık kalmadığı için. Tanıdık geldi mi? Hani bizim denizlerde de balık az olunca yunusları öldürelim diyen bir akademisyen vardı hatırladınız mı?
Sürdürülebilir Balıkçılık: Yunus Dostu Ton Balığı Sertifikası
Hedeflenmeyen avlar, balıkçılık endüstrisinin görünmez kurbanları oluyorlar. Endüstri, hedeflenmeyen avlara kazara tutma diyor ama bu işte kaza olmadığını söyleyen uzmanlar da var. Hedeflenmeyen avların takip edilebildiği tesislerde sayılar endişe verici olabiliyor. Örneğin, İzlanda’daki bir aylık çalışan bir balık tesisi dört farklı türden yaklaşık 900 fok ve 5000 deniz kuşu yakalamış. İzlanda’nın bir noktasındaki ufak bir tesis bu tüm okyanusları hesaba katarsak hedeflenmeyen av sayıları akılalmaz olacaktır. Daha da kötüsü, doğaya zarar veren bu tesise yıllarca sürdürülebilir balıkçılık sertifikası verilmiş. Bunun yanında ton balığı yakalayabilmek için yunus ve köpek balığı gibi hedeflenmeyen av yakalayan tesisler de var. Ve onlar da yunus dostu sertifikalılar…
Plastik Pipetler Mi Gerçek Sorun Yoksa Hayalet Ağlar mı?
Ali’nin gördüğü bütün haberler plastik pipetlere odaklanıyordu yapılan araştırmaları incelediğinde ise gördüğü sonuç: Plastik yüzünden yılda sadece 1000 deniz kaplumbağası ölürken sadece ABD’de balıkçı gemileri her yıl 250 bin deniz kaplumbağasını yakalıyor, yaralıyor veya öldürüyordu. Pipetler ise okyanusa giren plastiklerin sadece %0,03’ünü teşkil ediyordu %46’sını ise sadece balık ağları ve kalan yüzdeyi de balıkçılık malzemeleri. Üstelik hayalet ağlar işini yapmaya devam ediyor yani öldürmeye…
Belgeselde burada bahsedemediğim o kadar çok konu var ki mutlaka izleyin ayrıca YouTube’da Başak Kablan’ın bu belgesel ve çevreci örgütlerle ilgili olan videosu da şiddetle tavsiye olunur.
Sevgiyle kalın…
Belgeselde burada bahsedemediğim o kadar çok konu var ki mutlaka izleyin ayrıca YouTube’da Başak Kablan’ın bu belgesel ve çevreci örgütlerle ilgili olan videosu da şiddetle tavsiye olunur.
Sevgiyle kalın…