FİLİGRAN
Antik çağlarda bile “artık ilerlemenin sonuna geldik, her şeyin suyu çıktı. Çöküş yaşıyoruz. Hani ya bizim zamanlarımız...” diye serzenişte bulunulduğuna eminim. Makina öğrenmesi, yapay zeka, transhuman, derken şimdi de ‘sanat ürünleri’ yapan aygıtlar... kendisine konu başlıkları, anahtar kelimeler veya imgeler ya da görseller verdiğiniz programdan kompozisyonlar kurmasını istemek. Zaman kazandırıp anı kurtarsa da bir yavanlık bir naylonluk barındıracağına eminim.
Geçenlerde biri bana gelip sen şimdi her şeyi resmedebiliyorsun, istediğin sanat eserlerinin, istediğin yerlerini bir araya getirebilirsin dedi. Bende ona: O zaman özgün bir sanat yapıtı olmaz, ancak bir yere toplama olur. “Frankeştayn” gibi olur. Onunda dikiş izleri belli olduğundan herkes hortlak olduğunu anlar dedim. Şimdi de aynını söylüyorum. Cadı kazanına toplanmış algoritmalar, imgeler ve bilgiler yığınından yapılan bir makina derlemesinin sanat olması imkansız. Faydalanmak, elbette sanatın olmazsa olmazı.
Yeni akım yaşıt sanatta (contemporary) da bu dikiş izlerini sıkça görüyorum. Önceden bir iki düşünce akımı bir yere gelince eklektik, arabesk diye yaftalanır horlanırdı. Şimdi ise oluşumun horlanıp yadırganabilecek bir kulpu, bir çıpası dahi yok.
Aslında uzun zamandır karşıma çıktığı, aklımı meşgul ettiği halde bu konuyu yazmaya değer bulmamıştım. Hatta gerçek sanatın daha da belirli hale geleceğini, sanatın kendine has filigranların kendisini aşikar edeceğini biliyordum çünkü. Bekleyip görmeyi ummak da çok zor. Çünkü beklemek için ömürler sınırlı. Biliyorum ki tarihin ve sanatın mürekkebi geç kurur. Şimdi yapılan, gerçekleşen şeyin sonucu genellikle geç ortaya çıkar. Sanat tarihinin zamanla bir çok şeyi ayıkladığı, zamanla suların durulup tortularının dibine çöktüğü zamanla işlerin aşikar olduğu görülmüştür. Zamanında sanat akademisine alınmayan kişilerin gün gelip de öncü sanatçılar olup akademisyenlere teorik ve pratik derslerinde kaynakça olduğunu görürsünüz.
Kişinin ruhuna dokunmayan sanat ürünü eksiktir. ‘Acıdan geçmeyen şarkılar’ ın biraz eksik olduğu gibi. Gönülden derlenmeyen naylon çiçekler dolusu demetler hiç bir zaman mis kokulu, endemik, organik çiçeklerle bezeli buketlerin yerini tutabilir mi?
Sanatın kendine göre filigranları olduğu gibi dili de kendine has. Bu dil ile kaleme alacağım bir yazı ya da makaleyi burada değil de başkaca mecralarda paylaşmayı yeğlerim. Sevgili okurlarıma sanat konusu ile ilgili olarak sanatın öyküsü (E. Gomrich) kitabını tavsiye ederim. Bu süreci ve külliyatın kronolojisini basitçe, herkesin anlayacağı bir dille anlatmış. Özgün ve özgür olmanız dileğiyle... sanatla kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 29 Nisan 2023 - 08:00
FİLİGRAN
FİLİGRAN Antik çağlarda bile “artık ilerlemenin sonuna geldik, her şeyin suyu çıktı
YAZARLAR
29 Nisan 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir