Helvanın sevabı, Kitabın hayrı…

Kitaptan hayır olur mu?.
‘Şimdi nereden çıktı bu soru?’ dediğinizi duyar gibi oluyorum..
Hani.. Ramazan aylarında televizyonlara çıkan ilahiyatçılara sorulan ‘Balıktan kurban olur mu?’ ya da ‘Oruçluyken sakız çiğnenir mi?’ tarzından bir soru değil bu…
Ben sordum gerçekten oluyormuş..
Bak ne diyor Necmettin Nursaçan hoca…
Soru: Bir kitabı gençlere, çocuklara hediye etmekle; pilav ya da lokma dağıtmak arasında fark var mıdır?.
Cevap: İkisi de çok sevaptır. Ancak kitap hediye etmek, sadaka-i cariye olduğu için öldükten sonra bunun sevabı devam eder. Hadis-i şerifte buyurdu ki; ‘Müminin öğrenip yaydığı ilmin sevabı, öldükten sonra da devam eder. (İbni Mace)…
Siz de ölenlerinizi anmak için..
Helva kardırıp, lokma döktürüp, pilav mı dağıtıyorsunuz?.
Peki.. kitap dağıtsanız olur mu?.
Nereden çıktı şimdi bu?,
Özetleyelim.. Sosyal medyada bir arkadaşın yazdığı bilgi ve fotoğraflar benim ilgimi çekti…
Bir süre önce eşini kaybeden Vecdi Yılmaz, lokma döktürüp, pilav dağıtmak yerine her yıl 500 kitap dağıtıyor.
Vecdi Yılmaz, ne diyor bakın. Umuyorum bu çalışma, pek çok kişiye örnek olacak..
“Kitap hayratı düşüncesi, yaşamını yitirerek aramızdan ayrılan sevdiklerimizin ölüm yıl dönümlerinde geneleksel pilav dağıtma, lokma döktürme yerine, daha anlamlı bir şey yapma gereksiniminden doğdu.
Geçen yıllar da kaybettiğim sevgili eşim Şayan Oğuz Yılmaz; okuyan, sorgulayan, okuduklarını da yorumlayan ve bunların paylaşımını önemseyen bir kişiydi. Bir kişinin ölümündün sonra ‘hayır’ adı altında yapılanların dini vecibe olmadığını, genelekselleşmiş birer alışkanlık oldunu, Kuran da yeri olmadığını öğrendiğini anlatırdı.
Ben de onun vasiyeti doğrultusunda bir hayır yapmak istedim. ‘Okumayı seven, herkesi okuma konusunda teşvik eden bir kişinin hayrı kitap olmalı’ diye düşünerek, lokma dağıtmak yerine kitap dağıtmayı uygun buldum. Bu vesileyle; okuyan, sorgulayan, yorumlayan ve bunları yaşama geçire bilen bireylerle ortak paydamız kitap olsun. Kitap hayratı uygulaması, yaygınlaşarak milletçe yeni ufkumuz olsun diyorum.” diyor…
Kitap ve kitap okumakla ilgili fazladan bir şeyler yazmanın gereği yok aslında..
(Ki bu ukelalık olur)
Yüce rabbimiz, yüce dinimizi ‘Oku’ komutuyla başlatmış iken…
Peygamberimiz de “İlim, Çin’de olsa bile gidip onu alınız” demişken…
Bilgili, bilinçli, okuyan, sorgulayan insanlar çoğalırsa, insan kalitesi artarsa, mutlu bir gelecek hayallerimizi diri tutabiliriz…
Kitap hayratı uygulamasını yaygınlaştırırsak, kendimizi yeni ufuklar açabiliriz diye düşünüyorum…
Ne diyorsunuz.. Sizce de olmaz mı?..
Ahmet ERTAN