İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği düşünebilmesi değil, düşünebilme yetisinin olmasıdır. İnsan düşünen değil düşünebilen bir canlıdır. Felsefe tam da bu noktada doğmuştur. Hayat anlamlandırmak kadar açıklamaya da muhtaç olduğundan doğru sorular ve doğru cevaplarla insan kendisini biraz daha tamamlar ve gerçekleştirir.
Ancak etrafımıza baktığımızda düşünmeden sürdürülüp tamamlanmış birçok hayatın, uygarlığın en atıl ve üzücü gerçeği olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.
Doğduğumuz andan itibaren ruhumuza ve varlığımıza sorgulanmadan kazınmış ritüellerin ve dogmaların nasıl da bize dair özden uzak olduğunu fark edip bakmak, sanırım biraz cesaret gerektiriyor. Zira içimizde tarifsiz bir sıkıntıyla kendi çığlığını haykıran ruhumuza sırtımızı dönüp kulaklarımızı tıkadığımızda başka bir insan oluyoruz. İnsan toplumsal olmakla bireysel olmak arasındaki gerilimle baş edebildikçe ve bu iki uçtaki içsel dengesini sağlayabildikçe varlığını doyurucu bir şekilde yaşar ve tadını çıkararak sürdürebilir.
Sadece toplumun duyarlılık ve gelenekleriyle yaşadığında bireysel varlığını ihmal eder ve tekdüzeliğin en baş aktörü olur. O biricik varlığın farkındalığı derin ve yalnız düşünceler sonucunda varılan huzursuzluk dolu tepelerdir. Ancak oralarda gösterilecek sabır ve meşakkat bizi gerçek özümüze ulaştırır.
Düşünmek ve zor sorular sormak. O soruların cevaplarının peşine düşmek ve o cevaplarla yeni sorulara ve yine yeni cevaplara ulaşa ulaşa kendi puzzleımızın bütün parçalarını doğru yerlerine koymak insanın en doyurucu yolculuğudur.
Bu yol ve yolculukta karşımıza çıkan bütün gizem ve tereddütleri aydınlatacak iki el feneri felsefe ve psikolojidir.
Zira insan düşünmeyecek ve sorgulamayacak olduktan sonra ölüme bile çare bulsa o ölümsüzlüğü kendine varma yolculuğuna yine yetmeyecektir, yetemeyecektir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 23 Ocak 2019 - 12:55
Düşün-e-bilmek
İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği düşünebilmesi değil, düşünebilme yetisinin olmasıdır
YAZARLAR
23 Ocak 2019 - 12:55
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir