Ülkemiz sosyal güvenlik sisteminde 1950 yılından günümüze kadar en çok değişikliğe uğrayan husus yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarıdır dersek yanlışa düşmeyiz sanıyorum. Son düzenlemeleri hatırlayacak olursak 10.01.1986 tarihinde 3246 sayılı Kanunla 506 sayılı Kanuna eklenen ek 28 inci madde ile 01.01.1990 tarihinden itibaren işe giren sigortalılar için emeklilik yaşı kadınlarda 55, erkeklerde 60 yaşa çıkarılmış olduğunu ve fakat 1992 yılında yapılan düzenlemeyle emeklilikte yaş şartının kaldırıldığını görüyoruz. Bu düzenlemeyle kadınlara 20 yıl sigortalılık ve 5000 prim günüyle, erkeklere de 25 yıl sigortalılık 5000 prim günüyle her hangi bir yaş şartı olmaksızın emeklilik hakkı tanınmıştı.
4447 sayılı kanun ise 08.09.1999’dan sonra işe girenlerde emeklilik yaşını kadınlarda 58’e, erkeklerde 60’a çıkarttı. Daha önce işe girmiş olanların emeklilik yaşını ve prim gün sayısını ise kademeli olarak artırdı. Bu düzenleme aynı zamanda 8 Eylül 1999’dan önce işe girenlerin Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) kavramıyla tanışması anlamına da geliyordu. Uzun yıllardır ülke gündemini meşgul eden EYT tartışmaları son dönemde konuya ilişkin düzenleme yapılacağına dair kuvvetli sinyallerin verilmesinin ardından iyice hararetlendi. Yeni dönemde emeklilik için gerekli koşulların neler olacağı netleşmemiş olmakla beraber 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalılık başlangıcının olması gerektiği konusunda bir itilaf bulunmamaktadır. Hal böyle olunca çalışmaları 8 Eylül 1999 öncesinde olmakla beraber sigortası yatmamış olanların eskiye dönük hizmetlerini nasıl kazanacakları konusunda bize de sıkça sorular gelmektedir. Ben de yazılarımda bu konuyu birkaç hafta boyunca ele alarak siz değerli okurlarımı bilgilendirmeye çalışacağım.
SGK’ya hizmet süreleri eksik bildirilen, sürekli çalışmasına rağmen işe giriş çıkış yaptırılan, işe girişleri geç yaptırılan veya sigortasız çalıştırılan işçilerin Hizmet Tespiti Davası açarak haklarını arayabilirler. Sigortaya işveren tarafından ” hiç bildirilmeyen hizmetler ” için hizmet tespiti davası açma süresi işçinin işten ayrıldığı yılın son gününden itibaren 5 yıldır. Ancak 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması kuralının istisnaları mevcuttur. Sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin SGK’ya verilmiş olması veya çalışmaların SGK denetimi sonucunda tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir.
Not: Önümüzdeki hafta hak düşürücü sürenin uygulanmasında çeşitli yargı kararlarına yakından bakacak şekilde konuyu ele almaya devam edeceğiz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 19 Ekim 2022 - 09:18
EYT düzenlemesine hazırlık notları -1-
Ülkemiz sosyal güvenlik sisteminde 1950 yılından günümüze kadar en çok değişikliğe uğrayan husus yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarıdır dersek yanlışa düşmeyiz sanıyorum
YAZARLAR
19 Ekim 2022 - 09:18
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir