Kendi özünün ve doğallığının kendinden ne kadar uzaklarda kaldığının farkında olan insanoğlu giderek hayvanları sevmeye ve onlara ilgi duymaya daha da önemlisi onları fark etmeye başladı.
Uygarlık artık insanı mutlu edecek argümanlar taşımıyor.
Ortalıkta artık sayılamayacak kadar fazla "Haz Aplikasyonu" var.
İlkelliğin ve doğallığın nimetinin farkında olmaktan uzak kalan insan, bu karmaşıklık içinde sıkışıp kaldıkça kendi özünü kaybetti. Kaybolan o özle birlikte doğallık ve dolayısıyla da içtenlik büyük yara aldı. İşte bu sıkışıp kalmışlığın biraz farkına varan insan etrafına alıcı gözle baktığında bir şey fark etti. Bu dünyanın tek sahibi biz insanlar değiliz aslında. Sükunetle bu dünyadaki varlığını sürdürmeye çalışan bir başka canlı topluluğu da hayvanlar alemi. Biraz daha dikkat kesildiğinde onların yalın dünyalarındaki samimiyet sabır ve sadakat, insanın tam da kaybettiği erdemler
Günümüzde insan, hayvanlar karşısındaki üstünlüğünü sorgulamalı ve gözden geçirmelidir bence.
Yiyeceklerle dolu bir masanın uzak köşesinde sessizce duran karnı ölesiye aç bir kedi yavrusunun sabrını kendi sabrıyla kıyaslamalı.
Yine ölesiye muhtaçken bir küçük ekmek kırıntısı ile yetinen bir köpeğin kanaatkârlığının karşısına kendi hırsını ve doyumsuzluğunu koymalı.
Sevgisini ve sadakatini koşulsuzca sunan her bir canlıya kendi savrulmuşluk penceremizden baktığımızda ne görüyoruz acaba.
Kediler mi nankör bu dünyada bizler mi?
Bütün saflığımız ve özümüz çocukluğumuzda kaldı. O sadece dünyayı bir oyun alanı sanıyordu. Güneşi yeşile boyadı diye öğretmeninden azar işiten çocuk biliyorum.
Sosyal bir varlık olmak zorunda kalan insan ağır da bir bedel ödüyor artık. O bedel öylesine ağır ki içimizdeki çocuğun çığlıklarıyla ruhumuzda derin bir huzursuzluğa dönüşüyor.
Neyse ki dili yok da anlamıyoruz. Yoksa yüzleşmek zorunda kalsak ben çoğumuzun buna cesaret göstereceğinden emin değilim. Ne var ki o çığlık kelimelerle değil duygularla konuşuyor.
Ve bir gün bir köpek bütün masumluğuyla dikiyor gözlerini ve bir kedi sabrını gözümüze gözümüze sokuyor. İşte o zaman içimizdeki çocuğa ayna tutuyor aslında.
Ve ne oluyorsa işte o an oluyor. Acımız dile geliyor. Kendimize merhamet ediyoruz onlar üzerinden. Şehrin keşmekeşinde bir kaldırım kenarında birden bire durup fark edip eğilip elimizi ona uzatıyoruz ya içimizde ki sıkışıp kalmış çocukluğumuzu sevmek istiyoruz aslında.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Ekim 2019 - 10:35
Hayvan Sevgisi Üzerine
Kendi özünün ve doğallığının kendinden ne kadar uzaklarda kaldığının farkında olan insanoğlu giderek hayvanları sevmeye ve onlara ilgi duymaya daha da önemlisi onları fark etmeye başladı
YAZARLAR
04 Ekim 2019 - 10:35
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir