Ezine İlçesi’ne bağlı Yavaşlar Köyü Çığrı Dağı’nda bulunan Neandria Antik Kenti keşfedilmek için bekliyor. Piramit şeklinde bölgede yer alan taşların gizeminin çözülmesi için çalışmaların yapılması gerektiği belirten Coğrafyacı Erdinç Uslan, “Bakanlık, üniversite vs.burayı keşfedip insanlara açsın. Düzgün bir şekilde inceleme yapılsın. Üçgen olan yerlerde daha ilginç yapılar ve taşlar var. İş başıboşluğa dönüşmüş durumda ve kimse ilgilenmiyor” dedi. Bölge ayrıca defineciler tarafından da delik deşik edilmiş durumda.
Coğrafyacı Erdinç Uslan Neandria Antik Kenti’nin gerekli şekilde korunmadığını belirtti. Kişisel ve topluluk olarak pek çok kez burada araştırmalarda bulunan Uslan Bakanlığın bu alanda kapsamlı bir araştırma yapması gerektiğini söyledi. Uslan açıklamalarında Ezine’de bu yer ile ilgili bir tabelanın dahi olmadığını belirterek, “Neandria krallık şeklinde bir dağın tepesinde kurulmuş bir kale. Benim dedem Kemallı Köyü’nün muhtarıydı. Benim dedem orada muhtardı. Çocukken gidiyorduk mermer bir koltukta oturuyorduk. Meğer o kralın koltuğuymuş. Oradan alıp getirmişler. Köyde bir cami var, eski bir cami. 1. Murat zamanında 1364’te Aslan Bey yapmış köyün camisini. Caminin bir tane penceresi var. Pencerenin içinde duvardaki kullanılan taşta Yunanca yazılar var. Birkaç sene önce bunlar ne diye araştırmaya başladık. Kralın mezar taşıymış.
Adam camiyi yaparken gitmiş dağdan kralın mezar taşını da getirmiş onu da camide kullanmış. Başka köylere gittik mesela bir tane Roma sütununu köyde elektrik direği yapmışlar, köyün meydanını aydınlatmışlar. Köylerdeki evlerde beyaz beyaz taşlar var. Birçok mezar taşı ve Yunanca yazılar var hep evlerde kullanılmış böyle. Etraftaki bütün köylerde böyle. Sonra Google Earth aracılığı ile uydu görüntülerinden o bölgeyi incelemeye başladığımızda yerin talan edildiği belli. Defineciler tarafından talan edilmiş bu bölge” dedi.
CİDDİ KORUMA PROBLEMİ VAR
Bölge ciddi bir koruma problemi olduğunu belirten Uslan, “Tarihsel gelişimini incelemeye başladığımızda Alexandria Troas İskender’in Truvası şeklinde kurulmuş oraya. İskender Anadolu’ya geçtikten sonra o bölgeye geldiğinde civardaki bütün bu tip kalelerde yaşayan halkların hepsinin Dalyan’daki Alexandria Troas kentinde yaşamaya mecbur etmiş ve bu kaleleri boşalttırmış. Bu kalede yerleşik bir hayat var. 1920’li yıllarda Amerikalı birisi gelmiş orada bir inceleme yapmış. Neandria’yı incelemiş. Hatta manastır gibi bir yapı var o manastır hala toprağın altında. Uydu görüntülerinde de yerleşik hayat belli oluyor. Kalenin dışında evlerin yerleri var. Kalenin suları yıkık dökük olmasına rağmen hala korunaklı bir şekilde duruyor fakat bizim o bölgede coğrafya dikkatimizi çekti. Ezine’den Tuzla’ya kadar olan bölgede bir granit yapı var. Bu işten biraz anladığını söyleyen insanlara göre Edremit Körfezinde bir stratovolkan varmış zamanında jeomorfologlar öyle söylüyor. O patlamış, bir takım taşlar Bergama’ya düşmüş, bir takım taşlar buraya düşmüş, granitler böyle oluşmuş. İyi de niye sadece o bölgede oluşmuş? Biraz aşağısında da Roma sütunları var. 9 tane kendi halinde korunmuş şekilde sütun duruyor. 13 ton ağırlığında. İşlemeleri yapılmış, ayak tarafı ve baş tarafı. Ayak tarafı tek, baş tarafı çift halkalı. Burası ile deniz 30 kilometre. Burada üretiliyormuş, deniz kenarı Alexandria Troas’a gidiyormuş, oradan gemilere bindiriliyormuş, oradan da Roma’ya gönderiliyormuş. Hepsi işlenmiş bir vaziyette bu şekilde duruyor. Hiçbir koruma yok, hiçbir turistik amaç, tanıtım yok” dedi. BİR ANDA BU ŞEKİLDE TAŞ YIĞILMIŞ
