Sürdürülebilir, hayatınızı zorlaştırmayan bir beslenme modeliniz olursa hafta içi, hafta sonu, gece, gündüz fark etmez…
Beslenmek diğer fizyolojik ihtiyaçlarımız gibidir, karşılarız ve biter. Tuvalet ihtiyacına hafta sonu ara vermediğimiz gibi beslenmeye de ara vermeyiz ve bunu da doğru şekilde yapmayı sürdürürüz.
Doğru beslenmek, aynı zamanda kilo vermek, hastalık risklerinden korunmak kendimize verdiğimiz en büyük ödül iken insan kendini neden ‘zehir’ denilen bir madde ile ödüllendirmek istesin ki…
Hafta sonları yoğun çalışma tempoları biraz düşerken, beslenme saatleri değişebilir, porsiyonlar biraz büyüyebilir, içecekler artabilir.
Eğer ölçüler makul aşılır ve dikkatli davranılır ise; hafta sonu bahanesi, pazartesiden cumaya kadar kaybedilen kilonun geri alınmasına neden olmaz ve her pazartesi yeniden diyete başlamak zorunda kalınmaz.
Az yemeniz için yediklerinizden tat ve keyif almalısınız. Diğer günlerde de hiçbir şey size engel değil ki; hafta sonu diyet tatiline ihtiyacınız yok. Çoğu insanda, “diyet” denince; kızartmadan, makarnadan, tatlıdan kesinlikle uzak durmak, hiç yiyememek düşüncesi oluşuyor. Diyetinizde “az tüketilmesi gerekenler” vardır; beslenmenizde sınırlı miktarlarda yer verdiğinizde, bunlara kesinlikle “kaçamaklar” anlamı yüklememelisiniz.
Diyeti yapılan bir fedakârlık olarak görmemek gerekir. Sevdiğiniz yiyeceklere öncelik verilmeli, çeşitlilik ve esneklik içermeli, her besin grubuna yer vermeli, pratik ve kolaylıkla hazırlanabilir olmalıdır.
Her gün alınan kalorilerin aynı miktarda olması istenir. Bir büyük öğünün ardından gelen öğünlerde bunu nasıl dengelemeniz gerektiğini öğrenmelisiniz. “Pazartesi günü tekrar başlarım nasıl olsa” düşüncesiyle kıtlıktan çıkmışçasına her şeyi yemeye kalkışmayın. Cumartesi günü istemeden, yemenin dozunu kaçırdıysanız, yeniden başlamak için pazartesi gününü beklemeyin. Ertesi gün daha fazla protein alın, karbonhidratları sınırlayın ve daha fazla sıvı tüketin. Böylelikle metabolizmanız hızlanır.
Hafta sonları için dinlenme ve eğlenmeyi, spor yapmayı, açık havada yürüyüş yapmayı, bisiklete binmeyi, piknik yapmayı, dostlarınızla birlikte olmayı ödül olarak kullanın ya da spa veya masajı tercih edin.
İş yemeğe gelince; gelin onu da birlikte planlayalım, gereksiz kalorilerden uzak durun.
Hareketsiz bir şekilde kanepeye uzanarak günü geçirmek sürekli bir şeyler atıştırma isteğini de beraberinde getirir. Dinlenmek için bir limit koymalısınız. Kanepe üzerinde, gazeteleri karıştırarak, kumanda elinizde kanalları gezerek geçireceğiniz maksimum süre olmalıdır.
Hafta sonu rahatlamak ve gevşemek için yemek pişirin; kolay bir yemek tercih etmeyin. Sağlıklı ve hafif ve görsel yemekler hazırlayın.
Arkadaşlarınıza öncülük yapın, sağlıklı menüleri olan yeni yerler keşfedin.
Hafta sonu tatili başladığında ve pazartesi sabahı tartılın. Hafta sonu boyunca neler yaptığınız hakkında fikir edinmek için harika bir yoldur. Hafta sonu kaçamaklarının sonucunu gözlerinizle görmeniz, otokonrolü sağlamanız için uyarıcı sağlayacaktır. SAĞLIK VE AĞIZ İLE KALIN
Beslenmek diğer fizyolojik ihtiyaçlarımız gibidir, karşılarız ve biter. Tuvalet ihtiyacına hafta sonu ara vermediğimiz gibi beslenmeye de ara vermeyiz ve bunu da doğru şekilde yapmayı sürdürürüz.
Doğru beslenmek, aynı zamanda kilo vermek, hastalık risklerinden korunmak kendimize verdiğimiz en büyük ödül iken insan kendini neden ‘zehir’ denilen bir madde ile ödüllendirmek istesin ki…
Hafta sonları yoğun çalışma tempoları biraz düşerken, beslenme saatleri değişebilir, porsiyonlar biraz büyüyebilir, içecekler artabilir.
Eğer ölçüler makul aşılır ve dikkatli davranılır ise; hafta sonu bahanesi, pazartesiden cumaya kadar kaybedilen kilonun geri alınmasına neden olmaz ve her pazartesi yeniden diyete başlamak zorunda kalınmaz.
Az yemeniz için yediklerinizden tat ve keyif almalısınız. Diğer günlerde de hiçbir şey size engel değil ki; hafta sonu diyet tatiline ihtiyacınız yok. Çoğu insanda, “diyet” denince; kızartmadan, makarnadan, tatlıdan kesinlikle uzak durmak, hiç yiyememek düşüncesi oluşuyor. Diyetinizde “az tüketilmesi gerekenler” vardır; beslenmenizde sınırlı miktarlarda yer verdiğinizde, bunlara kesinlikle “kaçamaklar” anlamı yüklememelisiniz.
Diyeti yapılan bir fedakârlık olarak görmemek gerekir. Sevdiğiniz yiyeceklere öncelik verilmeli, çeşitlilik ve esneklik içermeli, her besin grubuna yer vermeli, pratik ve kolaylıkla hazırlanabilir olmalıdır.
Her gün alınan kalorilerin aynı miktarda olması istenir. Bir büyük öğünün ardından gelen öğünlerde bunu nasıl dengelemeniz gerektiğini öğrenmelisiniz. “Pazartesi günü tekrar başlarım nasıl olsa” düşüncesiyle kıtlıktan çıkmışçasına her şeyi yemeye kalkışmayın. Cumartesi günü istemeden, yemenin dozunu kaçırdıysanız, yeniden başlamak için pazartesi gününü beklemeyin. Ertesi gün daha fazla protein alın, karbonhidratları sınırlayın ve daha fazla sıvı tüketin. Böylelikle metabolizmanız hızlanır.
Hafta sonları için dinlenme ve eğlenmeyi, spor yapmayı, açık havada yürüyüş yapmayı, bisiklete binmeyi, piknik yapmayı, dostlarınızla birlikte olmayı ödül olarak kullanın ya da spa veya masajı tercih edin.
İş yemeğe gelince; gelin onu da birlikte planlayalım, gereksiz kalorilerden uzak durun.
Hareketsiz bir şekilde kanepeye uzanarak günü geçirmek sürekli bir şeyler atıştırma isteğini de beraberinde getirir. Dinlenmek için bir limit koymalısınız. Kanepe üzerinde, gazeteleri karıştırarak, kumanda elinizde kanalları gezerek geçireceğiniz maksimum süre olmalıdır.
Hafta sonu rahatlamak ve gevşemek için yemek pişirin; kolay bir yemek tercih etmeyin. Sağlıklı ve hafif ve görsel yemekler hazırlayın.
Arkadaşlarınıza öncülük yapın, sağlıklı menüleri olan yeni yerler keşfedin.
Hafta sonu tatili başladığında ve pazartesi sabahı tartılın. Hafta sonu boyunca neler yaptığınız hakkında fikir edinmek için harika bir yoldur. Hafta sonu kaçamaklarının sonucunu gözlerinizle görmeniz, otokonrolü sağlamanız için uyarıcı sağlayacaktır. SAĞLIK VE AĞIZ İLE KALIN