Emekliler neden sendikalaşmalıdır?
Emekliler, toplumun işsizler ve mülksüzlerden sonraki en yoksul kesimini oluşturmaktadırlar. Yoksulluk sınırının 22.442 TL ve açlık sınırının da 6.889 TL olduğu günümüzde 3.500 TL gibi komik bir maaşa mahküm edilen emeklilerin durumu hakikaten içler acısı.
En düşük ev kirasının 5.000 TL’den başladığı günümüzde emekliler sadece açlık ve sefalete değil, aslında açıkça ölüme terk edilmişlerdir. Bu durumun somut verilerini önümüzdeki kış aylarında, içimiz acıyarak da olsa daha net bir şekilde yaşayarak göreceğiz. Bir çoğumuz elektrik faturalarının yüksekliğinden dolayı geceleri karanlıkta otururken, kışın buna bir de soba ve kombi yakmadan yorganın altında kaplumbağalar gibi büzüşerek ölmemeye çalışarak ayakta kalmaya çalışacağız. Biz böyle bir yaşamı hak etmedik.
TÜİK verilerine göre Ağustos 2022 ayı enflasyonu %79,6 iken bağımsız ekonomistlerce kurulmuş olan ENAG’a göre enflasyon oranı %176 olarak tespit edilmiştir. Enflasyonun bu derece hızla yükseldiği ülkemizde %30-40 oranlarda emekli maaşlarına yapılan “zam” tamamen aldatıcı olup bizleri kandırmaya yönelik bir politikadır. Maaşlarımızın gerçek alım gücü her geçen gün daha da düşmekte ve erimektedir.
Biz maaş artışı değil, kişi başına milli gelirden payımıza düşen miktarı istiyoruz. TÜİK verilerine göre 2021 yılı için kişi başına milli gelirden düşen pay 9 539 dolardır. Bunu 12 aya böldüğümüzde bir emekli veya çalışanın dolar bazında aylık maaş tutarını hesaplamış oluruz ki bu da 795 dolara tekabül eder. Demek ki bir emekli ve emekçinin aylık ortalama maaşı 795 dolar olmalıdır. Bu rakamı günlük kur (18.200 TL) tutarı ile çarptığımızda ortalama bir emekli ve emekçi maaşını hesaplamış oluruz ki bu rakam da an itibariyle 14.469,00 TL eder.
Demek ki milli gelirin tüm vatandaşlara adil ve eşit bir dağıtımı olduğu taktirde emekli ve emekçinin alması gereken asgari maaşı Eylül 2022 ayı için 3.500 değil, 14.469,00 TL olmalıdır. Bu rakam her ayın ilk günü geçerli olan kur üzerinden güncellenmelidir.
Mevcut iktidarların bugüne kadar emeklilere hep şaşı baktığı ve onları bir an önce kurtulmak istedikleri bir kambur olarak gördüklerini biliyor ve yaşıyoruz. Onların bizleri diri diri mezara gömme politikalarına karşı 13.7 milyon emeklinin etkin, yaygın, kitlesel ve güçlü bir sendika kurmalarından başka bir çıkar yol görünmemektedir. Zira biliyoruz ki ancak gerçek bir sendika emeklilerin ekonomik, özlük, sosyal, kültürel ve demokratik haklarını savunup geliştirebilir. Sendikalaşma sürecinin bir unsuru olarak Emekliler Türkiye Meclisi tam da bu sebeplerden dolayı kurulmuş ve 13.7 milyon emekliyi kucaklayacak bir sendikal mücadeleyi yürütmektedir. Önümüzdeki süreçte sonuçlarını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. NOT:Bir sonraki yazımda “Neden Emekliler Türkiye Meclisi?” sorusuna yanıt vereceğim.
Memnune Kardaş
Emekliler, toplumun işsizler ve mülksüzlerden sonraki en yoksul kesimini oluşturmaktadırlar. Yoksulluk sınırının 22.442 TL ve açlık sınırının da 6.889 TL olduğu günümüzde 3.500 TL gibi komik bir maaşa mahküm edilen emeklilerin durumu hakikaten içler acısı.
En düşük ev kirasının 5.000 TL’den başladığı günümüzde emekliler sadece açlık ve sefalete değil, aslında açıkça ölüme terk edilmişlerdir. Bu durumun somut verilerini önümüzdeki kış aylarında, içimiz acıyarak da olsa daha net bir şekilde yaşayarak göreceğiz. Bir çoğumuz elektrik faturalarının yüksekliğinden dolayı geceleri karanlıkta otururken, kışın buna bir de soba ve kombi yakmadan yorganın altında kaplumbağalar gibi büzüşerek ölmemeye çalışarak ayakta kalmaya çalışacağız. Biz böyle bir yaşamı hak etmedik.
TÜİK verilerine göre Ağustos 2022 ayı enflasyonu %79,6 iken bağımsız ekonomistlerce kurulmuş olan ENAG’a göre enflasyon oranı %176 olarak tespit edilmiştir. Enflasyonun bu derece hızla yükseldiği ülkemizde %30-40 oranlarda emekli maaşlarına yapılan “zam” tamamen aldatıcı olup bizleri kandırmaya yönelik bir politikadır. Maaşlarımızın gerçek alım gücü her geçen gün daha da düşmekte ve erimektedir.
Biz maaş artışı değil, kişi başına milli gelirden payımıza düşen miktarı istiyoruz. TÜİK verilerine göre 2021 yılı için kişi başına milli gelirden düşen pay 9 539 dolardır. Bunu 12 aya böldüğümüzde bir emekli veya çalışanın dolar bazında aylık maaş tutarını hesaplamış oluruz ki bu da 795 dolara tekabül eder. Demek ki bir emekli ve emekçinin aylık ortalama maaşı 795 dolar olmalıdır. Bu rakamı günlük kur (18.200 TL) tutarı ile çarptığımızda ortalama bir emekli ve emekçi maaşını hesaplamış oluruz ki bu rakam da an itibariyle 14.469,00 TL eder.
Demek ki milli gelirin tüm vatandaşlara adil ve eşit bir dağıtımı olduğu taktirde emekli ve emekçinin alması gereken asgari maaşı Eylül 2022 ayı için 3.500 değil, 14.469,00 TL olmalıdır. Bu rakam her ayın ilk günü geçerli olan kur üzerinden güncellenmelidir.
Mevcut iktidarların bugüne kadar emeklilere hep şaşı baktığı ve onları bir an önce kurtulmak istedikleri bir kambur olarak gördüklerini biliyor ve yaşıyoruz. Onların bizleri diri diri mezara gömme politikalarına karşı 13.7 milyon emeklinin etkin, yaygın, kitlesel ve güçlü bir sendika kurmalarından başka bir çıkar yol görünmemektedir. Zira biliyoruz ki ancak gerçek bir sendika emeklilerin ekonomik, özlük, sosyal, kültürel ve demokratik haklarını savunup geliştirebilir. Sendikalaşma sürecinin bir unsuru olarak Emekliler Türkiye Meclisi tam da bu sebeplerden dolayı kurulmuş ve 13.7 milyon emekliyi kucaklayacak bir sendikal mücadeleyi yürütmektedir. Önümüzdeki süreçte sonuçlarını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. NOT:Bir sonraki yazımda “Neden Emekliler Türkiye Meclisi?” sorusuna yanıt vereceğim.
Memnune Kardaş