Proje hakkında iki ayrı dava açıldı. İlk dava, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Çan Çevre Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 vatandaş tarafından açıldı. İkinci dava ise TEMA Vakfı adına açıldı. Davacılar, ÇED olumlu kararının iptal edilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu.
Bölge halkının endişeleri
Davacılar, projenin Bayramiç su havzası üzerinde bulunduğunu ve 55 köyün içme suyu kaynaklarını tehdit ettiğini belirtiyor. Ayrıca, projenin gerçekleştirilmesi durumunda bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin zarar göreceği, ormanlık alanların ve meraların yok olacağı ifade ediliyor. Atık barajının Hacıbekirler köyüne 730 metre mesafede olması da çevre güvenliği açısından endişe yaratıyor.
Ekolojik ve iklimsel tehditler
Projenin ormansızlaşmaya yol açacağı ve iklim değişikliği açısından kritik öneme sahip olduğu belirtilmektedir. Çanakkale, orman kaybının en çok yaşandığı ikinci şehir durumundadır. Davacılar, 26 Temmuz 2021 tarihli ÇED olumlu kararının daha önce dava edilip kazanıldığını, ancak şirketin yeniden revize ÇED raporu hazırlayarak süreci tekrar başlattığını belirttiler. Bugünkü duruşmada bilirkişi raporunda; projede kamu yararının olmadığı, orman ekosistemine zarar vereceği, kar-zarar hesaplarının yanlış yapıldığı ve ÇED süreçlerinin düzgün yürütülmediği ifade edilmiştir.
Davandan sonra basın açıklaması yapan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği şu ifadelere yer verdi;
Bu açıklamayı birinci grup davacılar adına yapıyoruz. 55 köyün içme suyuna göz dikmiş, Halilağa, Hacıbekirler ve Muratlar köylerinin haritadan silinmesine neden olacak projenin bulunduğu saha Bayramiç su havzası üzerinde. Devasa ölüm çukurunun açılacağı, patlatmalı faaliyet gösterecek ve ocak gölünün oluşmasıyla güvenliksiz hale gelecek açık ocağın hemen yakınında ise yüksek pasa yığını ile çevrili kocaman bir atık barajının yapılacağı projede, çok fazla miktarda su kullanılacak. Bölgenin tüm su kaynakları şirkete tahsis edilecek. Hacıbekirler göletleri yetmezmiş gibi bir de Kocabaş Çayı’nın suyu da şirkete verilecek. Yılda 4 milyon metreküp su kullanılacak olan projenin neredeyse tamamı ormanlık alanda. Proje alanında ayrıca tarım alanları ve meralar da var. Proje bölgenin tarım ve hayvancılığını bitirecek. Atık barajı Hacıbekirler köyüne yalnızca 730 metre mesafede. İliç felaketi de düşünüldüğünde yerleşim yerlerine bu denli yakın olan bir projeye izin verilmesi akıl almaz bir durum. 19 yıl boyunca, 7/24, günde üç vardiya çalışacak bu devasa proje, kazdağları ekosistemini yok edecektir. Bölgenin ormansızlaştırılması, iklim değişikliği açısından da çok kritik öneme sahiptir. Çanakkale ilimiz, madenlere yapılan orman alanı tahsisleri nedeniyle ülkemizde orman kaybının en çok yaşandığı 2. şehir durumundadır. Tek bir ağacı bile kaybetmeye tahammülümüz kalmamıştır. Bilindiği üzere, proje için 26.07.2021 tarihli ÇED olumlu kararı dava edilmiş ve dava kazanılmıştı. Ancak şirket, 2009/7 sayılı genelgeye tutunarak yeniden revize ÇED Raporu hazırlamış ve ÇED süreci halkın katılımı süreçlerini atlatarak İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı ile başlatılmıştı. Bugün duruşması gerçekleştirilen dava süreci kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmış ve rapor bizlerden, davacılardan yana gelmişti. Bu durumda mahkemenin daha önce olduğu gibi yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekirken şaşırtıcı bir şekilde yürütmeyi durdurma kararı verilmedi. Bilirkişi raporunda; projede kamu yararı olmadığı, orman ekosistemine verilecek zararın değerlendirilmediği, kar zarar hesaplarının yanlış yapıldığı, projeye proses suyu sağlayacak göletler ve derivasyon kanallarının ÇED dışında tutularak Entegre ÇED hazırlanması gerektiği koşuluna uyulmadığı, projenin yerleşim yerlerine çok yakın olduğu ve çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturduğu, yeraltı ve yüzey sularının rejiminin değişeceği ve kirleneceği, ormansızlaşma ve tarım alanlarının kaybının karbon salımını arttırarak iklim değişikliğine etki edeceği gibi hususlara yer verilmiştir. Davacılar olarak da duruşmada dava dilekçemizde belirttiğimiz gibi projenin eksiklik, hata ve tutarsızlıklarını, havamıza, suyumuza, toprağımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, insan ve tüm diğer canlılara vereceği zararları, kasıtlı yanıltıcı beyan ve hukuka aykırılıkları bilimsel olarak bir kez daha dile getirdik ve ÇED olumlu kararının iptal edilmesini istedik. Mahkeme heyetinin bizlerin beyanlarına ve bilirkişi raporuna itibar ederek ÇED Olumlu kararını iptal etmesini bekliyoruz. Kazdağları’nın yüzde 79’u metalik madencilik projeleri ile kaplanmış durumda. Bölgede madencilik dışında ayrıca çok sayıda enerji projeleri ve sözde ekoturizm gibi diğer projeler de bulunmakta. Bizler doğa hakkı savunucuları olarak Cengiz Holding’in bu projenin ve Kazdağları’ndaki benzer diğer ekolojik yıkım projelerinin hayata geçmemesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz’’ ifadelerini kullandı.
CUMA ALi SAĞLAM
GÜNCEL
Yayınlanma: 10 Haziran 2024 - 15:47
Halilağa Bakır Madeni Projesi için hukuki mücadele sürüyor
Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş. tarafından Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Hacıbekirler Köyü sınırlarında planlanan Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi projesi için, çevresel etkileri nedeniyle çeşitli sivil toplum kuruluşları ve bölge halkı tarafından hukuki yollara taşındı.
GÜNCEL
10 Haziran 2024 - 15:47