MADAM NİÇA YAŞIYOR
Hikaye 5 yıl önce Bozcaada’da başladı. Ünü İstanbul’a kadar gitti. Adını duymayan, bilmeyen kalmadı. İki genç kadın Oya ve Saada Hanım çıtayı İstanbul’dan sonra öyle bir yere koydu ki; şimdi onları dünya tanıyacak. Hazır mısınız Madam Niça Londra’ya gidiyor.
Bozcaadalı Dominiça Yusufiz adında bir Rum kadının şarap üretimhanesi günümüzde Madam Niça adıyla Bozcaadalılar ile buluşuyor. Oya Terzioğlu ve Saada Delen ortaklığında 5 yıl önce açılan Madam Niça’nın bir de İstanbul’da şubesi bulunuyor. Yurtdışına açılmayı planlayan Madam Niça’nın hikayesini gelin Oya Terzioğlu’ndan dinleyelim…
Madam Niça nasıl doğdu?
Bir yaz boyunca ortağım Saada ile birlikte Madam Niça’yı yaptık. Çok sevdik, insanlar çok sevdi. Bozcaada’nın ruhuna uyan bir mekan oldu. Daha sonra ‘Bozcaada’da var İstanbul’da da böyle bir yer yapmalıyız’ın planlarını yapmaya başladık, ancak o seneye yetiştiremedik. Hatta dedik ki bir sene daha otursun iyice, adadaki ikinci yılını tamamlasın sonra da İstanbul’da Madam Niça’mız olsun bizim. Böyle bir hayal kurduk.
ÜÇÜNCÜSÜ LONDRA’DA
Bir tane merkez Bozcaada’da, ikincisi İstanbul, üçüncüsü Londra’da. Hayalimiz, planlamamız bu şekildeydi. O zaman pandemi hayatımızda yoktu. O yüzden sarktı. Sonra 1 yılda Saada ile birlikte Galata’da Georges Hotel’inroofunda ‘Galata’da 24 adında bir restoran kurduk. Orası da çok güzel iş yapan, çok güzel manzarası olan, yarımadayı tepeden gören, İstanbul’un en güzel noktalarından bir yerdeydi. 1 yıl orayı işlettik. Sonrasında, ‘Biz artık tamamız, üst sekmente hitap eden bir restoranın da işletmesini yaptık. Kendimize olan güvenimizi de tazeledik. Yabancı turistlere de hizmet ettik, hem müdavimlerimizi de kaybetmedik. Demek ki bizim kendi restoranımızı açma vaktimiz geldi’ dedik ve Madam Niça’nın İstanbul ayağını açmak için görüşmelere başladık.
Bu yolculukta pek çok yerde yer baktık. Bir sürü yerde ‘Nereye yapabiliriz?’ derken bize bir arkadaşımız Burcu Özen -çok iyi bir astrologdur bu arada. Biz onun tavsiyelerini çok önemseriz- Bize dedi ki, ‘Kendinize Madam Niça için bir yer arıyorsunuz. Turkcell ve KVK’nın yaratıcısı Murat Vargı otelini update ediyor. Oraya sizden yakışacak başka bir işletme yok’ Bunun üzerine biz görüşmelere başlıyoruz. Bizim görüşmelerimiz başladığında İstanbul’un isim yapmış işletmecileri de burası için görüşmelere gidip geliyorlar. Sonra bize dediler ki, ‘Biz burasını sizden başka kimseye vermek istemiyoruz. Lütfen bize bir sunum hazırlayın’ Onlar bize bayıldılar biz onlara bayıldık.
GÜVEN DUYULARAK YEME İÇME İŞİ TESLİM EDİLEN TEK İŞLETMEYİZ
Şu anda Türkiye’de iş partnerliği yapacağımız en naif, en kibar, en hoşgörülü, en tatlı iş partneri ile İstanbul’da iş yapıyoruz. Biz onların kiracısı olduk. Bizlere çok büyük güven göstererek ‘Tüm yeme içme işlerimiz size teslim. Otelin 137 kahvaltısı. Lobideki restoranın işletmesi, yukarıdaki kendi işletmeniz, oda servisi, mini bar, bunların tüm satışı ve akışın sağlanması, toplantılar vs. hepsinin yeme içme hizmeti hepsi’ dediler. Hepsini biz sağlıyoruz. Bu bizim için artı bir gurur kaynağı. Dünyada Akkor Grup çatısı altındaki global otellerden sadece güven duyularak yeme içme işi teslim edilen tek işletmeyiz. Bunda tabii ki iki kadın olmamızın ve özenli olmamamızın, yaratıcı ve sanat duygusu ile yaşayan insanlar olmamızın çok büyük payı var. Biz kendi işletmemiz kadar oradaki işe de özen göstererek hayatımızı sürdürüyoruz. Bu iş için görüşmelerimizi 1 yıl sürdürdük. 2020 yılı mayıs sözleşmemizi şubat ayında imzaladık. İnşaatlarımız başladı. İç mimarımız Erhan Sağır’dı. Ardından pandemi patladı. Böyle olunca oradaki açılışı eylül ayına bıraktık.
