Kutuda Masallar isimli ilk çocuk kişisel gelişim kitabını yazan Yazar Beyhan Erdal, “İçindeki çocuğu yaşatan kişiler, farklı ve yeni şeyler üretebilirler, kendilerini gerçekleştirebilirler. Çünkü bu tür şeyleri ancak, içimizdeki çocuk bize verebilir. Yetişkin yanımız, hep hayatın ciddi ve belirgin yanıyla ilgilenir. Oysa içimizdeki çocuk meraklıdır, yenilikçidir, cesaretlidir, her şeyi oyuna/eğlenceye çevirir ve neşelidir”
Kutuda Masallar isimli üç kitabını yayınlayan Yazar Beyhan Erdal ile Salı günü gazetemizde yayınlanan söyleşinin devamı bugün sizlerle. Keyifli okumalar…
Olgunluk göstererek hayal kırıklığı yaşamadığınızı belirttiniz. Peki bu süreçte sizi üzen şeyler oldu mu? Olduysa bize bahsedebilir misiniz?
Olmaz olur mu hiç? Kitaplar çıktıktan sonra her günüm ayrı bir hikaye olur. Üzüldüğüm şeyler çok oldu fakat benimle veya kitaplarımla ilgili olmadığını biliyorum. Bu nedenle, o tür durumları içselleştirmeden çabuk atlattım, fakat bir şey var ki işte buna üzülüyorum. Bunlar ilk kitaplarım, yıllarca arzuladığım bir hayalimi gerçekleştirdim. Gelin, görün ki, okurlarımla bir araya gelemiyorum. Okur için; yazarın kendisinden imzalı kitap almak, çok özel ve çok kıymetlidir. Kitap fuarları açılamıyor, imza günleri vs. etkinlikler düzenlenemiyor. Bu durum beni üzse de, kişiselleştirmiyor, sitem veya şikayet etmiyorum. Çünkü hepimiz şu dönemde, tüm dünyayı olumsuz etkileyen bir girdabın içinde yaşıyoruz. Ben de okurlarıma, kitaplarımı imzalı yollamaya başladım. Böylece, talepler çoğalmaya başladı. Instagram hesabımdan bana veya Vaha Yayınevine gelen taleplerle, kitaplarımı imzalıyorum. Sonra, kargo aracılığıyla okurlarıma ulaştırıyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na özel, @kutuda.masallar Instagram sayfanızdan, takipçilerinize kitap hediye etmiştiniz. Katılım nasıl oldu? İleride yine çekilişle kitaplarınızı hediye etmeyi düşünüyor musunuz?
Katılım oldukça fazlaydı, benim için eğlenceli ve güzel bir süreç oldu. Bu süreçte, pek çok kişiyle tanışma fırsatım oldu. Kitapları alanlar, özellikle kitaplara kısa notlar yazarak imzaladığım için ve çocuklarına güzel bir anı kalacağı için çok mutlu oldular. Onların mutluluğu, beni de mutlu etti. Yılbaşında, yine çekilişle kitaplarımı hediye etmeyi düşünüyorum. Zaman zaman özel günlerde bunu tekrarlamak istiyorum.
Depremzedelerle ilgili de bir çalışma yaptınız. Size ulaşanlara imzalı kitaplarınızı hediye ettiniz. Bu konudan da biraz bahsedebilir misiniz?
Yaşanan deprem için, gerçekten çok üzgünüm. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diliyorum. Psikolojik olarak olumsuz etkilenenlerin de, bir an önce korkularıyla başa çıkabilmelerini temenni ediyorum. Günlük hayatta da, dayanışmanın önemi büyüktür. Böylesi afetlerde de, ülkece birlik olmamız çok güzel bir paylaşımdır. Biz de Vaha Yayınevi ile birlikte, bize ulaşan depremzedelere kitaplarımı imzalı olarak hediye ettik. Bir nebze de olsa, onlara moral vermek ve ‘’Yalnız değilsin’’ mesajı vermek istedik. Ayrıca bana ulaşanlara, kişisel gelişim desteği de verdim.
Kişisel gelişim kitapları, şimdiye kadar hep yetişkinler için yazıldı. Sizce, bedenen de gelişim çağında olan bireyin, kişisel gelişimine destek olmak için kitap/kitaplar yazılmadı? Hiç kimse yazmazken, siz neden yazdınız?
Yetişkinlerin, bolca olumsuz inanç kalıpları var ve bunların olumsuz sonuçlarını hayatlarında yaşıyorlar, fakat çocuklar için birikim henüz söz konusu değil. Çocukların da negatif inanç kalıpları olmasına rağmen, bu inançlar çoğalıp sağlamlaşmadığı için, sonuçlarının çok da farkında olunmuyor. Sanırım sebebi bu olabilir. Bu nedenle, çocukların buna ihtiyacı olmadığı düşünülmüş olabilir. Yazdım, çünkü bu birikim olmadan önce, çocuklarımıza bu farkındalığı vermek istedim. Şimdiden bu bilinci oluşturabilirsek eğer; ileriki yaşlarında, kimlik, aidiyet, özerklik, içsel doyum, kendini keşfetme gibi konularda daha bilinçli olurlar. Ağaç yaş iken eğilir. Sorun olduktan sonra çare aramak yerine; yaşam sürecini şimdiden bilmelerini istedim. Ayrıca, negatif inanç kalıpları oluşturmamaya dikkat etmeleri için, çocuklarımıza şimdiden bir ışık yakmak istedim. Böylece yarınlarında, güvenle ilerleyebilirler.
Şu anda yazdığınız veya basım aşamasında olan başka çocuk kitaplarınız var mı?
Kutuda Masallar birbirinden bağımsız üç kitabı içinde barındırıyor. Bir sonraki Kutuda Masallar olan, Geleceğe Mektup serisini yakında çıkarmayı planlıyoruz. Bunlar; Geleceğe Mektup, Geleceğe Mektup 2, Gelecekten Mektup adlarında birbirinin devamı olan kitaplar. Bu kitaplarımda, hayal gücü ile şimdide yarınları nasıl inşa edebileceğimizi anlattım. Bir sonraki planlamada, Tuti ile Melo hikaye serisi var. Bunlardan başka, yazdığım hikaye ve masal kitaplarım da var, zaman içinde hepsini hayata geçirmek istiyorum.
Kitaplarınıza ve size karşı, özellikle kadınların, annelerin ilgisi, nasıl?
Kadınlarımız! Onlardan, çok güzel yorumlar alıyorum. Akrabalarım, dostlarım, arkadaşlarım, danışanlarım ve sosyal medyadan beni takip eden pek çok kadından, öğretmenlerimizden, arama ve mesaj alıyorum. Hepsi, benimle gurur duyduklarını söylüyorlar. Bir başka kadının başarısı, kendi başarılarıymış gibi, onları mutlu ediyor. Çocukların hayatlarına dokunduğum için, ayrıca gurur duyduklarını belirtiyorlar. Özellikle kendi kadın kimliğinin rolü; annelik, eş ve evin sorumluluğunun içine sıkışıp kalmış kadınlarımızdan, çok büyük destek görüyorum. Kendilerini gerçekleştiremedikleri için, içlerinde ukdeleri var. Onlar benim başarımdan, kendi başarıları gibi mutluluk duyuyorlar. Onların mutluluğu, beni de mutlu ediyor. Teyzem altmış yaşında, yakın gözlüğüyle yazdıklarımı okumaya çalışıyor. Sırf yazdıklarımı okuyabilmek için, çocuklarına sosyal medya hesabı açtırdı. Annem, hakkımda çıkan kitap haberleri okuyup beni arıyor. Anneler, çocukları için kitapları alıp okuduklarında, tebrik ve teşekkür mesajları yazıyorlar. Hepsine teşekkür ediyorum. Bu geri dönütler, benim moral/motivasyonumu etkiliyor ve bundan mutluluk duyuyorum. Umarım kadınlarımıza, ‘’Hiçbir zaman geç değil’’ mesajını verebilirim. Çünkü her biri, içinde ayrı bir cevheri barındırıyorlar. Böylece yapmak isteyip yapamadıkları şeyler için bir adım atabilirler.
Yetişkinlerin içindeki çocuktan bahsettiniz. Siz de bir yetişkinsiniz. Peki, siz içinizdeki çocukla birlikte uyum içinde misiniz?
İçindeki çocuğu yaşatan kişiler, farklı ve yeni şeyler üretebilirler, kendilerini gerçekleştirebilirler. Çünkü bu tür şeyleri ancak, içimizdeki çocuk bize verebilir. Yetişkin yanımız, hep hayatın ciddi ve belirgin yanıyla ilgilenir. Oysa içimizdeki çocuk meraklıdır, yenilikçidir, cesaretlidir, her şeyi oyuna/eğlenceye çevirir ve neşelidir. Ne zaman hayat yolumda tıkansam, kendimi mutlu edecek küçük eylemler yaparak kendimi şımartırım. Kitaplarım çıktıktan sonra; bayramlıkları başucunda uyuyan çocuklar gibi, aylarca kitaplarım yastığımın altında uyudum. Kitaplarımı o süreçte defalarca okudum, hala da zaman zaman keyif alarak okuyorum. İşte bütün bunlar, ancak içimdeki çocuğun yapabileceği şeyler. O yüzden size, içimdeki çocukla barışık ve işbirliği içinde yaşadığımı söyleyebilirim.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Simge Hanım bu keyifli söyleşi için size ve Kalem Gazetesine çok teşekkür ediyorum. Son olarak; çocuk, genç, yetişkin, herkese, mutlaka kitap okuma alışkanlığı edinmelerini, tavsiye ediyorum. Kitap okumanın tadına vardıklarında, bir daha hiç bırakamayacaklar. O zaman, okumanın kendilerine nasıl katkı sağladığını ve okumanın önemini idrak edecekler. Daha önce, kitap okumadan geçirdikleri zamanlarını, bir kayıp olarak görecekler. Her kitap, pek çok dünyayı içinde barındırır ve her okur bundan, mutlaka kazanım sağlar. O yüzden, kitap okumayı çok önemsiyorum. Ben de, çok kitap okuyorum. Özellikle; anne/babalara, kitap okumalarını tavsiye diyorum. Böylece, çocuklarının, kitap okuma alışkanlığı edinmelerini destekleyebilirler. Çocuklar, söylemleri işitmekten çok daha fazla, yapılanları gözlemleyerek öğrenirler. ‘Kitap oku’ demek emrivaki görünür, oysa anne/baba/kardeşinin kitap okuduğunu görürlerse, onlar da kitap okuyacaklardır. Bu konuda, çocuklarımıza rol model olmak için, anne/ babalara büyük görev düşüyor. Her anne/baba, çocuklarımızın ileride sağlıklı bir birey olmasını ister. Çocuklarımızın, aydınlık yarınları için, hepimiz üzerimize düşen görevlerimizi yapmalıyız.
Teşekkür ederiz.
Kutuda Masallar isimli üç kitabını yayınlayan Yazar Beyhan Erdal ile Salı günü gazetemizde yayınlanan söyleşinin devamı bugün sizlerle. Keyifli okumalar…
Olgunluk göstererek hayal kırıklığı yaşamadığınızı belirttiniz. Peki bu süreçte sizi üzen şeyler oldu mu? Olduysa bize bahsedebilir misiniz?
Olmaz olur mu hiç? Kitaplar çıktıktan sonra her günüm ayrı bir hikaye olur. Üzüldüğüm şeyler çok oldu fakat benimle veya kitaplarımla ilgili olmadığını biliyorum. Bu nedenle, o tür durumları içselleştirmeden çabuk atlattım, fakat bir şey var ki işte buna üzülüyorum. Bunlar ilk kitaplarım, yıllarca arzuladığım bir hayalimi gerçekleştirdim. Gelin, görün ki, okurlarımla bir araya gelemiyorum. Okur için; yazarın kendisinden imzalı kitap almak, çok özel ve çok kıymetlidir. Kitap fuarları açılamıyor, imza günleri vs. etkinlikler düzenlenemiyor. Bu durum beni üzse de, kişiselleştirmiyor, sitem veya şikayet etmiyorum. Çünkü hepimiz şu dönemde, tüm dünyayı olumsuz etkileyen bir girdabın içinde yaşıyoruz. Ben de okurlarıma, kitaplarımı imzalı yollamaya başladım. Böylece, talepler çoğalmaya başladı. Instagram hesabımdan bana veya Vaha Yayınevine gelen taleplerle, kitaplarımı imzalıyorum. Sonra, kargo aracılığıyla okurlarıma ulaştırıyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na özel, @kutuda.masallar Instagram sayfanızdan, takipçilerinize kitap hediye etmiştiniz. Katılım nasıl oldu? İleride yine çekilişle kitaplarınızı hediye etmeyi düşünüyor musunuz?
Katılım oldukça fazlaydı, benim için eğlenceli ve güzel bir süreç oldu. Bu süreçte, pek çok kişiyle tanışma fırsatım oldu. Kitapları alanlar, özellikle kitaplara kısa notlar yazarak imzaladığım için ve çocuklarına güzel bir anı kalacağı için çok mutlu oldular. Onların mutluluğu, beni de mutlu etti. Yılbaşında, yine çekilişle kitaplarımı hediye etmeyi düşünüyorum. Zaman zaman özel günlerde bunu tekrarlamak istiyorum.
Depremzedelerle ilgili de bir çalışma yaptınız. Size ulaşanlara imzalı kitaplarınızı hediye ettiniz. Bu konudan da biraz bahsedebilir misiniz?
Yaşanan deprem için, gerçekten çok üzgünüm. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diliyorum. Psikolojik olarak olumsuz etkilenenlerin de, bir an önce korkularıyla başa çıkabilmelerini temenni ediyorum. Günlük hayatta da, dayanışmanın önemi büyüktür. Böylesi afetlerde de, ülkece birlik olmamız çok güzel bir paylaşımdır. Biz de Vaha Yayınevi ile birlikte, bize ulaşan depremzedelere kitaplarımı imzalı olarak hediye ettik. Bir nebze de olsa, onlara moral vermek ve ‘’Yalnız değilsin’’ mesajı vermek istedik. Ayrıca bana ulaşanlara, kişisel gelişim desteği de verdim.
Kişisel gelişim kitapları, şimdiye kadar hep yetişkinler için yazıldı. Sizce, bedenen de gelişim çağında olan bireyin, kişisel gelişimine destek olmak için kitap/kitaplar yazılmadı? Hiç kimse yazmazken, siz neden yazdınız?
Yetişkinlerin, bolca olumsuz inanç kalıpları var ve bunların olumsuz sonuçlarını hayatlarında yaşıyorlar, fakat çocuklar için birikim henüz söz konusu değil. Çocukların da negatif inanç kalıpları olmasına rağmen, bu inançlar çoğalıp sağlamlaşmadığı için, sonuçlarının çok da farkında olunmuyor. Sanırım sebebi bu olabilir. Bu nedenle, çocukların buna ihtiyacı olmadığı düşünülmüş olabilir. Yazdım, çünkü bu birikim olmadan önce, çocuklarımıza bu farkındalığı vermek istedim. Şimdiden bu bilinci oluşturabilirsek eğer; ileriki yaşlarında, kimlik, aidiyet, özerklik, içsel doyum, kendini keşfetme gibi konularda daha bilinçli olurlar. Ağaç yaş iken eğilir. Sorun olduktan sonra çare aramak yerine; yaşam sürecini şimdiden bilmelerini istedim. Ayrıca, negatif inanç kalıpları oluşturmamaya dikkat etmeleri için, çocuklarımıza şimdiden bir ışık yakmak istedim. Böylece yarınlarında, güvenle ilerleyebilirler.
Şu anda yazdığınız veya basım aşamasında olan başka çocuk kitaplarınız var mı?
Kutuda Masallar birbirinden bağımsız üç kitabı içinde barındırıyor. Bir sonraki Kutuda Masallar olan, Geleceğe Mektup serisini yakında çıkarmayı planlıyoruz. Bunlar; Geleceğe Mektup, Geleceğe Mektup 2, Gelecekten Mektup adlarında birbirinin devamı olan kitaplar. Bu kitaplarımda, hayal gücü ile şimdide yarınları nasıl inşa edebileceğimizi anlattım. Bir sonraki planlamada, Tuti ile Melo hikaye serisi var. Bunlardan başka, yazdığım hikaye ve masal kitaplarım da var, zaman içinde hepsini hayata geçirmek istiyorum.
Kitaplarınıza ve size karşı, özellikle kadınların, annelerin ilgisi, nasıl?
Kadınlarımız! Onlardan, çok güzel yorumlar alıyorum. Akrabalarım, dostlarım, arkadaşlarım, danışanlarım ve sosyal medyadan beni takip eden pek çok kadından, öğretmenlerimizden, arama ve mesaj alıyorum. Hepsi, benimle gurur duyduklarını söylüyorlar. Bir başka kadının başarısı, kendi başarılarıymış gibi, onları mutlu ediyor. Çocukların hayatlarına dokunduğum için, ayrıca gurur duyduklarını belirtiyorlar. Özellikle kendi kadın kimliğinin rolü; annelik, eş ve evin sorumluluğunun içine sıkışıp kalmış kadınlarımızdan, çok büyük destek görüyorum. Kendilerini gerçekleştiremedikleri için, içlerinde ukdeleri var. Onlar benim başarımdan, kendi başarıları gibi mutluluk duyuyorlar. Onların mutluluğu, beni de mutlu ediyor. Teyzem altmış yaşında, yakın gözlüğüyle yazdıklarımı okumaya çalışıyor. Sırf yazdıklarımı okuyabilmek için, çocuklarına sosyal medya hesabı açtırdı. Annem, hakkımda çıkan kitap haberleri okuyup beni arıyor. Anneler, çocukları için kitapları alıp okuduklarında, tebrik ve teşekkür mesajları yazıyorlar. Hepsine teşekkür ediyorum. Bu geri dönütler, benim moral/motivasyonumu etkiliyor ve bundan mutluluk duyuyorum. Umarım kadınlarımıza, ‘’Hiçbir zaman geç değil’’ mesajını verebilirim. Çünkü her biri, içinde ayrı bir cevheri barındırıyorlar. Böylece yapmak isteyip yapamadıkları şeyler için bir adım atabilirler.
Yetişkinlerin içindeki çocuktan bahsettiniz. Siz de bir yetişkinsiniz. Peki, siz içinizdeki çocukla birlikte uyum içinde misiniz?
İçindeki çocuğu yaşatan kişiler, farklı ve yeni şeyler üretebilirler, kendilerini gerçekleştirebilirler. Çünkü bu tür şeyleri ancak, içimizdeki çocuk bize verebilir. Yetişkin yanımız, hep hayatın ciddi ve belirgin yanıyla ilgilenir. Oysa içimizdeki çocuk meraklıdır, yenilikçidir, cesaretlidir, her şeyi oyuna/eğlenceye çevirir ve neşelidir. Ne zaman hayat yolumda tıkansam, kendimi mutlu edecek küçük eylemler yaparak kendimi şımartırım. Kitaplarım çıktıktan sonra; bayramlıkları başucunda uyuyan çocuklar gibi, aylarca kitaplarım yastığımın altında uyudum. Kitaplarımı o süreçte defalarca okudum, hala da zaman zaman keyif alarak okuyorum. İşte bütün bunlar, ancak içimdeki çocuğun yapabileceği şeyler. O yüzden size, içimdeki çocukla barışık ve işbirliği içinde yaşadığımı söyleyebilirim.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Simge Hanım bu keyifli söyleşi için size ve Kalem Gazetesine çok teşekkür ediyorum. Son olarak; çocuk, genç, yetişkin, herkese, mutlaka kitap okuma alışkanlığı edinmelerini, tavsiye ediyorum. Kitap okumanın tadına vardıklarında, bir daha hiç bırakamayacaklar. O zaman, okumanın kendilerine nasıl katkı sağladığını ve okumanın önemini idrak edecekler. Daha önce, kitap okumadan geçirdikleri zamanlarını, bir kayıp olarak görecekler. Her kitap, pek çok dünyayı içinde barındırır ve her okur bundan, mutlaka kazanım sağlar. O yüzden, kitap okumayı çok önemsiyorum. Ben de, çok kitap okuyorum. Özellikle; anne/babalara, kitap okumalarını tavsiye diyorum. Böylece, çocuklarının, kitap okuma alışkanlığı edinmelerini destekleyebilirler. Çocuklar, söylemleri işitmekten çok daha fazla, yapılanları gözlemleyerek öğrenirler. ‘Kitap oku’ demek emrivaki görünür, oysa anne/baba/kardeşinin kitap okuduğunu görürlerse, onlar da kitap okuyacaklardır. Bu konuda, çocuklarımıza rol model olmak için, anne/ babalara büyük görev düşüyor. Her anne/baba, çocuklarımızın ileride sağlıklı bir birey olmasını ister. Çocuklarımızın, aydınlık yarınları için, hepimiz üzerimize düşen görevlerimizi yapmalıyız.
Teşekkür ederiz.