Piramit görünümüne insanlar inanmadığını belirten Uslan, “Piramit görünümünü insanlar diyorlar ki, ‘Senin çekim açına bağlı’ ‘Sen öyle bir açıdan çekmişsin ki piramit gibi görünüyor’ Ben de herkesin böyle gördüğünü söylüyorum. İlginç olan şu, etraftaki coğrafyada bir ova var ve ağaçlar zeytin ağacı ve taş yok. Bir anda orada bu şekilde taş yığılmış. Ben diyorum ki bunlar granit taşlardan oluşan bir bölge. Bunlar bu kadar düzgün olamaz. Jeomorfoloji de olsa, burada volkanik bir hareket de olsa orada binalar yapılmış bu taşlar da orada kullanılmış daha sonra tarihsel süreç içerisindeki deformasyonlar, depremler, sel vs. gibi nedenlerle yıkıntılar oluştuktan sonra taşlar burada insanlar tarafından granit taş olarak algılanıyor ama granit taşlar var ama bu tepelerin tamamı taştan oluşuyor. İşin ilginç tarafı o ve öyle böyle taşlar değil. Bana garip gelen şu, doğa bu şekilde bazı şekiller çıkabilir. Tümülüse de benzemiyor bu şekiller. Yan yanalar ve bunların her birinin üzerine çıkılabiliyor. Burayı Bakanlık, üniversite neyse, burayı keşfedip insanlara açsınlar. Düzgün bir şekilde inceleme yapılsın. Üçgen olan yerlerde daha ilginç yapılar ve taşlar var. İş başıboşluğa dönüşmüş durumda ve kimse ilgilenmiyor” dedi. ÇOK FARKLI BİR MEDENİYET VAR
Uslan açıklamasının devamında, “O bölgede çok farklı bir medeniyet olduğunu düşünüyorum. Bu bölgenin gerçekten elden geçmesi lazım, köy köy. Düşünsene bir köyün muhtarının oturduğu mermer koltuk oradan inme. O bölgede görsel olarak al fotoğraf makinesini eline 5-6 tane köyü gez aynı kanaati getireceksin. Alemşah diye bir köy var orada, köyün ortasında bildiğin sütunu getirmişler, meydanı aydınlatması için de lamba koymuşlar meydan aydınlatması yapıyorlar tarihi sütunun üzerinde. Ben görüyorum bunu, oradan geçenler görüyor. Görmesi gerekenler neden görmüyor? Nasıl geldi bu buraya?’ diyen yok.
NEDEN İNCELENMİYOR?
Neden incelenmiyor bu bölge? Neden böyle bir atıllık var? Ya da incelendi de, kanaate varıldı ve vaz mı geçildi bazı şeylerden? Sadece bölgenin doğru düzgün bir şekilde incelenmesi talebim var. O bölgeyi sit bölgesi ilan ettiğin vakit bundan etkilenecek birileri mi var? Bölgenin keşfedilmemesi gerekiyormuş gibi düşünülüyorsa yerli halk fazlasıyla keşfetmiş her şeyi. Bölge tarihi ve coğrafi dokusuyla Çanakkale turizmine kazandırılmayı bekliyor.
PİRAMİT ŞEKLİNDE DURUYOR
Benim çektiğim piramit fotoğrafından eğer tereddütleri varsa insanların, Ezine’den Geyikli ayrımına kadar gelsinler, oradan sol tarafa, Tavaklı İskelesine dönsünler. Döndükleri vakit 1 kilometre gittikleri vakit Kemallı Köyü diye bir köy var. Kemallı Köyü tabelasını gördüklerinde sol tarafa baksınlar silüeti görsünler. Bunlar net bir şekilde piramit şeklinde duruyor. Bunun açıyla falan da alakası yok. Yanına gittiğin zaman da sadece taşlardan oluşmuş tepeler görüyorsun” şeklinde konuştu.