ÜRÜNLERİMİZİ SATTIĞIMIZ DÜKKAN MADAM NİÇA VAR
Şu anda yeme içme işi ile ilgili tüm bilgimizi şahsen Madam Niça’ya aktarmış durumdayım. Bu arada restoran ile eş zamanda bir de dükkanımız oldu bizim Dükkan Madam Niça adında. Burada menümüzde olan ne varsa; eriştelerimiz, reçellerimiz, soslarımız, hardalımız vs. onların hepsini kendimiz üretiyoruz, paketleyip satıyoruz. Doğal ürünler sattığımız bir de dükkânımız oldu. Bu İstanbul’da da devam ediyor kargo ile de gönderiyoruz. Burada bir şey yiyip beğenen, alıp götürmek isteyen bütün misafirlerimizi bazalarak karşıda sattığımızı söylüyoruz. Ya da taşımak istemezlerse biz arkadan kargoluyoruz ya da tarifini veriyoruz. Benim reçetelerim ile annemin reçeteleri,Saada’nın annesinin reçeteleri ile reçeller yapıyoruz. Çeşitli soslar üretiyoruz. Onları da ürün olarak satıyoruz.
ZORLANARAK KOCAMAN BİR KIŞ GEÇİRDİK
Pandemi sizi olumsuz etkiledi mi?
İstanbul’daki açılışımızı geçen 6 Kasım’da yaptık. 15 gün sonra yeniden kapama geldi. Bütün kış sadece otel müşterilerine hizmet verdik. Çok zorlu bir süreç geçirdik. 53 tane personelimiz var 53 personelin hiçbirini işten çıkarmadık. Kendi işimizden hiçbir gelir almadık. Gerçekten maddi manevi çok zorlanarak kocaman bir kış geçirdik. Çocuklarımızı elimizden geldiğince, onlara işsiz kalma hissini yaşatmadan, birlikte aile duygusuyla bugüne vardık.
MADAM NİÇA LONDRA’DA
Bunu da ilk kez sizde açıklayalım 29 Ekim 2023’te biz Londra’daki Madam Niça’yı açma planımızı yaptık. Hayat planladığımız gibi giderse… Çok özel bir tarih bence bu, çok özel de bir gün. Londra’da çok fazla Türk yaşıyor. Şimdiden bunun görüşmelerini yapıyoruz. İki yıl buna hazırlanıyor olacağız.
Madam Niça’nın mutfağından bahsedelim birazda… Neler yapıyorsunuz? Menünüzde neler var?
Madam Niça’da ekalliyet mutfağı yapıyoruz İstanbul’da. Ekalliyet mutfağı göç mutfağı demek. İstanbul’a Madam Niça’yı açacağımız zaman hep bunu düşündük. ‘Ada ve Ege mutfağı mı yapalım? Yoksa daha çok insanı mı kucaklayacak bir sofra mı kuralım?’
Neden ekalliyet mutfağı?
Çünkü İstanbul dünyanın her yerinden, Osmanlı döneminden gelen bir kökenle göç almış Ermeniler, Rumlar, Giritliler, Museviler, Karadeniz’den, Avrupa’dan, Balkan’dan, Ege’den Akdeniz’den birçok yerden göç almış. İstanbul zaten göçler merkezi. Kültürlerin toplandığı bir merkez. Hal böyle olunca ekalliyet mutfağı bizi çok etkiledi. Mezelerimizin içine şahane Ermeni, Rum mezeleri koyduk. Osmanlı’nın çok sevdiği yemekleri koyduk. Ada mutfağından koyduk. Şeflerimiz tam olarak açılamadığımız bu 1 yılda kendilerini çok geliştirdiler.
HER ŞEYİ KENDİMİZ YAPIYORUZ
Mayonezimizden hardalımıza kadar her şeyimizi kendimiz yapıyoruz. Hiçbir hazır ürün mutfağımıza girmiyor. Domates sosumuzdan, makarnamızdan panelediğimiz malzemeye kadar her şeyi birebir kendimiz üretiyoruz. İstanbul’daki otelimizde büyük 4 tane ayrı mutfağımız var. Mutfakların tamamı bize ait. Ürünlerimizin bir kısmını oradaki mutfağımız üretiyor. Bu arada; erişte, tarhana ve salçayı yöredeki kadın kooperatiflerinden çekiyoruz. Onlar bizim istediğimiz şekilde hijyen standartlarında ürünlerimizi üretiyor, paketlemesini yapıyoruz. Tarihini ve içeriğini ekleyerek satışını yapıyoruz. Bozcaada Madam Niça’da ise daha çok Ege ve ada mutfağı. Adanın patlıcan oturtması, koruk suyuyla, nar ekşisi ile yapılan çiğ dolması, denizden çıkan lipsoz balığının buğulaması, sardalyanın asma yaprağına sarılıp ızgarada pişmiş hali, yöreden aldığımız keçi peynirinin asma yaprağı ile ızgaraya konup rakı ile kavunun yanına eşlik etmesi gibi.
İsminiz neden Madam Niça? Bir hikayesi var mı?
