Başlığa bakıp ‘ne alaka azizim’ diyen mutlaka olmuştur. Olmalı da..
Eceabat, 10 milyon yılı aşan toprak katmanlarıyla bir efsane olmasının ötesinde aynı zamanda büyük aşkların yaşandığı yer..
Bir yanda vatan aşkı..
Bir yanda Hero ile Leandros’un ölümcül aşkı..
Bir yanda Mustafa Kemal’in efsanevi emri.. Ne demiştik geçen hafta Cuma günki yazımızda ‘Eceabat’ın kadim toprakları dünyanın en iyi korunmuş açık hava müzesi kalitesinde olmakla birlikte dillere destan bir aşkı n da yaşandığı yer..’ Suyun iki yakasında yaşanan ve genç Leandros’un sevgiliye ulaşmak isterken boğularak ölmesiyle sonuçlanmış hazin bir aşkın hikayesi.. Hero ile Leandros’un ölümsüz aşkını bilmeyen var mı ?
Şimdi plağı geçmişe çevirelim..
Sanırım 2004 veya 2005’in sıcak bir temmuzunda..
Sestos’un güzeller güzeli kızı Hero ile Abidos’un yakışıklı prensi Leandros’un aşkına kim kayıtsız kalabilir ki..dünyanın farklı ülkelerinden gelen 1o yüzücü bu aşkı canlandırmak için boğazı yüzerek geçti..Hero ile Leandros’un aşkı öylesine zorluydu ki; boğazı yüzerek geçmek bir saat 45 dakika sürdü. Leandros boğazı her akşam yüzerek sevgiliye kavuşuyordu sabaha karşı ise Sestos şehrinden Abidos’a yüzüyordu..
O yıllarda ‘Swim Trek’ üyesi İskoç yüzücü Frank Chalmers ‘kulübümüz tarihteki ünlü yüzüşleri tekrarlıyor. Biz Leandros için kadınlar Hero için yüzdü’ demişti..
Keza İngiliz ozan Byron da bu mitolojik aşkın yaşandığı Nara burnundan (Abidos Şehri) karşıya (Sestos Şehri) bir yüzüş gerçekleştirdi.. Pek çoğumuzun bilmediği bu mitolojik aşkı ve hazin sonu dünya çok yakından tanıyor. Biz bilmiyor ve sahip çıkmıyorsak, bu aşka vurgu yapmıyorsak hooop çalıverirler. Pek çok kişi hikayeyi hemen Kız Kulesine çekivermiş. Hikayenin ana yurdu burasıdır. Homeros’tan önce yaşayan ve bu mitolojik aşkı ilk kez ele alan ozan Musayos’tur..yüz yıllar sonra pek çok yazar ve ozan bu mitolojik ve trajik aşkı konu etmiş ve Çanakkale Boğazında geçtiğinin altını çizmiştir. Bu yıl 35.si yapılacak olan Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışması da Hero ile Leandros’a ithafen düzenlenmiştir (Bazı yerlerde barış için düzenlendiği söylense de fikir Hero ile Leandros’un aşkından çıkmıştır) Dolma Bahçe Rotry Kulübü kurucusu Şahap Tarzi’nin girişimleriyle hayata geçirilen ve her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramında gerçekleşen Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışı dünyada biliniyor ve takip ediliyor. Belki biraz dokunmak, kımıldatmak gerekiyor. 2013 yılında erkeklerin nefesini tuttuğu Boo Derek Çanakkale boğazında yüzdü. Gazetecilere, yaptığı açıklamada ‘Çok zorlandım, bi ara bırakma noktasına geldim ama buraya Hero ve Leandros için geldiğimi hatırladım’ demişti..
Aynı yıl ünlü iş insanı Sadettin Saran, aynı dönemin ABD İstanbul Başkonsolosu Scott Fredric de yüzmüştü. Yerel ünlü iş insanı Niyazi Önen de boğazı yüzerek geçenler arasındaydı.. Diğer bir aşkı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Vatan aşkı. Yarımada’nın her metre karesinde dünyanın en şiddetli savaşı yaşandı. O savaşın izlerini gören, hikayesini dinleyen nasıl heyecanlanmaz. Ülkemizin manevi başkenti Çanakkale’nin, Eceanbat’ın öyle güçlü hikayesi var ki..biz nasıl bir kültürel ve tarihsel zenginlik içinde olduğumuzun farkında değiliz..
Dün şiddetli savaşların ve ölümcül aşkların yaşandığı bu kadim topraklara borcumuz var..
Şimdi ödeme zamanı.,
Üreterek..
Anlayarak ve anlatarak..
Yaşayarak..
Ve kalbimizde hissederek.. Meraklısına:
Cuma günkü yazımın dip notunda (meraklısına) Word’ün azizliğine uğrayınca Kapanan Fest olmuş. Oysa orada ‘Kapana Fest’ yazıyordu. Bu yanlışlığı düzelteyim, yanlış bi anlaşılma olmasın.
Hero ve Leandros’un hazin aşkları: Kısaca özetleyeyim. Hero Avrupa yakasındaki Sestos şehrinde Afrodit Tapınağında yaşayan bir genç rahibedir Hero. Anadolu yakasında (Nara Burnu) Abidos Şehrinde yaşayan Prens Leandros yaşar. Leandros bir gün Sestos şehri şenliklerine katıldı ve orada Hero’yu gördü. Sonra her gece Leandros geceleri boğazı yüzerek geçip karşı kıyıdaki sevgilisine gitti. Kış gelmiştir ve Hero boğazın tehlikeli olmaya başladığını belirterek ‘Seni karanlık sularda kaybetmek istemiyorum, bir süreliğine buluşmayalım’ dedi.. Böyle olduğu halde Leandros her gece karşı kıyıdan Hero’nun meşaleyi sallamasını ‘hadi gel’ işaretini bekledi. Artık mevsim sonbahardı.. Boğazın suları daha hırçındı. Bir gece Hero’yu uyku tutmadı. Leandros’un hasretiyle yanıp tutuşan Hero duygularına yenik düştü ve tapınağın kulesinde yaktığı meşaleyi salladı. Leandros aşkla yanan bedenini karanlık suların serinliğine bıraktı.. Kısa süre sonra dalgalar öylesine hırçınlaştı ki; Leandros’un gücü tükendi.. Hero bütün gece sevgilisini bekledi. Kendini teselli etmek için sevgilisinin bu sert havada gelmeyeceğine inandırmak istedi..meşaleyi söndürdü..fakat ama gül parmaklı şafak tanrıçası Eos; geceyi ve karanlık boğaz sularını maviye, şeker pembeye ve safran sarısına boyadığı sırada sahile inen güzeller güzeli Hero sahilde kumların üzerinde sevgilisi Leandros’un morarmış bedeniyle karşılaştı.. Tutulmuştu..yalnız ve kimsesizdi. Yüreğine çığ düşmüştü. Kalbi göğsünü delip çıkacak gibi çarpıyordu. Hızlıca koşarak tapınağın kulesine çıktı ve sevgilisine kavuşmak için kendini kumsalın boşluğuna bırakıverdi..ama güzel Hero’nun ayakları ve bedeni yere hiç değmedi.. Tutkulu bir aşkın sessiz çığlığı Eos’un biraz maviye, biraz pembeye, biraz safran sarısına boyadığı gökyüzünde kayboldu..
Eceabat, 10 milyon yılı aşan toprak katmanlarıyla bir efsane olmasının ötesinde aynı zamanda büyük aşkların yaşandığı yer..
Bir yanda vatan aşkı..
Bir yanda Hero ile Leandros’un ölümcül aşkı..
Bir yanda Mustafa Kemal’in efsanevi emri.. Ne demiştik geçen hafta Cuma günki yazımızda ‘Eceabat’ın kadim toprakları dünyanın en iyi korunmuş açık hava müzesi kalitesinde olmakla birlikte dillere destan bir aşkı n da yaşandığı yer..’ Suyun iki yakasında yaşanan ve genç Leandros’un sevgiliye ulaşmak isterken boğularak ölmesiyle sonuçlanmış hazin bir aşkın hikayesi.. Hero ile Leandros’un ölümsüz aşkını bilmeyen var mı ?
Şimdi plağı geçmişe çevirelim..
Sanırım 2004 veya 2005’in sıcak bir temmuzunda..
Sestos’un güzeller güzeli kızı Hero ile Abidos’un yakışıklı prensi Leandros’un aşkına kim kayıtsız kalabilir ki..dünyanın farklı ülkelerinden gelen 1o yüzücü bu aşkı canlandırmak için boğazı yüzerek geçti..Hero ile Leandros’un aşkı öylesine zorluydu ki; boğazı yüzerek geçmek bir saat 45 dakika sürdü. Leandros boğazı her akşam yüzerek sevgiliye kavuşuyordu sabaha karşı ise Sestos şehrinden Abidos’a yüzüyordu..
O yıllarda ‘Swim Trek’ üyesi İskoç yüzücü Frank Chalmers ‘kulübümüz tarihteki ünlü yüzüşleri tekrarlıyor. Biz Leandros için kadınlar Hero için yüzdü’ demişti..
Keza İngiliz ozan Byron da bu mitolojik aşkın yaşandığı Nara burnundan (Abidos Şehri) karşıya (Sestos Şehri) bir yüzüş gerçekleştirdi.. Pek çoğumuzun bilmediği bu mitolojik aşkı ve hazin sonu dünya çok yakından tanıyor. Biz bilmiyor ve sahip çıkmıyorsak, bu aşka vurgu yapmıyorsak hooop çalıverirler. Pek çok kişi hikayeyi hemen Kız Kulesine çekivermiş. Hikayenin ana yurdu burasıdır. Homeros’tan önce yaşayan ve bu mitolojik aşkı ilk kez ele alan ozan Musayos’tur..yüz yıllar sonra pek çok yazar ve ozan bu mitolojik ve trajik aşkı konu etmiş ve Çanakkale Boğazında geçtiğinin altını çizmiştir. Bu yıl 35.si yapılacak olan Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışması da Hero ile Leandros’a ithafen düzenlenmiştir (Bazı yerlerde barış için düzenlendiği söylense de fikir Hero ile Leandros’un aşkından çıkmıştır) Dolma Bahçe Rotry Kulübü kurucusu Şahap Tarzi’nin girişimleriyle hayata geçirilen ve her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramında gerçekleşen Çanakkale Boğazı Yüzme Yarışı dünyada biliniyor ve takip ediliyor. Belki biraz dokunmak, kımıldatmak gerekiyor. 2013 yılında erkeklerin nefesini tuttuğu Boo Derek Çanakkale boğazında yüzdü. Gazetecilere, yaptığı açıklamada ‘Çok zorlandım, bi ara bırakma noktasına geldim ama buraya Hero ve Leandros için geldiğimi hatırladım’ demişti..
Aynı yıl ünlü iş insanı Sadettin Saran, aynı dönemin ABD İstanbul Başkonsolosu Scott Fredric de yüzmüştü. Yerel ünlü iş insanı Niyazi Önen de boğazı yüzerek geçenler arasındaydı.. Diğer bir aşkı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Vatan aşkı. Yarımada’nın her metre karesinde dünyanın en şiddetli savaşı yaşandı. O savaşın izlerini gören, hikayesini dinleyen nasıl heyecanlanmaz. Ülkemizin manevi başkenti Çanakkale’nin, Eceanbat’ın öyle güçlü hikayesi var ki..biz nasıl bir kültürel ve tarihsel zenginlik içinde olduğumuzun farkında değiliz..
Dün şiddetli savaşların ve ölümcül aşkların yaşandığı bu kadim topraklara borcumuz var..
Şimdi ödeme zamanı.,
Üreterek..
Anlayarak ve anlatarak..
Yaşayarak..
Ve kalbimizde hissederek.. Meraklısına:
Cuma günkü yazımın dip notunda (meraklısına) Word’ün azizliğine uğrayınca Kapanan Fest olmuş. Oysa orada ‘Kapana Fest’ yazıyordu. Bu yanlışlığı düzelteyim, yanlış bi anlaşılma olmasın.
Hero ve Leandros’un hazin aşkları: Kısaca özetleyeyim. Hero Avrupa yakasındaki Sestos şehrinde Afrodit Tapınağında yaşayan bir genç rahibedir Hero. Anadolu yakasında (Nara Burnu) Abidos Şehrinde yaşayan Prens Leandros yaşar. Leandros bir gün Sestos şehri şenliklerine katıldı ve orada Hero’yu gördü. Sonra her gece Leandros geceleri boğazı yüzerek geçip karşı kıyıdaki sevgilisine gitti. Kış gelmiştir ve Hero boğazın tehlikeli olmaya başladığını belirterek ‘Seni karanlık sularda kaybetmek istemiyorum, bir süreliğine buluşmayalım’ dedi.. Böyle olduğu halde Leandros her gece karşı kıyıdan Hero’nun meşaleyi sallamasını ‘hadi gel’ işaretini bekledi. Artık mevsim sonbahardı.. Boğazın suları daha hırçındı. Bir gece Hero’yu uyku tutmadı. Leandros’un hasretiyle yanıp tutuşan Hero duygularına yenik düştü ve tapınağın kulesinde yaktığı meşaleyi salladı. Leandros aşkla yanan bedenini karanlık suların serinliğine bıraktı.. Kısa süre sonra dalgalar öylesine hırçınlaştı ki; Leandros’un gücü tükendi.. Hero bütün gece sevgilisini bekledi. Kendini teselli etmek için sevgilisinin bu sert havada gelmeyeceğine inandırmak istedi..meşaleyi söndürdü..fakat ama gül parmaklı şafak tanrıçası Eos; geceyi ve karanlık boğaz sularını maviye, şeker pembeye ve safran sarısına boyadığı sırada sahile inen güzeller güzeli Hero sahilde kumların üzerinde sevgilisi Leandros’un morarmış bedeniyle karşılaştı.. Tutulmuştu..yalnız ve kimsesizdi. Yüreğine çığ düşmüştü. Kalbi göğsünü delip çıkacak gibi çarpıyordu. Hızlıca koşarak tapınağın kulesine çıktı ve sevgilisine kavuşmak için kendini kumsalın boşluğuna bırakıverdi..ama güzel Hero’nun ayakları ve bedeni yere hiç değmedi.. Tutkulu bir aşkın sessiz çığlığı Eos’un biraz maviye, biraz pembeye, biraz safran sarısına boyadığı gökyüzünde kayboldu..