CİDDİ KORUMA PROBLEMİ VAR
Bölge ciddi bir koruma problemi olduğunu belirten Uslan, “Tarihsel gelişimini incelemeye başladığımızda Alexandria Troas İskender’in Truvası şeklinde kurulmuş oraya. İskender Anadolu’ya geçtikten sonra o bölgeye geldiğinde civardaki bütün bu tip kalelerde yaşayan halkların hepsinin Dalyan’daki Alexandria Troas kentinde yaşamaya mecbur etmiş ve bu kaleleri boşalttırmış. Bu kalede yerleşik bir hayat var. 1920’li yıllarda Amerikalı birisi gelmiş orada bir inceleme yapmış. Neandria’yı incelemiş. Hatta manastır gibi bir yapı var o manastır hala toprağın altında. Uydu görüntülerinde de yerleşik hayat belli oluyor. Kalenin dışında evlerin yerleri var. Kalenin suları yıkık dökük olmasına rağmen hala korunaklı bir şekilde duruyor fakat bizim o bölgede coğrafya dikkatimizi çekti. Ezine’den Tuzla’ya kadar olan bölgede bir granit yapı var. Bu işten biraz anladığını söyleyen insanlara göre Edremit Körfezinde bir stratovolkan varmış zamanında jeomorfologlar öyle söylüyor. O patlamış, bir takım taşlar Bergama’ya düşmüş, bir takım taşlar buraya düşmüş, granitler böyle oluşmuş. İyi de niye sadece o bölgede oluşmuş? Biraz aşağısında da Roma sütunları var. 9 tane kendi halinde korunmuş şekilde sütun duruyor. 13 ton ağırlığında. İşlemeleri yapılmış, ayak tarafı ve baş tarafı. Ayak tarafı tek, baş tarafı çift halkalı. Burası ile deniz 30 kilometre. Burada üretiliyormuş, deniz kenarı Alexandria Troas’a gidiyormuş, oradan gemilere bindiriliyormuş, oradan da Roma’ya gönderiliyormuş. Hepsi işlenmiş bir vaziyette bu şekilde duruyor. Hiçbir koruma yok, hiçbir turistik amaç, tanıtım yok” dedi. BİR ANDA BU ŞEKİLDE TAŞ YIĞILMIŞ
Piramit görünümüne insanlar inanmadığını belirten Uslan, “Piramit görünümünü insanlar diyorlar ki, ‘Senin çekim açına bağlı’ ‘Sen öyle bir açıdan çekmişsin ki piramit gibi görünüyor’ Ben de herkesin böyle gördüğünü söylüyorum. İlginç olan şu, etraftaki coğrafyada bir ova var ve ağaçlar zeytin ağacı ve taş yok. Bir anda orada bu şekilde taş yığılmış. Ben diyorum ki bunlar granit taşlardan oluşan bir bölge. Bunlar bu kadar düzgün olamaz. Jeomorfoloji de olsa, burada volkanik bir hareket de olsa orada binalar yapılmış bu taşlar da orada kullanılmış daha sonra tarihsel süreç içerisindeki deformasyonlar, depremler, sel vs. gibi nedenlerle yıkıntılar oluştuktan sonra taşlar burada insanlar tarafından granit taş olarak algılanıyor ama granit taşlar var ama bu tepelerin tamamı taştan oluşuyor. İşin ilginç tarafı o ve öyle böyle taşlar değil. Bana garip gelen şu, doğa bu şekilde bazı şekiller çıkabilir. Tümülüse de benzemiyor bu şekiller. Yan yanalar ve bunların her birinin üzerine çıkılabiliyor. Burayı Bakanlık, üniversite neyse, burayı keşfedip insanlara açsınlar. Düzgün bir şekilde inceleme yapılsın. Üçgen olan yerlerde daha ilginç yapılar ve taşlar var. İş başıboşluğa dönüşmüş durumda ve kimse ilgilenmiyor” dedi. ÇOK FARKLI BİR MEDENİYET VAR
Uslan açıklamasının devamında, “O bölgede çok farklı bir medeniyet olduğunu düşünüyorum. Bu bölgenin gerçekten elden geçmesi lazım, köy köy. Düşünsene bir köyün muhtarının oturduğu mermer koltuk oradan inme. O bölgede görsel olarak al fotoğraf makinesini eline 5-6 tane köyü gez aynı kanaati getireceksin. Alemşah diye bir köy var orada, köyün ortasında bildiğin sütunu getirmişler, meydanı aydınlatması için de lamba koymuşlar meydan aydınlatması yapıyorlar tarihi sütunun üzerinde. Ben görüyorum bunu, oradan geçenler görüyor. Görmesi gerekenler neden görmüyor? Nasıl geldi bu buraya?’ diyen yok.
NEDEN İNCELENMİYOR?
Neden incelenmiyor bu bölge? Neden böyle bir atıllık var? Ya da incelendi de, kanaate varıldı ve vaz mı geçildi bazı şeylerden? Sadece bölgenin doğru düzgün bir şekilde incelenmesi talebim var. O bölgeyi sit bölgesi ilan ettiğin vakit bundan etkilenecek birileri mi var? Bölgenin keşfedilmemesi gerekiyormuş gibi düşünülüyorsa yerli halk fazlasıyla keşfetmiş her şeyi. Bölge tarihi ve coğrafi dokusuyla Çanakkale turizmine kazandırılmayı bekliyor.
PİRAMİT ŞEKLİNDE DURUYOR
Benim çektiğim piramit fotoğrafından eğer tereddütleri varsa insanların, Ezine’den Geyikli ayrımına kadar gelsinler, oradan sol tarafa, Tavaklı İskelesine dönsünler. Döndükleri vakit 1 kilometre gittikleri vakit Kemallı Köyü diye bir köy var. Kemallı Köyü tabelasını gördüklerinde sol tarafa baksınlar silüeti görsünler. Bunlar net bir şekilde piramit şeklinde duruyor. Bunun açıyla falan da alakası yok. Yanına gittiğin zaman da sadece taşlardan oluşmuş tepeler görüyorsun” şeklinde konuştu.