Dünya düzdür!...

Geçenlerde Facebook’da ki bir grup sayfasında tuhaf ve düşündürücü bir tartışma vardı. Konu çok ilginç ve kızgınlık verici. Halen günümüzde dünyanın düz mü yoksa yuvarlak mı olduğunu tartışıyorlar. İnanılmaz bir biçimde dünyanın düz olduğunu, tüm resimlerin düzmece olduğunu savunanlar vardı. Yetmiyormuş gibi tüm pilotların dünyanın yuvarlak olduğu yalanına halkı inandırmak için yemin ettirildiğini söyleyenler de vardı. Söyledikleri; dünya haritasının düz bir kağıda basılı olan şeklinin geçerli olduğuydu. Sadece bir soru sordum ortaya; “dünya düz ise ve dediğiniz gibi en batıda Amerika, en doğuda da Japonya var ise söyler misiniz bana Japonya Amerika’ya nasıl saldırdı?” Beni hemen guruptan attılar.

Son zamanlarda bu akıl almaz “dünya düzdür” görüşüne inananlar, bununla ilgili fikir geliştirenler o kadar çok ki; belki çevrenizde, belki de sosyal medyada sizin de dikkatinizi çekmeyi başarmış olabilirler. Ciddi sorular karşısında çözümsüz kalan bu “sığır” topluluk ile bir arada yaşamanın verdiği derin üzüntü ve zorluklarla ülkemizde adeta hapsolmuş durumdayız. Düz bir dünyanın nerede durduğuna cevap veremeyen, eğer boşlukta asılı duruyorsa bu düz dünyanın diğer tarafında ne olduğunu merak etmek şöyle dursun, akıl dahi edemeyen zeki insanlarımıza ne denmeli bilmiyorum ki?

Okumaktan bir haber toplumumuzda bilgisiz insanları bir de Google garabeti ile baş başa bıraktık yıllardır. Sorgulama yönteminin araştırarak, değişik kaynakları bulup öğrenerek değil de Google amcaya sorarak yapıldığı toplumumuzda doğruya ulaşma oranı nedir sizce? Sanal ortam içerisine ne yüklenirse size onu vermekte. Yani bilgilerin kesin doğruluğu diye bir durumu düşünmek komik olur. Birçok kaynaktan elde edilen sonuçların kişilerce analiz edilip sonuca varılmasıdır fikir üretme özgürlüğü. Google ortamının kesin bilgi verdiği söylemi ile ancak insanları elinde fikir üretme özgürlüğü alınır çünkü; bu hazıra konmaktır ve üretemeyen beyinler bir müddet sonra sorgulamayacaktır da.

Japonlar bu hafta duyurdular ki; uzaya asansör inşa etmeye başlamışlar. Şimdilik 6 santimetreye 3 santimetrelik boyutta denemelerini yapacakları asansör ile gelecekte insan ve uzay istasyonları için yedek parça taşımayı planlıyorlar. Space X firması mach sayısında oynamalar yaparak ışık hızına çok yaklaştı. Silikon vadisinde insansı robotlar görev almakta. Bunların dışında bir de akrobat robotlar var ki Boston Dynamics tarafından geliştirilen; “olmaz böyle şey” dedirtiyor insana. Ancak bizler bu teknoloji ile baş etmek, yarış etmek yerine dünyanın şeklini tartışıyoruz. Hem de en başa dönerek.

Yapılan onca eğitim hamlesine rağmen Cumhuriyet döneminde halkımızın bu denli cahil kalması, her kentte bulunan üniversitelerimize gidenlerin dahi dünyanın düz olduğu tartışmalarına katılıp uzun uzun savlarını ispata çalışmaları inanılamaz bir akıl tutulması. Halen köylerimizde çaputlar bağlanan ağaçlar var. Dilekler adanan mezarlar var. Safsata ve hurafe her zaman ki gibi bu anda da bilimin ve ilmin önüne geçmiş durumda. Hele bir de ekonomik sıkıntının tüm toplum katmanlarını vurduğu bu günlerde cahillik boyutunun elim dereceler varması özellikle dış güçlerin ziyadesi ile işine gelmekte. Bizleri yönetmenin yolu böl, parçala, yönet sistemi olduğunu artık tüm aydınlarımız biliyor. Her alanda bölünmüş bir toplum hedefliyorlar. Başımızı kaldıramadığımız bir sistemin egemen olması için çaba sarf ediyorlar ve ne yazık ki bunda da şu ana dek oldukça başarılılar.

Gözümüzü açmalıyız, bilimi ve ilmi her neredeyse alıp öğrenmeli ve yenilikleri kabul edici bir gözle iyice süzüp, sorgulayıp özümsemeliyiz. Çağdaş dünyaya ayak uydurmanın yegane yolu çağdaşlaşmaktan geçmekte, bunu unutmamalıyız.