Yaşlanmaya karşı savaş açıldığı, insan ömrünü uzatma çalışmalarının hız kazandığı,’telomer’terimini sık telaffuz ettiğimiz şu günlerde artık D vitamini muhtemelen ömrü uzatan vitaminlerin başında geliyor.
D vitamini insan vücudundaki yaklaşık 200 geni etkiliyor, bu genler arasında kanser ve bağışıklık ile ilgili olanlar da var.
Kemik ve diş sağlığı üzerindeki etkilerini yıllardır bildiğimiz D vitamini için yapılan güncel çalışmalar bugün;
D vitamini seviyesi düşük bireylerin enfeksiyon hastalıklarına daha sık rastlandğını ve yine otoimmün hastalıkların daha sık görüldüğünü,
D vitamini eksikliğinin kalp damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini yükselttiğini,
D vitamini seviyesi düşük olan çocuklarda tip 1 diyabete rastlanma olasılığının arttığını ,
D vitamini eksikliğinde alerjik sorunların arttığını ,
D vitamini yetersizliği olan hamilelerde bebeğin beyin gelişiminin olumsuz etkilendiğini gösteriyor.
D vitaminin yaklaşık yüzde 90-95’i güneş ışınları etkisiyle deride üretiliyor. D vitamini kaynağı olarak düşündüğümüz süt, peynir, yoğurt,balık gibi yiyecekleri sadece vücuda D vitamini alımına destek olmak için tüketmeliyiz.
Güneşten mutlaka faydalanmalı, ellerinizi günde 20–30 dakika güneşe tutmanız bile yetiyor.
Ancak sonbahar ve kış aylarında güneşten alınan UV ışınlarıyla deride sentezlenen ve bizim için hayati önemi olan D vitamininden yeterince yararlanamıyoruz.
Bu durumda hem D vitamininden güçlendirilmiş besinleri beslenmemize dahil etmek için daha fazla çaba harcamalı hem de D vitamini desteklerinden faydalanmalıyız.
Herhangi bir destek kullanmadan önce vücut D vitamini deponuzun durumuna bir kan tahlili ile bakılması gerektiğini unutmayın, D vitamini yüksek doz alındığında bulantı,kusma,güçsüzlüğe neden olmakta. Sağlık ve ağız tadı ile kalın….
D vitamini insan vücudundaki yaklaşık 200 geni etkiliyor, bu genler arasında kanser ve bağışıklık ile ilgili olanlar da var.
Kemik ve diş sağlığı üzerindeki etkilerini yıllardır bildiğimiz D vitamini için yapılan güncel çalışmalar bugün;
D vitamini seviyesi düşük bireylerin enfeksiyon hastalıklarına daha sık rastlandğını ve yine otoimmün hastalıkların daha sık görüldüğünü,
D vitamini eksikliğinin kalp damar hastalıklarına yakalanma ihtimalini yükselttiğini,
D vitamini seviyesi düşük olan çocuklarda tip 1 diyabete rastlanma olasılığının arttığını ,
D vitamini eksikliğinde alerjik sorunların arttığını ,
D vitamini yetersizliği olan hamilelerde bebeğin beyin gelişiminin olumsuz etkilendiğini gösteriyor.
D vitaminin yaklaşık yüzde 90-95’i güneş ışınları etkisiyle deride üretiliyor. D vitamini kaynağı olarak düşündüğümüz süt, peynir, yoğurt,balık gibi yiyecekleri sadece vücuda D vitamini alımına destek olmak için tüketmeliyiz.
Güneşten mutlaka faydalanmalı, ellerinizi günde 20–30 dakika güneşe tutmanız bile yetiyor.
Ancak sonbahar ve kış aylarında güneşten alınan UV ışınlarıyla deride sentezlenen ve bizim için hayati önemi olan D vitamininden yeterince yararlanamıyoruz.
Bu durumda hem D vitamininden güçlendirilmiş besinleri beslenmemize dahil etmek için daha fazla çaba harcamalı hem de D vitamini desteklerinden faydalanmalıyız.
Herhangi bir destek kullanmadan önce vücut D vitamini deponuzun durumuna bir kan tahlili ile bakılması gerektiğini unutmayın, D vitamini yüksek doz alındığında bulantı,kusma,güçsüzlüğe neden olmakta. Sağlık ve ağız tadı ile kalın….