Liberalizm, cumhuriyet, devletçilik, stratokrasi, militarizm, totalitarizm, sosyal Demokrasi, demokratik sosyalizm, devlet sosyalizmi, sosyalizm, nasyonal sosyalizm, komünizm, kapitalizm, aristokrasi, despotluk, faşizm, monarşi, meşrutiyet, otokrasi, mutlakiyet, otonomi, oligarşi, plütokrasi, teknokrasi, teokrasi, meritokrasi, federasyon, feodalizm… Bunların hepsi bir yönetim şeklidir. İyi ya da kötü şekilde toplumlar bu yönetim kavramlarıyla yönetiliyor. Ama benim bahsetmek istediğim 2000’li yılların başında çekilen bir filmden sonra sıkça kullanılmaya başlayan bir terim var. Henüz dünyada bir yönetim şekline dönüşmemiş olan bu terim idiokrasi, anlamı ise, aptallığın iktidar olduğu yönetim şekli.
İdiokrasi, ‘demokrasi’ye gönderme yapılarak ortaya çıkarılmış, uydurulmuş bir terim. Aptallığın iktidar olduğu, iktidarı belirlediği bir rejimi işaret eden bu tabirle 2005 yapımı bir film olan ‘Idiocracy’ sayesinde tanıştı herkes. Filmin konusu ise şöyle, 2005 senesinde ABD ordusu bilimsel bir deney için ortalama zekâyı temsil eden bir kadın ve bir erkeği ‘İnsan Dondurma Projesi’ kapsamında gelecekte uyandırılmak üzere dondurma kararı alır. Erkek olarak ortalama zekâya sahip bir asker seçilir. Kadın olarak da filmdeki ifadeyle ‘özel sektörden’ bir eleman seçilir, bir hayat kadını dondurulur.
500 yıl sonra insanlık en temel problemlerini düşünmek ve bunlarla savaşmak bir yana farkına bile varamayacak kadar aptallaşmıştır. ABD Başkanı halkı ‘malum ortaparmak işaretiyle’ veya havaya ateş açarak selamlayan eski bir güreş ve erotik film yıldızıdır. Akıllı sayılabilecek cümleler kurabilenler ‘acayip konuşan nonoş’ olarak görülmekte, bizzat halk veya otorite tarafından cezalandırılmaktadır. Konuşmak için bazı sesler çıkarmak veya argo birkaç kelime yetmektedir.
İnsanlar sadece kaba kuvvet gösteren televizyon programlarına ve filmlere tutkundur, sadece bu yapımlara tepki verecek hale gelmiştir işlemeye işlemeye körelen beyinleri. İnsanlık içeriğinde ‘bazı elektrolitler’ bulunan yeşil bir sıvıyla beslenmektedir çünkü sadece o üretilmektedir. Bebekleri besleyen biberonda da o vardır. İşin daha acı yanı, ekinleri de bu yeşil sıvıyı püskürterek yetiştirebileceklerini düşünüyorlardır. Ekin sulamak bile akıllarına gelmeyince haliyle kıtlık, açlık tehlikesi baş gösterir. Sorgulamayan, yürütecek akıl bulamayan, salaklığa evrilmiş insanoğlunu bu dertlerden kurtaracak kahramanlar 500 yıl sonra bir kaza sonucu donduruldukları kabinden kurtulan 2005’in ortalama zekâlarıdır. İşin trajikomik yanı filmi seyrederken ‘bütün bunlar olmaz’ diyememektir.
Toplumların yapısına baktığımız zaman, her toplumun yapısına göre kendisine en uygun bir yönetim şeklini benimsediğini ve halkların bu yönetim şekliyle idare edilmeyi tercih ettiğini görürüz. Az gelişmiş ya da çok gelişmiş toplumlar bile mutlaka bir yönetim şekli ile kontrol altında tutulmaktadır. Kontrol edilemeyen toplumlar içinde anarşi doğar. Anarşi de karmaşayı beraberinde getirir. Yönetimsiz bir toplum yapısına insanoğlu henüz hazır değildir.
İdiokrasi siyasi bir kara mizah olmaktan öteye gidemez. Aptalların yönetimde olduğu bir yapıyı hiçbir toplum kabul etmez. Bunun olabilmesi için bir toplumun yöneticilerden daha aptal konumda olması gerekir. Bunun da olabilme olasılığı hemen hemen hiç yok gibidir. Ama bu yönetim şekline sosyolojik ve psikolojik yönden bakarsak, belki de aptallığının farkında olmayan toplumların bu yönetim şekliyle idare edildiği ve bunun da farkında olmadıklarını görmüş oluruz. Ama bu toplumsal yapının aptallık derecesinde hangi konumda olduğu da önemlidir. Umarım gelecekte bile, bir filmden ortaya çıkan bu yönetim şekli ile hiçbir toplum yönetilmek zorunda kalmaz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 18 Aralık 2020 - 09:30
İDİOKRASİ!..
Liberalizm, cumhuriyet, devletçilik, stratokrasi, militarizm, totalitarizm, sosyal Demokrasi, demokratik sosyalizm, devlet sosyalizmi, sosyalizm, nasyonal sosyalizm, komünizm, kapitalizm, aristokrasi,
YAZARLAR
18 Aralık 2020 - 09:30
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir