O gitsin, bu gitsin derken sırada şimdi doktorlar var. İşimize gelmeyen herkesi gönderme konusundaki hassasiyetimiz dış güçler masalları ile hız kesmeden sürüyor. Avukatlar, mimarlar, mühendisler, ekonomistler, gazeteciler, askerler, gençler falan derken doktorları da göndermeye niyetlendik Allah’a çok şükür. Yasakçı zihniyetin yeniden tavan yaptığı bu zamanlarda işimize gelmeyen kim ve ne varsa hemen gönderiyoruz büyük bir rahatlıkla. Doktorlar falan zaten ağaçta yetiştiğinden bu hasatta doktor almayıveririz olur biter diye düşünüyoruz herhalde. Önümüzdeki sene yeniden yetiştiriveririz ne olacak ki yani neticede bulunmaz Hint kumaşı değiller. Ülkede doktordan fazla ne var değil mi?
Herkes gitsin de kim gelsin diye bakınca hiç üzülmeye gerek yok, imamlarımız var. Yıllardır yatırım yapıyoruz, hiçbir sıkıntı çıkarmadan ne söylenirse onaylayan bir kurumun yılmaz bekçileri olarak hastanelerimizde de layıkıyla görev yapacaklardır, bu konudakendi adıma hiç şüphem yok. Sonuçta doktorluk dediğimiz öyle etten püften bir şey değil; imamların yapamayacağı bir şey olsa hadi kalsınlar da gerek yok, gitsinler. Herkes gitsin tek kişi kalsın hepten rahata kavuşalım şu ülkede. Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi konuşmayan, kendisi gibi davranmayan herkes düşmansa o zaman herkes gitsin. Giderlerse de gitsinler biz bize yeteriz, biz dediğimize bakmayın 3-5 kişi ile canım ülkem kıskanılan bir ülke olarak hayatını sürdürmeye devam edecektir paralel evrende. Çok zorlanırsak IBAN atar toplanan paralarla yurt dışından doktor ithal ederiz. Buğday, nohut, petrol, balık, süt ürünleri falan ithal ediyorsak doktor niye ithal etmeyelim. Bugüne bugün binlerce Suriyeli, Iraklı, Afgan doktor ülkemize gelmek için can atıyor, o zaman kendi doktorlarımızın bir kendine çeki düzen verme zamanı gelmiştir herhalde. Gerçi Tabipler Birliği “hiçbir yere gitmiyoruz” diyor büyük bir cesaretle ama “Beni Türk doktorlarına emanet edin”den geldiğimiz nokta “beni doktorlara da emanet etmeyin” oldu ya şu güzel ülkemde, Allah akıl fikir versin.
“KÖPRÜLERDEN DE GEÇMEYİN”
Herkesi kovduk ülkeden ama yetmiyor, kalanların da ne yapacağına karar vermek zorunluluğumuz var. Kim nereden geçecek, kim nereden atlayacak, kim nasıl nefes alacak, kim nasıl konuşacak bunlar da önemli. Öyle herkes her istediği gibi konuşursa olmaz. Bu sebeple geri kalanların da kendisini bir toparlaması gerekiyor. Ne güzel işte Çanakkalemize bir köprü yapılıyor, sabah akşam köprü güzellemesi yapıp şehrimizin çok gelişeceğini söyleyenler varken bir yandan da köprünün yanlış yatırım olduğunu söyleyen benim gibiler var. Anlaşamadığımız nokta köprünün kötü olduğu değil ama köprünün finansmanının yanlış olduğu ve şehrimize öyle muhteşem bir fayda getirmeyeceği. E haliyle aynı düşünmeyince bize de “köprüden geçmeyin” o zaman diyor çokbilmiş alkışçı tayfa. Arkadaş benim paramla yapılan köprüden kimin geçeceğine karar vermek senin haddine mi ki boş boş konuşuyorsun. Problem ben köprüden geçmeyip sen geçtiğinde çözülecek mi? Problem ben geçmesem de, sen geçmesen de, biz geçmesek de sanki geçmiş gibi ödeyecek olmamız.
Ha köprünün faydasının olacağı ender kesim herhalde fotoğrafçılar olacak. Bakın köprü çok güzel poz veriyor fotoğraflara ve çok güzel fotoğraf çeken arkadaşlarımız var. Bu konuda haklarını yemeyeyim. Tabi bir de bu köprü sayesinde köşeyi dönenler var ki onların zaten tuzu kuru. Ekonomi bilmeyen, tek görevi alkışlamak olanlar içinse hiçbir faydası olmayacağı aşikar. Ama adam çıkıyor ezberden sıralıyor neymiş efendim “bu güzel eseri alkışlamalıymışız, sorgulamamalıymışız, bu köprü kolay yapılmamışmış.” Arkadaş altında araban yok, araban varsa benzin alacak paran yok. Hepsi olsa o köprüden günde geçecek 40.000 araç yok. Hiçbir şeyi anlamıyorsan bir hesap makinası al da dört işlem yap diyeceğim ama muhtemel dört işlemi de yapamayacağından her daim haklı olduğunu düşünecektir.
Neyse o gitsin, bu gitsin, biz de köprüden geçmeyiverelim de problemler çözülsün bari. Günün sonunda o herkesi kovanlar gidecek de o zamana kadar atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Sonrasında ise yeni bir sayfa açılacaktır geleceğe dair elbet bu güzel ülkemin tarihinde.
YAZARLAR
Yayınlanma: 15 Mart 2022 - 10:00
"Doktorlar da gitsin"
O gitsin, bu gitsin derken sırada şimdi doktorlar var
YAZARLAR
15 Mart 2022 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir