Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Salim Balin konu hakkında bilgiler verdi.
Glutatyon, insan vücudunda birçok hücre tarafından sentezlenen mucizevi bir doğal hazinedir. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz glutatyonun yaptıklarına baktığımızda vücudun temizlik görevlisi gibidir. Güçlü bir anti-oksidan olan glutatyon bir yandan bağışıklık sistemini güçlendirirken bir yandan da bedende biriken ağır metallerin, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor ve iltihaplanmanın önüne geçiyor.Kontrol edilmediği takdirde oksidatif stres, diyabet, oto immun hastalıklar (Haşimato Hastalığı vs.),kanser, kardiyovasküler hastalık, Alzheimer, böbrek hastalığı ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa ve kronik hastalığa katkıda bulunabilir. Oksidatif stres ile aklınıza gelebilecek hemen hemen her hastalık arasında bir bağlantı var. Şöyle düşünelim düzenli yemek yapılan bir mutfakta temizlik ne kadar önemliyse hücrelerimizin temizliği için glutatyon okadar önemlidir.
Yaşlandıkça vücudunuzun glutatyon üretme yeteneği azalır ve çeşitli hastalıklara ve sağlık sorunlarına karşı daha savunmasız bırakır. Alkol tüketimi, fast-food, junk-food beslenme alışkanlıkları glutatyon seviyelerini hızlıca düşürür.
GLUTATYON SEVİYESİNİ DOĞAL YOLLARDAN NASIL ARTIRABİLİRİZ ?
Glutatyon kükürt molekülleri içerir, bu nedenle kükürt oranı yüksek yiyecekler vücuttaki doğal üretimini artırmaya yardımcı olabilir. Lahana, karnabahar, turp, sarımsak, soğan, yumurta,kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, karnabahar, domates, havuç, Brüksel lahanası, pırasa, kabak, maydanoz, kırmızı pancar, zerdeçal, tarçın, kakule, keten tohumu, deniz yosunuve kimyon gibi besinler bir kısmı üretimini desteklerken bir kısmında da glutatyon kaynağı açısından zengindir. Bu besin çeşitliliğini sofralarımızda eksik etmemeliyiz. Yetersiz uyku glutatyon seviyelerini olumsuz etkilenir. Düzenli olarak yeterince dinlenmek seviyelerin artmasına yardımcı olabilir. Ayrıca yapılan çalışmalarda orta yoğunlukta(günlük 30 dakika tempolu yürüyüşler) egzersizlerin de glutatyon seviyelerine olumlu katkı sağladığı görülmüştür.
DAMAR YOLUNDAN GLUTATYON TEDAVİSİ
Özellikle bazı hastalıklarda süreci keskin bir şekilde yönetmek ve tersine çevirmek için damardan glutatyon desteği alınabilir. Bu hastalıkların başında şeker hastalığı, parkinson ve alzheimer hastalıklarında, Haşimato hastalığı, karaciğer yağlanması gibi durumlarda iv (damardan) alınabilir.
Glutatyon artışı için en etkili yöntem, damar yoluyla glutatyontedavisi almaktır. Çünkü ağız yoluyla alınan takviyeler, yeterince işe yaramıyor. Damar yolu takviyesi alırken mutlaka güvenilir merkezlerden almanızı ve Eczacı odaları vasıtasıyla getirtilen glutatyonların kullanıldığına emin olmalısınız.Merdiven altı tabir edilen yerlerde kaynağı belli olmayan ilaçlar kullanılıyor. Bunlardan kesinlikle uzak durulmalı ve uzman bir hekim kontrolünde damardan glutatyon tedavisi alınması gerekiyor.
Glutatyon, insan vücudunda birçok hücre tarafından sentezlenen mucizevi bir doğal hazinedir. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz glutatyonun yaptıklarına baktığımızda vücudun temizlik görevlisi gibidir. Güçlü bir anti-oksidan olan glutatyon bir yandan bağışıklık sistemini güçlendirirken bir yandan da bedende biriken ağır metallerin, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor ve iltihaplanmanın önüne geçiyor.Kontrol edilmediği takdirde oksidatif stres, diyabet, oto immun hastalıklar (Haşimato Hastalığı vs.),kanser, kardiyovasküler hastalık, Alzheimer, böbrek hastalığı ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa ve kronik hastalığa katkıda bulunabilir. Oksidatif stres ile aklınıza gelebilecek hemen hemen her hastalık arasında bir bağlantı var. Şöyle düşünelim düzenli yemek yapılan bir mutfakta temizlik ne kadar önemliyse hücrelerimizin temizliği için glutatyon okadar önemlidir.
Yaşlandıkça vücudunuzun glutatyon üretme yeteneği azalır ve çeşitli hastalıklara ve sağlık sorunlarına karşı daha savunmasız bırakır. Alkol tüketimi, fast-food, junk-food beslenme alışkanlıkları glutatyon seviyelerini hızlıca düşürür.
GLUTATYON SEVİYESİNİ DOĞAL YOLLARDAN NASIL ARTIRABİLİRİZ ?
Glutatyon kükürt molekülleri içerir, bu nedenle kükürt oranı yüksek yiyecekler vücuttaki doğal üretimini artırmaya yardımcı olabilir. Lahana, karnabahar, turp, sarımsak, soğan, yumurta,kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, karnabahar, domates, havuç, Brüksel lahanası, pırasa, kabak, maydanoz, kırmızı pancar, zerdeçal, tarçın, kakule, keten tohumu, deniz yosunuve kimyon gibi besinler bir kısmı üretimini desteklerken bir kısmında da glutatyon kaynağı açısından zengindir. Bu besin çeşitliliğini sofralarımızda eksik etmemeliyiz. Yetersiz uyku glutatyon seviyelerini olumsuz etkilenir. Düzenli olarak yeterince dinlenmek seviyelerin artmasına yardımcı olabilir. Ayrıca yapılan çalışmalarda orta yoğunlukta(günlük 30 dakika tempolu yürüyüşler) egzersizlerin de glutatyon seviyelerine olumlu katkı sağladığı görülmüştür.
DAMAR YOLUNDAN GLUTATYON TEDAVİSİ
Özellikle bazı hastalıklarda süreci keskin bir şekilde yönetmek ve tersine çevirmek için damardan glutatyon desteği alınabilir. Bu hastalıkların başında şeker hastalığı, parkinson ve alzheimer hastalıklarında, Haşimato hastalığı, karaciğer yağlanması gibi durumlarda iv (damardan) alınabilir.
Glutatyon artışı için en etkili yöntem, damar yoluyla glutatyontedavisi almaktır. Çünkü ağız yoluyla alınan takviyeler, yeterince işe yaramıyor. Damar yolu takviyesi alırken mutlaka güvenilir merkezlerden almanızı ve Eczacı odaları vasıtasıyla getirtilen glutatyonların kullanıldığına emin olmalısınız.Merdiven altı tabir edilen yerlerde kaynağı belli olmayan ilaçlar kullanılıyor. Bunlardan kesinlikle uzak durulmalı ve uzman bir hekim kontrolünde damardan glutatyon tedavisi alınması gerekiyor.