Çanakkale’de kira fiyatları her geçen gün artarken, öte yandan kiracıların kontrat bitiminde ev sahiplerinin yüzde 25 kuralına uyup uymayacağı ile ilgili endişesi sürüyor. Evlerinde huzurla oturamayan vatandaşlar, depozito ve abonelik ile ilgili yeni uygulamalara uyum sağlamaya çalışırken, ev sahipleri ise yıllık sözleşme yapıp, tahliye taahhütnamesi imzalamayı şart koşarak, konutlarının piyasa şartlarına göre değerini korumaya çalışıyorlar.
1+1 ve 2+1 ev tutmak istendiğinde abonelikleri açık dairelerde yeni bir uygulama başladı. Emlakçıdan tutulacak olan dairelerde 1 Kira, 1 Depozito, Emlakçı Bedeli ve Abonelik depozitosu alınmaya başlandı. Örneğin bugün abonelikleri açık bir daire buldunuz 8 bin lira kirası var, 8+8+8 ödüyorsunuz, ayrıca emlakçıda kontrat yaparken ekstra 2 bin lira abonelik depozitosu alınıyor. Bunun sebebi, özellikle öğrencilerin bekarların kaldığı evlerde aboneliklerin ev sahibinin üzerine olması ve faturayı ödememe durumunda bırakılan abonelik depozitosunun bu borcu ödemek için kullanılacak olması. Ayrıca abonelik depozitosu kontratta belirtiliyor ve faturalar düzenli ödendikten sonra evden çıkarken geri iade edilmek zorunda. Aydeniz Taşova:
“Yüksek enflasyonun ve hükumetin yanlış politikaları, sığınmacılar, yabancılara satılan konut satışları ve 10 vilayette yıkıcı depremler nedeniyle artan ev kiraları ister istemeden yükselmiştir. Olan emekli ve asgari ücretle yaşayan insanımıza olmuştur. Barınma krizi maalesef öğrenci kardeşlerimize de çok sıkıntı vermektedir. Buna birde mülk sahiplerinin fırsatçılığını da eklersek önümüzdeki aylarda özellikle asgari ücret zammından sonra iyice içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Garibana ev duası, zengine de vicdan lazım.” Memnune Kardaş:
“Ülkemizin kangrenleşmiş sorunlarından biri de barınma ve dolayısıyla konut sorunudur. Özellikle ülkede uygulanan yanlış ekonomik politikaların sonucu TL’nin sürekli devalüe edilmesi, yüksek enflasyon ve inşaat maliyetlerindeki artış, kontrolsüz nüfus artışı, ülkemize akın eden mülteciler, corona koşullarında inşaatların durma noktaya gelmesi, en son yaşanan depremle 11 kadar ilin neredeyse yerle bir olması vs. gibi sorunların tamamı bir araya gelerek hem konut fiyatları ve hem de kira bedelinde ciddi artışlara neden olmuştur. 2023 yılında hukuk mahkemelerinde en çok açılan davaların başında konut malikleri ile kiracılar arasındaki kira artışı ve tahliye davaları ilk sırada yer alıyor. Özellikle açlık sınırının da altında (ki buna ölüm sınırı da denebilir) maaş alan milyonlarca emekli ve emekçinin aldıkları aylık ücret tek başına kira bedelini bile karşılamaya yetmemektedir. Bu somut gelişmenin önümüzdeki aylarda somut sonuçlar doğuracağı muhakkaktır. Kendisine ait evi olmayan bu dar gelirlilerin büyük çoğunluğunun sokaklarda yaşamak zorunda kalacağını öngörmek için müneccim olmaya gerek yok. Bu da önümüzdeki kış birçok insanın açlık ve soğuktan ölümüne yol açabilir. Ayrıca insanların yığınlar halinde sokakta yaşamaya başlaması durumunda hiç kimsenin sokakta ve hatta evinde dahi can ve mal güvenliğinin kalmayacağını da bilmek gerekir. Konut sorunu bir an önce yerel yönetimler ile merkezi yönetimin iş birliğiyle çözülmelidir. Aksi taktirde herkes ama herkes bu krizden payını almaya adaydır. Yerel yönetimler; mülksüzler, işsizler ve dar gelirlilere karşılıksız arsa tahsis ederken, merkezi yönetim de bu insanlara ucuz malzeme ve eleman desteği sağlayarak konut ihtiyacını karşılayacak çözümler üretmelidir.” Semih Özten:
