İlişkinizde nefes alamadığınızı mı hissediyorsunuz? Partneriniz/eşiniz sizi durmadan eleştiriyor ve kendinize duyduğunuz güveni yok mu ediyor? Hayatınız onu mutlu etmeye çalışmakla geçiyor ve hep başarısız mı oluyorsunuz? Sosyal hayatınızdan uzaklaştınız mı? O halde, duygusal manipülasyona maruz kalıyor olabilirsiniz.
Bir ilişkide kadın/erkeğin diğerini duygusal baskı altına alıp, hareket alanını kısıtlamasına duygusal manipülasyondiyoruz. Bu durum bir şekilde psikolojik şiddete uğrama biçimlidir aslında.
Manipülatif bir karakterin temel özelliği aslında yaptığı bütün eylemleri partneri için yapıyor ve fedakarlıkta bulunuyormuş izlenimi yaratmasıdır. Her şeyin kusursuz bir yansımasının yaşandığı ilişkide; mutsuz olan tarafın mutsuzluğu basit yargılamalarla küçümsenmeye başlanır. ''Gerçekten buna mı kırıldın?'', ''Bunu düşündüğüne inanamıyorum.'' Kırgınlıkları bile küçümsenen kişi, kendisine duyduğu saygıyı ve güveni tümden yitirmeye çok yaklaşır. Manipülatif karakter küçük oyunlarla partnerini/eşini ince ince işlerken, ustalıkla kendisini mağdur gibi gösterir. Partnerini/eşini sürekli eleştirerek kişiliğine yön verir, ona kendi isteklerini unutturur, özsaygısını tüketir. Bunun sonucunda depresyon, bağımlılık başlar ve mağdur kaçıp kurtulma yetisini de yitirir.
Herkesi memnun etme çabası, olumsuz duygulardan kaçınma isteği, hayır diyememek, sınırlarınızın olmaması, öz güven eksikliği, kontrol edilme isteği duygusal manipülasyona uğramanızı daha hassas hale getirir.
Manipüle edilen taraf bastırılır, kendini yetersiz ve çözümsüz bir sürecin içinde hissettirilir ve sorun çıkmaması için çabaya sokulur. Yetersiz, sinmiş ve bağımlı bir hale gelen eş/partner, kendini suçlu ve değersiz hissederek önceleri kendini ifade etmeye çalışır. Ancak, ilerleyen süreçte emeklerinin karşılıksız olduğunu görür. Bir noktadan sonra, sorunu önceden sezmek ve derinleşmeden çözmek amacıylaeşinin zihnini okumaya çalışır. Yıpranan taraf sorun çıkmasın diye daha az konuşmaya, daha az paylaşmaya, onaylamaya başlar ve kendini aslından başka birine dönüşmüş olarak bulur. Manipülatörün duygusal kontrol ve baskısına maruz kalan eş/partner, sorun çıkmaması adına manipülatörün belirlediği süreci yaşamaya başlar.
Duygusal manipülasyondan korunmanın ilk yolu bunu fark ettikten sonra fazla vakit kaybetmeden kişisel sınırlarınızı koruyarak kendiniz koruma altına almak olmalıdır. Sürekli istek ve ihtiyaçlarınızı baskı altına alarak, manipülatörün kendini iyi hissetmesi için çabalayarak, karşındakinin tüm sorumluluklarını üstlenerek yalnızca süreci daha da kronikleştirirsiniz. İletişimin düzelmesi amacıyla hem çift terapisi hem de manipülatörün bireysel terapisi gereklidir. İletişim bozukluğu ne kadar büyür ve derinleşirse, süreç o kadar karmaşık hale gelir. Birbirine bağıran, birbirini üzen ve kıran insanlar olmak yerine; empati ve öz eleştiri yapabilen insanlar olma yolunda adım atılmalıdır. Tabi bu iki tarafın da istemesi ve adım atmasıyla oluşacak bir gelişmedir.
Kararlı olarak, kişisel sınırlarınızı belirleyerek ve bunların savunucusu olarak ilişki tercihlerinizi gözden geçirmeli ve gerektiği zaman profosyonel yardım almalısınız.
Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
İlişki ve Aile Danışmanı
Herkesi memnun etme çabası, olumsuz duygulardan kaçınma isteği, hayır diyememek, sınırlarınızın olmaması, öz güven eksikliği, kontrol edilme isteği duygusal manipülasyona uğramanızı daha hassas hale getirir.
Manipüle edilen taraf bastırılır, kendini yetersiz ve çözümsüz bir sürecin içinde hissettirilir ve sorun çıkmaması için çabaya sokulur. Yetersiz, sinmiş ve bağımlı bir hale gelen eş/partner, kendini suçlu ve değersiz hissederek önceleri kendini ifade etmeye çalışır. Ancak, ilerleyen süreçte emeklerinin karşılıksız olduğunu görür. Bir noktadan sonra, sorunu önceden sezmek ve derinleşmeden çözmek amacıylaeşinin zihnini okumaya çalışır. Yıpranan taraf sorun çıkmasın diye daha az konuşmaya, daha az paylaşmaya, onaylamaya başlar ve kendini aslından başka birine dönüşmüş olarak bulur. Manipülatörün duygusal kontrol ve baskısına maruz kalan eş/partner, sorun çıkmaması adına manipülatörün belirlediği süreci yaşamaya başlar.
Duygusal manipülasyondan korunmanın ilk yolu bunu fark ettikten sonra fazla vakit kaybetmeden kişisel sınırlarınızı koruyarak kendiniz koruma altına almak olmalıdır. Sürekli istek ve ihtiyaçlarınızı baskı altına alarak, manipülatörün kendini iyi hissetmesi için çabalayarak, karşındakinin tüm sorumluluklarını üstlenerek yalnızca süreci daha da kronikleştirirsiniz. İletişimin düzelmesi amacıyla hem çift terapisi hem de manipülatörün bireysel terapisi gereklidir. İletişim bozukluğu ne kadar büyür ve derinleşirse, süreç o kadar karmaşık hale gelir. Birbirine bağıran, birbirini üzen ve kıran insanlar olmak yerine; empati ve öz eleştiri yapabilen insanlar olma yolunda adım atılmalıdır. Tabi bu iki tarafın da istemesi ve adım atmasıyla oluşacak bir gelişmedir.
Kararlı olarak, kişisel sınırlarınızı belirleyerek ve bunların savunucusu olarak ilişki tercihlerinizi gözden geçirmeli ve gerektiği zaman profosyonel yardım almalısınız.
Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
İlişki ve Aile Danışmanı