Galiba benimkisi Nasrettin Hoca işi..
Ne demek istiyorum; yakında Hilton kapılarını açacak.
İlgili kişiyi Mart ayında aradığımda 18 Mart’ta açıyoruz demişti. Üzerinden bir ay geçti ama açılamadı. Kulağıma işçilerle ilgili parasal sorunlar dedikodusu geldi. Sanırım aşıldı. Hayırlısı olsun. Şehir güzel bir otel kazandı. Eminim Double Tree by Hilton Çanakkale şehre katkı yapacak misafirlerin gelmesine olanak sağlayacak.. Mesele, Hilton’un Türk Hamamı veya Dardanos Restoranı değil; hele hele 500 kişilik olduğu söylenen balo solonu hiç değil..
Neden yapımı sancılı geçen, açılması yalancı çoban işine dönen Hilton’u yazıyorum..
Yüklenici batmıştı..
İnşaat durmuştu..
Yıllarca kaderine terkedilmiş halde bekledi..
30 milyona satılıyor haberleri ardı ardına servis edildi..
O da yetmedi; Hiton, ismini bu inşaattan çekti diye o biçim dedikodular yapıldı..
2018 yılında açılacaktı olmadı..
Sonra 2021 yılına tarih verdiler..
Olmadı..
Hoop yeni tarih 18 Mart 2022 oldu..
Baktık ki o da olmuyor. Aradık Hilton’u. Sanırım onlar da bıkmış tersliklerden. Şimdi ne zaman açılır bilmiyoruz ama önemsediğim bi konunun altını çizmek istiyorum.. Tek tek saydım..
Karıştırmadıysam Hilton’un ön cephesinde 25’den fazla ağaç var; çoğu dut. Benimkisi biraz kehanet gibi olacak ama..diyeyim canım; kulağıma gelen fısıltı yol boyunca yeşeren dut ağaçlarından otel rahatsızmış. Bir gece, bir sabah acımasız bir testere bu ağaçları yok edebilir.. Sakın sakın..
Otelimizin gözü gönlü açılacak diye dut ağaçlarını kabaklamak veya kökten götürmek..
Hakkımı helal etmek. Sen de etme.
Bana sorarsan o dut ağaçları otele ayrı bir hava katıyor..
Hilton içindeki gizli kulağım, dutların çok pislik yarattığını söylüyor..
Bu bahane olamaz, Hilton mu yaman şehrin yeşil tutkusu mu..
Bir de ben.. Bu hikayeye de nokta koyarken, meseleyi şöyle özetleyeyim.
Bir binanın önü açılsın..görünür olsun..diye.
Birileri memnun olsun, isteği karşılık bulsun..diye.
Aman ha, sakın keyfe keder iş yapıp bir zamanlar buralar dutluktu demeyelim.. Meraklısına:
Bu yazıyı yazarken gizli kulağım beni köpürtüyor mu acaba diye düşünmedim değil. Ne yazık benim de hissiyatım dut ağaçlarının başına bir iş geleceği yönünde. Bu nedenle gizli kulağımın fısıltısına kulak verdim. Hilton gibi bir markanın böyle bir cehalet içinde olacağını sanmıyorum. En azından böyle düşünmek istiyorum. Kalkıp da Belediye Park Bahçeler otele kıyak olsun diye insiyatif almaz heralde..
Değil mi ?
Kapattım, yazının başında da söylediğim gibi benimkisi Nasrettin Hoca işi..ha bu arada Hilton’un Çanakkale’ye gelmiş olmasından mutlu muyum, evet mutluyum.. Unuttum Sanma Notu:
Hilton’un taslak görsellerinde de dut ağaçlarının olmadığını farketmedim sanma..
Ne demek istiyorum; yakında Hilton kapılarını açacak.
İlgili kişiyi Mart ayında aradığımda 18 Mart’ta açıyoruz demişti. Üzerinden bir ay geçti ama açılamadı. Kulağıma işçilerle ilgili parasal sorunlar dedikodusu geldi. Sanırım aşıldı. Hayırlısı olsun. Şehir güzel bir otel kazandı. Eminim Double Tree by Hilton Çanakkale şehre katkı yapacak misafirlerin gelmesine olanak sağlayacak.. Mesele, Hilton’un Türk Hamamı veya Dardanos Restoranı değil; hele hele 500 kişilik olduğu söylenen balo solonu hiç değil..
Neden yapımı sancılı geçen, açılması yalancı çoban işine dönen Hilton’u yazıyorum..
Yüklenici batmıştı..
İnşaat durmuştu..
Yıllarca kaderine terkedilmiş halde bekledi..
30 milyona satılıyor haberleri ardı ardına servis edildi..
O da yetmedi; Hiton, ismini bu inşaattan çekti diye o biçim dedikodular yapıldı..
2018 yılında açılacaktı olmadı..
Sonra 2021 yılına tarih verdiler..
Olmadı..
Hoop yeni tarih 18 Mart 2022 oldu..
Baktık ki o da olmuyor. Aradık Hilton’u. Sanırım onlar da bıkmış tersliklerden. Şimdi ne zaman açılır bilmiyoruz ama önemsediğim bi konunun altını çizmek istiyorum.. Tek tek saydım..
Karıştırmadıysam Hilton’un ön cephesinde 25’den fazla ağaç var; çoğu dut. Benimkisi biraz kehanet gibi olacak ama..diyeyim canım; kulağıma gelen fısıltı yol boyunca yeşeren dut ağaçlarından otel rahatsızmış. Bir gece, bir sabah acımasız bir testere bu ağaçları yok edebilir.. Sakın sakın..
Otelimizin gözü gönlü açılacak diye dut ağaçlarını kabaklamak veya kökten götürmek..
Hakkımı helal etmek. Sen de etme.
Bana sorarsan o dut ağaçları otele ayrı bir hava katıyor..
Hilton içindeki gizli kulağım, dutların çok pislik yarattığını söylüyor..
Bu bahane olamaz, Hilton mu yaman şehrin yeşil tutkusu mu..
Bir de ben.. Bu hikayeye de nokta koyarken, meseleyi şöyle özetleyeyim.
Bir binanın önü açılsın..görünür olsun..diye.
Birileri memnun olsun, isteği karşılık bulsun..diye.
Aman ha, sakın keyfe keder iş yapıp bir zamanlar buralar dutluktu demeyelim.. Meraklısına:
Bu yazıyı yazarken gizli kulağım beni köpürtüyor mu acaba diye düşünmedim değil. Ne yazık benim de hissiyatım dut ağaçlarının başına bir iş geleceği yönünde. Bu nedenle gizli kulağımın fısıltısına kulak verdim. Hilton gibi bir markanın böyle bir cehalet içinde olacağını sanmıyorum. En azından böyle düşünmek istiyorum. Kalkıp da Belediye Park Bahçeler otele kıyak olsun diye insiyatif almaz heralde..
Değil mi ?
Kapattım, yazının başında da söylediğim gibi benimkisi Nasrettin Hoca işi..ha bu arada Hilton’un Çanakkale’ye gelmiş olmasından mutlu muyum, evet mutluyum.. Unuttum Sanma Notu:
Hilton’un taslak görsellerinde de dut ağaçlarının olmadığını farketmedim sanma..