“Ev sahipleri abonelikleri açık olarak evi kiralıyorsa abonelik depozitosu almak mantıklı bir yöntem ancak kendi üzerine olan abonelikleri kapattırıp yeniden açtırmak istememelerinin sebebi vergiden kaçınmak olabilir. Yeni kiralanan evlerde tahliye taahhütnamesi imzalatma uygulamaları var evet. Ev sahibi evini kiralarken örneğin kontratı ayın 15ine yapıyor, taahhütnameyi ise aynı tarihe imzalatıyor, bazı ev sahiplerinin boş kağıda imza attırdığını ve tahliye taahhütnamesi yerine kullandığını da görüyoruz. Şunu söyleyebilirim ki kontrat ve taahhütname aynı tarihi gösterdiğinde o belge geçersiz oluyor. Böyle durumlar yaşayabiliyoruz.” Halil Can:
“Tahliye taahhütnamesi ve kontrat zaten yıllık yapılıyor ancak kontrat bitince ev sahibi kiracıyı çıkartamaz. Ev sahibinin çıkartabilmesi için kiracının iki ay kirayı ödememesi gerekir. Kira kontratı 10 yıl geçerlidir. Kiracı kirayı düzgün ödediği zaman kontrat zaten kendi kendine yenilenir. Mesela kontrat ve taahhütname aynı güne de yapılamaz, farklı tarihlerde imzalanmak zorunda. Çünkü aynı gün düzenlenen belgeler geçersiz sayılır. Yasalar aslında bu noktada kiracının yanında. Ben kiralık daire ilanı paylaştığım zaman herkes bana ev soruyor, başka kiralık daire de görmek istiyorlar. Paylaştığım ilan 15-20 dakika için de tutuluyor, çünkü gerçekten ev yok Çanakkale’de. Şimdi yaz dönemi turizm sektörü hareketli, yazlık ev ilanlarına talep var, Eylül gibi öğrenciler kiralık evlerini tutmak isteyecekler. Daha sonra atamalar gerçekleşecek ve memurlar kiralık daire arayacak. Kısacası bu yoğun talep konut krizine yol açıyor. Ortalama 1+1lerin 7 bin lira civarı olduğu bir bölgede, başka bir ev sahibi 10 bin liradan ilan paylaşıyor, o ilan 1-2 ay boyunca orda kalıyor ancak o yüksek ilanı gören diğer ev sahipleri de kendi evlerinin kira bedelini yükseltiyor böylece piyasa yükselmiş oluyor.”
1+1 ve 2+1 ev tutmak istendiğinde abonelikleri açık dairelerde yeni bir uygulama başladı. Emlakçıdan tutulacak olan dairelerde 1 Kira, 1 Depozito, Emlakçı Bedeli ve Abonelik depozitosu alınmaya başlandı. Örneğin bugün abonelikleri açık bir daire buldunuz 8 bin lira kirası var, 8+8+8 ödüyorsunuz, ayrıca emlakçıda kontrat yaparken ekstra 2 bin lira abonelik depozitosu alınıyor. Bunun sebebi, özellikle öğrencilerin bekarların kaldığı evlerde aboneliklerin ev sahibinin üzerine olması ve faturayı ödememe durumunda bırakılan abonelik depozitosunun bu borcu ödemek için kullanılacak olması. Ayrıca abonelik depozitosu kontratta belirtiliyor ve faturalar düzenli ödendikten sonra evden çıkarken geri iade edilmek zorunda. Aydeniz Taşova:
“Yüksek enflasyonun ve hükumetin yanlış politikaları, sığınmacılar, yabancılara satılan konut satışları ve 10 vilayette yıkıcı depremler nedeniyle artan ev kiraları ister istemeden yükselmiştir. Olan emekli ve asgari ücretle yaşayan insanımıza olmuştur. Barınma krizi maalesef öğrenci kardeşlerimize de çok sıkıntı vermektedir. Buna birde mülk sahiplerinin fırsatçılığını da eklersek önümüzdeki aylarda özellikle asgari ücret zammından sonra iyice içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Garibana ev duası, zengine de vicdan lazım.” Memnune Kardaş:
“Ülkemizin kangrenleşmiş sorunlarından biri de barınma ve dolayısıyla konut sorunudur. Özellikle ülkede uygulanan yanlış ekonomik politikaların sonucu TL’nin sürekli devalüe edilmesi, yüksek enflasyon ve inşaat maliyetlerindeki artış, kontrolsüz nüfus artışı, ülkemize akın eden mülteciler, corona koşullarında inşaatların durma noktaya gelmesi, en son yaşanan depremle 11 kadar ilin neredeyse yerle bir olması vs. gibi sorunların tamamı bir araya gelerek hem konut fiyatları ve hem de kira bedelinde ciddi artışlara neden olmuştur. 2023 yılında hukuk mahkemelerinde en çok açılan davaların başında konut malikleri ile kiracılar arasındaki kira artışı ve tahliye davaları ilk sırada yer alıyor. Özellikle açlık sınırının da altında (ki buna ölüm sınırı da denebilir) maaş alan milyonlarca emekli ve emekçinin aldıkları aylık ücret tek başına kira bedelini bile karşılamaya yetmemektedir. Bu somut gelişmenin önümüzdeki aylarda somut sonuçlar doğuracağı muhakkaktır. Kendisine ait evi olmayan bu dar gelirlilerin büyük çoğunluğunun sokaklarda yaşamak zorunda kalacağını öngörmek için müneccim olmaya gerek yok. Bu da önümüzdeki kış birçok insanın açlık ve soğuktan ölümüne yol açabilir. Ayrıca insanların yığınlar halinde sokakta yaşamaya başlaması durumunda hiç kimsenin sokakta ve hatta evinde dahi can ve mal güvenliğinin kalmayacağını da bilmek gerekir. Konut sorunu bir an önce yerel yönetimler ile merkezi yönetimin iş birliğiyle çözülmelidir. Aksi taktirde herkes ama herkes bu krizden payını almaya adaydır. Yerel yönetimler; mülksüzler, işsizler ve dar gelirlilere karşılıksız arsa tahsis ederken, merkezi yönetim de bu insanlara ucuz malzeme ve eleman desteği sağlayarak konut ihtiyacını karşılayacak çözümler üretmelidir.” Semih Özten:
“Ev sahipleri abonelikleri açık olarak evi kiralıyorsa abonelik depozitosu almak mantıklı bir yöntem ancak kendi üzerine olan abonelikleri kapattırıp yeniden açtırmak istememelerinin sebebi vergiden kaçınmak olabilir. Yeni kiralanan evlerde tahliye taahhütnamesi imzalatma uygulamaları var evet. Ev sahibi evini kiralarken örneğin kontratı ayın 15ine yapıyor, taahhütnameyi ise aynı tarihe imzalatıyor, bazı ev sahiplerinin boş kağıda imza attırdığını ve tahliye taahhütnamesi yerine kullandığını da görüyoruz. Şunu söyleyebilirim ki kontrat ve taahhütname aynı tarihi gösterdiğinde o belge geçersiz oluyor. Böyle durumlar yaşayabiliyoruz.” Halil Can:
“Tahliye taahhütnamesi ve kontrat zaten yıllık yapılıyor ancak kontrat bitince ev sahibi kiracıyı çıkartamaz. Ev sahibinin çıkartabilmesi için kiracının iki ay kirayı ödememesi gerekir. Kira kontratı 10 yıl geçerlidir. Kiracı kirayı düzgün ödediği zaman kontrat zaten kendi kendine yenilenir. Mesela kontrat ve taahhütname aynı güne de yapılamaz, farklı tarihlerde imzalanmak zorunda. Çünkü aynı gün düzenlenen belgeler geçersiz sayılır. Yasalar aslında bu noktada kiracının yanında. Ben kiralık daire ilanı paylaştığım zaman herkes bana ev soruyor, başka kiralık daire de görmek istiyorlar. Paylaştığım ilan 15-20 dakika için de tutuluyor, çünkü gerçekten ev yok Çanakkale’de. Şimdi yaz dönemi turizm sektörü hareketli, yazlık ev ilanlarına talep var, Eylül gibi öğrenciler kiralık evlerini tutmak isteyecekler. Daha sonra atamalar gerçekleşecek ve memurlar kiralık daire arayacak. Kısacası bu yoğun talep konut krizine yol açıyor. Ortalama 1+1lerin 7 bin lira civarı olduğu bir bölgede, başka bir ev sahibi 10 bin liradan ilan paylaşıyor, o ilan 1-2 ay boyunca orda kalıyor ancak o yüksek ilanı gören diğer ev sahipleri de kendi evlerinin kira bedelini yükseltiyor böylece piyasa yükselmiş oluyor.”