Görebilenler için fotoğraf açık ve net!
'Domates diyarı' Çanakkale'de..
Neredeyse bütün yazı domatese benzeyen domates aramakla geçirdim desem yeri..
Maalesef artık tadıyla, kokusuyla gerçekten domates olan domates bulabilmek çok kolay değil.
Bu bir çok ürün için böyle...
Raf ömrünü uzatmak için meyvenin, sebzenin tadından, lezzetinden kolayca vazgeçilebiliyor..
Buna nasıl cesaret edilebiliyor?
Tüketiciler..
Yani bizler, bunun olmaması için herhangi bir bilinç ve direnç ortaya koyamadığımız.
Tadı tuzu olmayan domatese kolayca rıza gösterdiğimiz için neredeyse sentetik domates üretimi için bir düzen kurulabiliyor..
Türkiye bir tarım ülkesi ve bu değişimi adım adım hep beraber yaşadık..
Ve bizler sadece seyrettik.
Domatesin hasını yetiştiren biz Çanakkaleli'ler bile..
Hayır aslında sadece seyretmedik, tüketimi de arttırarak bu bozulmaya çanak tuttuk..
Hadi, itiref edin...
Hala da çanak tutmaya devam ediyoruz...
Neyse..
Ama bizim Efe Dayı, öyle yapmıyor işte!..
O dedesinden öğrendiği yöntemi uyguluyor..
Domatesi, bostanı, üzümü kendisi yetiştiriyor
Kendi yöntemine göre saklıyor..
Nerede mi?..
Saman damında..
Tahtaboş da..
Yeni yıla gireceğimiz bu günlerde bile...
İnsan boşuna "Ne varsa, eskilerde var!.."demiyor işte!.. BİLİYOR MUSUNUZ?
Bazı günler var..
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız..
Böyle günler, aslında hiç uygun değildir sevmeye..
Biz sanki mecburuzdur, severiz...
BİLİYOR MUSUNUZ?
Tarımsal üretim kapasitesi ile Türkiye'nin sayılı illeri arasında yer almakta olan, nüfusunun üçte ikisi tarım ve hayvancılıkta geçinen Çanakkale'de..
123 çiftçinin karasaban ile..
440 çiftçinin de hayvan pulluğu ile üretim yapmaya çalıştığını..
(Resmi verilerdir, gerçek rakamların daha yüksek olduğunu düşünüyorum)
'Domates diyarı' Çanakkale'de..
Neredeyse bütün yazı domatese benzeyen domates aramakla geçirdim desem yeri..
Maalesef artık tadıyla, kokusuyla gerçekten domates olan domates bulabilmek çok kolay değil.
Bu bir çok ürün için böyle...
Raf ömrünü uzatmak için meyvenin, sebzenin tadından, lezzetinden kolayca vazgeçilebiliyor..
Buna nasıl cesaret edilebiliyor?
Tüketiciler..
Yani bizler, bunun olmaması için herhangi bir bilinç ve direnç ortaya koyamadığımız.
Tadı tuzu olmayan domatese kolayca rıza gösterdiğimiz için neredeyse sentetik domates üretimi için bir düzen kurulabiliyor..
Türkiye bir tarım ülkesi ve bu değişimi adım adım hep beraber yaşadık..
Ve bizler sadece seyrettik.
Domatesin hasını yetiştiren biz Çanakkaleli'ler bile..
Hayır aslında sadece seyretmedik, tüketimi de arttırarak bu bozulmaya çanak tuttuk..
Hadi, itiref edin...
Hala da çanak tutmaya devam ediyoruz...
Neyse..
Ama bizim Efe Dayı, öyle yapmıyor işte!..
O dedesinden öğrendiği yöntemi uyguluyor..
Domatesi, bostanı, üzümü kendisi yetiştiriyor
Kendi yöntemine göre saklıyor..
Nerede mi?..
Saman damında..
Tahtaboş da..
Yeni yıla gireceğimiz bu günlerde bile...
İnsan boşuna "Ne varsa, eskilerde var!.."demiyor işte!.. BİLİYOR MUSUNUZ?
Bazı günler var..
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız..
Böyle günler, aslında hiç uygun değildir sevmeye..
Biz sanki mecburuzdur, severiz...
BİLİYOR MUSUNUZ?
Tarımsal üretim kapasitesi ile Türkiye'nin sayılı illeri arasında yer almakta olan, nüfusunun üçte ikisi tarım ve hayvancılıkta geçinen Çanakkale'de..
123 çiftçinin karasaban ile..
440 çiftçinin de hayvan pulluğu ile üretim yapmaya çalıştığını..
(Resmi verilerdir, gerçek rakamların daha yüksek olduğunu düşünüyorum)