Gökçeada'da yapılması planlanan 1964 öncesi ve sonrası Rum kimliğinin adadaki varlığını konu alan "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" sergisi tepkiler nedeniyle iptal edildi.
Melike Çapan ise konuya ilişkin olarak Twitter hesabından açıklamada bulundu. Çapan, “Bugün ne yazık ki 1964’ün kırıntıları bize bu sergiyi iptal ettirme mecburiyetinde bırakıyor. Hakkımda açıklama yapan Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı ile direkt konuştum. Sergimizi, amacını kendisine izah etmek istesem de serginin adını bir tehdit unsuru olarak algıladı ve “Yeniden Buluşacağız” isminden memnun olmadıklarını dile getirdi. Ayrıca 1964’ün de gündeme getirilmesinden rahatsız olduklarını ifade etti” dedi. Çapan şöyle devam etti: “Sergi yapılırsa savcılığa şikâyet edeceklerini söylediler. İddiaları o ki devlete ihanet ediyormuşum. Ben gazeteciyim. Yalnızca halka hizmet etmekle sorumluyum ve yalnızca halka hesap veririm. 10 yıllık meslek hayatımda uzmanlık alanım olan Türkiye’de azınlıklarla ilgili pek çok haber, röportaj yazdım, belgesel-haber çektim. Hiçbir zaman bunu devlete karşı bir hareket olarak değil aksine dini, dili, inancı ne olursa toplumların haklarını göz ardı etmeden sesleri olabilmeye gayret ettim. Bir gazeteci doğru bilgiyi halka sunarken aynı zamanda o halkı korumakla da yükümlüdür. Bu sergiyi iptal ederek bu yükümlülüğümü yerine getiriyorum. Adadaki ya da İstanbul’daki Rum toplumun bu süreçten zarar görmemesi için sergiyi iptal ediyorum.”
Melike Çapan ise konuya ilişkin olarak Twitter hesabından açıklamada bulundu. Çapan, “Bugün ne yazık ki 1964’ün kırıntıları bize bu sergiyi iptal ettirme mecburiyetinde bırakıyor. Hakkımda açıklama yapan Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı ile direkt konuştum. Sergimizi, amacını kendisine izah etmek istesem de serginin adını bir tehdit unsuru olarak algıladı ve “Yeniden Buluşacağız” isminden memnun olmadıklarını dile getirdi. Ayrıca 1964’ün de gündeme getirilmesinden rahatsız olduklarını ifade etti” dedi. Çapan şöyle devam etti: “Sergi yapılırsa savcılığa şikâyet edeceklerini söylediler. İddiaları o ki devlete ihanet ediyormuşum. Ben gazeteciyim. Yalnızca halka hizmet etmekle sorumluyum ve yalnızca halka hesap veririm. 10 yıllık meslek hayatımda uzmanlık alanım olan Türkiye’de azınlıklarla ilgili pek çok haber, röportaj yazdım, belgesel-haber çektim. Hiçbir zaman bunu devlete karşı bir hareket olarak değil aksine dini, dili, inancı ne olursa toplumların haklarını göz ardı etmeden sesleri olabilmeye gayret ettim. Bir gazeteci doğru bilgiyi halka sunarken aynı zamanda o halkı korumakla da yükümlüdür. Bu sergiyi iptal ederek bu yükümlülüğümü yerine getiriyorum. Adadaki ya da İstanbul’daki Rum toplumun bu süreçten zarar görmemesi için sergiyi iptal ediyorum.”