CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çorlu Tren Katliamı’nın ikinci yıl dönümü ve Gelibolu Tarihi Yarımadası’ndaki yangına değinerek başladığı basın toplantısında, Meclis Genel Kuruluna sevk edilen çoklu baro teklifine dair açıklamalarda bulundu. Erkek açıklamasında; “Çok baro yok baro demektir” dedi.
Milletvekili Muharrem Erkek dün yaptığı açıklamada şunları kaydetti:“Önceki gün Gelibolu tarihi yarımadamızda Gelibolu ve Eceabat ilçelerimizi çok ciddi etkileyen talihsiz bir yangınla karşılaştık. Yangın sebebiyle birçok köy son derece zarar gördü. Ilgardere, Yalova ve Kumköy, özellikle Kumköy’de zarar çok büyük. Yangın söndürüldü, soğutma çalışmaları tamamlandı. Tek tesellimiz bir can kaybı olmaması. Ama birçok canlı da yaşamını yitirdi. Ağaçlar gibi, ormandaki canlılar gibi. Bu arada çiftçimiz, köylümüz binlerce dönüm mahsulünü kaybetti, buğdayını, zeytinini, meyve ağaçları. Çanakkale Milletvekilimiz Sayın Özgür Ceylan’la birlikte bir kanun teklifi verdik. Dedik ki, mahsulünü yitiren köylümüz, çiftçimiz, üreticimiz mahsulü tarım sigortası kapsamında olsun olmasın zararı karşılanmalıdır. Zaten çiftçimiz çok borçlu. Krediyle borçlanan çiftçimizin zorunlu tarım sigortası var. Bugün mahsulün yüzde 10’u sigortalı, yüzde 90’ı sigorta kapsamında değil. Biz köylümüzün, çiftçimizin, üreticimizin yanında olmalıyız. Bu süreci de yakından takip edeceğiz. Çanakkale’mize, milletimize, hepimize çok geçmiş olsun.”
“FETÖ projesi”
Erkek açıklamasının devamında şunları söyledi; “Çok baro yok baro demektir. Barolar artık vatandaşlar için mücadele edemez. Bugün çoklu baroyu savunanlar, yarın çok hukukluluğu savunurlarsa şaşırmayın. Biliyorsunuz Lozan’da masada bu memleketi işgal edenler, emperyalistler çok hukukluluğu dayatıyorlardı. Ama o gün o masada oturanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edenler bunu reddettiler. Biz çağdaş bir hukuk sistemine geçiyoruz. Evet, emperyalist güçler bu memleketi işgal edenler çok hukukluluğu ve çoklu baroyu savunuyorlardı. Yakın tarihte de 2010 referandumundan sonra yargıyı ele geçirenler ki kim olduklarını hepimiz çok iyi biliyoruz, bir FETÖ projesi olarak 2012, 2013’te bu çoklu baroyu getirmişlerdi. Şimdi Gazi Mecliste Cumhur İttifakı bunu hayata geçirmek için canla başla çalışıyor yangından mal kaçırır gibi. Baro Başkanlarını dahi dinlemediler Adalet Komisyonunda. Diyorlar ki, biz davet ettik gelmediler. Hayır, davet etmediniz biz onların yanındaydık. ‘Üç Baro Başkanı gelsin beşer dakika konuşsun.’ Lütufta bulunuyorlar. TBMM Çankaya kapısında bekleyen 50 tane Baro Başkanını misafir edip ağırlayamıyor mu? Siz taraflardan birini dinlemeden adaletin tecelli edeceğini mi savunuyorsunuz? Böyle mi adaleti tecelli ettireceksiniz? Baro Başkanlarının yürüyüşünden korkanlar Baro Başkanlarının Meclis’e gelmesinden de herhalde korktular. Bakalım Genel Kurula kabul edecekler mi? Bakalım Baro Başkanları Genel Kuruldaki tartışmaları izleyici bölümünde takip edebilecek mi?”
“FETÖ projesi”
Erkek açıklamasının devamında şunları söyledi; “Çok baro yok baro demektir. Barolar artık vatandaşlar için mücadele edemez. Bugün çoklu baroyu savunanlar, yarın çok hukukluluğu savunurlarsa şaşırmayın. Biliyorsunuz Lozan’da masada bu memleketi işgal edenler, emperyalistler çok hukukluluğu dayatıyorlardı. Ama o gün o masada oturanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edenler bunu reddettiler. Biz çağdaş bir hukuk sistemine geçiyoruz. Evet, emperyalist güçler bu memleketi işgal edenler çok hukukluluğu ve çoklu baroyu savunuyorlardı. Yakın tarihte de 2010 referandumundan sonra yargıyı ele geçirenler ki kim olduklarını hepimiz çok iyi biliyoruz, bir FETÖ projesi olarak 2012, 2013’te bu çoklu baroyu getirmişlerdi. Şimdi Gazi Mecliste Cumhur İttifakı bunu hayata geçirmek için canla başla çalışıyor yangından mal kaçırır gibi. Baro Başkanlarını dahi dinlemediler Adalet Komisyonunda. Diyorlar ki, biz davet ettik gelmediler. Hayır, davet etmediniz biz onların yanındaydık. ‘Üç Baro Başkanı gelsin beşer dakika konuşsun.’ Lütufta bulunuyorlar. TBMM Çankaya kapısında bekleyen 50 tane Baro Başkanını misafir edip ağırlayamıyor mu? Siz taraflardan birini dinlemeden adaletin tecelli edeceğini mi savunuyorsunuz? Böyle mi adaleti tecelli ettireceksiniz? Baro Başkanlarının yürüyüşünden korkanlar Baro Başkanlarının Meclis’e gelmesinden de herhalde korktular. Bakalım Genel Kurula kabul edecekler mi? Bakalım Baro Başkanları Genel Kuruldaki tartışmaları izleyici bölümünde takip edebilecek mi?”