Bir gün ben İstanbul’dan geliyordum. Saada o zaman İstanbul’da bir sanat galerisi işletiyor ve ara ara kahvaltı servisediyordu. Galerinin işletmesine, sergilere destek oluyordu. Bana dedi ki, ‘Karşıdaki bahçeyi kiraya vereceklermiş. Bana, “Düşünür müsünüz?” diye sordular’ ‘Yapalım mı?’ dedi. Sadece 15 saniye düşündüm ve ‘Yapalım’ dedim. Hayatımızda o kadar iş var güç var. Artı bir iş daha açmaya okey diyorum. 15 gün içinde biz Madam Niça’yı yaptık. Hiçbir şeye dokunmadık. Osmanlı’dan kalma bir gemi direği var mesela. Kapının önündeki ahşapların yarısı çürümüş tavandan düşmüş, ahşapları kestirip barı inşa ettirdik. Dokuyu bozmadan, burası bir ada evinin bahçesi hissiyatını bozmadan burayı dekore ettik. Kapı bile aynı kapı. Olduğu gibi ahşap. Kapının üzerine logomuzu çizdirdik. Duvara şaraplık üzümümüzü yaptık. ‘Burayı şöyle mi boyayalım?’ falan diye diye böyle bir hikaye çıkardık beraber. Saada’nın önceden gelen bir finans kökeni, bankacılık geçmişi var. İşin para ve matematiği onun kafası çok çalışıyor. Acayip pratik zekası var, çok iyi metin yazarıdır. Birçok reklamcılık eğitimi de almış, birçok markaya metin yazarlığı yapmıştır. Aynı zamanda çok iyi de bir meyhanecidir. Bana gelince ben sanat eğitimi aldım. Bir şeyin üstüne bir şey daha boyayınca o bambaşka bir şey oluyor. Mutfak deneyimim var, bir aşçılığım var. Kendimi yerel aşçı olarak da tanımlıyorum. Profesyonel bir okula gidip şeflik eğitimi almadım ama o gün şefim hastalansa mutfağa girip hepsini çıkaracak bilgi ve yetiye sahibim. Bende daha çok mutfak, menü, insan ilişkisi, sosyal medya tarafında güçlü olan bir ortak olarak biz Madam Niça’yı kurduk.
ŞARAP ÜRETİMHANESİ…
İçinde bulunduğumuz bu bahçe Bozcaadalı Dominiça Yusufidiz adında bir Rum hanımefendinin ailesinden ona kalan şarap üretimhanesi. Hatta eski binalara biz inşaat yapamıyoruz. Mutfak olarak şu anda kullandığımız kısım şarap sarnıçlarıymış. Biz burayı tuttuğumuzda içinde şarap izleri vardı. Dominiça Hanım İstanbul’da üniversiteyi okuyor, sonra geliyor burada şarapçılık yapıyor. Tek başına bir hayat sürüyor. Sonra İstanbul Galata’da bir evde hayatı son buluyor. Biz onun ismi yaşasın istedik. Yıllar önce Bozcaada’dan çıkmış bir kadın işletmeci, iş insanı. Bu bizim çok değerliydi. Biz onun adı yaşasın istedik. O yüzden aslında evlenip çocuğu olmamış ama biz ona Madam demek istedik. Mesela o lüferi çok seviyormuş. Her sene lüfer zamanı biz onun ruhuna gitmesi için İstanbul’da lüfer alıyoruz ve lüfer dağıtıyoruz. Onun ruhuna değsin, iyi hissetsin her nerdeyse. Onun buradaki isim olarak varlığı çok kıymetli.
ÇALINAN MÜZİKLERİMİZ MERAK EDİLİYOR
Çok güzel müzikler de çalışıyor mekanda. Listenizi kim hazırlıyor?
Her sene listelerimiz var. Bunları dinlemek takip etmek isterse okurlarınız, Madam Niça listeleri var bulunuyor. Madam Niça 2018, 2019 listeleri diye gidiyor. Spotify’da Madam Niça listelerini takip edebilirler. Misafirlerimiz bizim müziklerimizi acayip seviyorlar, merak ediyor. Dj dostumuz Çağatay Dinçsoy yapıyor. Pandemi hayatımıza girmeden önce arada gelip burada canlı dj performansları yapıyor.
Müşterileriniz buradan ayrılırken ne desinler istersiniz?
Gelen müşterilerimizin adada kendi büyük annelerinin evine gittiğini hissini vermek istiyoruz. Buraya geldikleri zaman, kesme bardaklarda şaraplarını içiyorlar, beyaz porselen takımlarda yemeklerini yiyorlar. Bir aile büyüğünün keten örtülerinde eski tarifleri hatırlayarak ‘Ne iyi bir akşam geçirdik’ demeleri hedefimiz.
Teşekkür ederiz.
YAŞAM
Yayınlanma: 30 Haziran 2021 - 17:10
Duvarlarında Dominiça Yusufiz'in ruhu geziyor
MADAM NİÇA YAŞIYOR Hikaye 5 yıl önce Bozcaada’da başladı
YAŞAM
30 Haziran 2021 - 17:10