Öldürmek tek tutkumuz..
Bayılıyoruz birini gömmeye, yok etmeye.
Hayatımız vıcık vıcık yağ içinde..
Gözlerimiz felfecir okuyor..
Bi adam biraz palazlandı mı; sahnede yüzü ışık mı alıyor hooop hemen yanındayız..
Vıcık vıcık..
Hadi gel seninle biraz geriye gidelim ve bir kaç isim üzerinden yürüyelim..
Mustafa Cumhur Ersümer..
Enerji Bakanı ve Başbakan Yardımcısıydı..
Bu şehirde tanımayan, gücünü bilmeyen var mıdır..
Ersümer şehre geldiğinde yer yerinden oynardı. Hatırla, Ersümer’e yakın olmak için cam sehpanın üzerine oturan biri, sehpa kırılınca düşmüş bütün tv’lerde tekrar tekrar gösterilmişti..
Şimdi Ersümer Çanakkale’ye geliyor gidiyor..
Sokakta görürsen ne ala; yoksa yanına oturmak için dağları deviren kimse yok.
Niye, gömdük kendisini çünkü..onun üzerinden çıkar sağlayabileceğimiz bir durum kalmadı. O zaman yamyamlar yeni mecralarda yeni cisimler arıyor..
İsmail Özay, Belediye Başkanı..Az buz bir güç değildi. Gençti, fırtına gibi esiyordu. Refüj ortasında biriken otları kesin demek yerine ilgili kişinin telsiz kodunu anons edip keçi alalım mı demesi yetiyordu. Olmadı otobüs şoförünün hatasını görünce arkadaş kendini yolların kralı mı sanıyor diye telsizde gürlüyordu..
Ne zaman nerede görüneceğini kimse bilmiyordu. Onun yanında olmak şehirdeki gücün simgesiydi.
Hey gidi günler..
Nevfel Şahin..DYP’nin Genel Başkan Yardımcısıydı.
Chevrolet Blazer Jipiyle caddeden akıp geçtiğinde, saçlarını arasından parmaklarını geçirdiğinde, kürsüde yaptığı barajları anlattığında partililer elleri patlayana kadar alkışlıyordu..bürakrot yolda karşılıyordu..
Ya şimdi..
Hamdi Üçpınarlar..Kit Komisyonu Başkanıydı. Sonra Çevre Bakanı oldu. Siyaseti iyi bilen, insanlarla ilişki kurmada son derece başarılı olan Hamdi Üçpınarlar’ı görmek için, onun yanında görünmek için can atanlar, öperken dudaklarını vantuz gibi yapanlar şimdi nerede ?
Ankar asiyasetini çok iyi bilen Üçpınarlar şehre ne zaman geliyor, ne yapıyor bilen var mı ?
Bu şehir onun da canına okudu, gömdü yani.. Mehmet Daniş..eski Tarım Bakan Yardımcısı..
Ak Partinin Çanakkale’de liste başından seçilmiş, genç temsilci. Herkes onun peşindeydi. Çanakkale’de raconu o kesiyordu. Siyaset yapmak isteyen ona dokunmadan geçemiyordu..ya sonra. Şimdilerde Mehmet Daniş’in eteğine tutunanlar şimdi nerede ?
Ve bugün..
Bülent Turan..
Ak Partinin hem Ankra’daki hem Çanakkale’deki en güçlü ismi. Astığı astık kestiği kestik. Mahallenin raconunu o kesiyor. Dili de sivri, içimizdeki AKP’liler diyerek zaman zaman kanırtıyor..
Şehirde ayak basmadık, dokunmadık kimse bırakmıyor. Rügar gibi geliyor, fırtına gibi esiyor.
Her Ak Partilinin idolü Bülent Turan. Şimdilik. Yarın ne olur, ne değişir onu bilmiyoruz ama bir gün güç bittiğinde tıpkı diğer siyasetçiler gibi o da yalnız kalacak..sadece iyi dostluklar, çıkarsız ilişkiler sürecek..
Bir gün içimizdeki öldürme ve gömme tutkusu Bülent Turan için de pırpır ediyor; hatla özlemle bekliyoruz..
Çünkü biz öldürmek ve tüketmek üzerine bir hayatı seviyoruz. Alacağımızı aldık mı gerisi önemli değil..
Vur gitsin..
Ülgür Gökhan..
Sen sanıyor musun ki; Ülgür Gökhan’ı sevmekten geberiyoruz. Öldürme ve gömme duygusuyla yanıp tutuşan biz bir gün Ülgür Gökhan’ı da tarihteki yolculuğuna uğurlamak için dibe çekmeye çalışıyoruz..
İşimiz bittiyse kim olursa olsun, ne olursa olsun yeni ve taze çöreklenebileceğimiz cisimler arıyoruz..
Bulduk mu tamamdır..
Biz niye böyleyiz ?
Hala anlamadıysan şöyle özetleyeyim..
Biz insanın kıymetini ya cebindeki parayla, ya nüfuzuyla ya da altındaki arabayla ölçüyoruz. Bu duygu bizi zehirliyor; arsız, acımasız, çıkarcı ve çakal yapıyor..
Hadi kendine bi soru sor..
Sen kimsin..
Yanında durduğun gücü; insanı, kadını, siyasetçiyi veya tüccarı gerçekten kirlenmemiş duygularla
seviyor musun yoksa kudurmuş nefsini doyurmak
için seviyor mu görünüyorsun..
Dürüst ol..ilk tökezlemede..
İlk yalnızlığında kendini nasıl sıyıracağının hesabını yapacaksın değil mi ?
Bir meselenin içinde hata arayıp yüzüne vurmak, karambolden bir ok fırlatıp karşındakini yaralamak yerine ara sıra da olsa onun yaptıklarından, söylediklerinden ne aldığına baksan emin ol bunlar seni daha iyi yürekli yapar..
Hep almaya kilitlenme..
Arada bir de olsa, vermenin sana getireceği heyecanı düşün; bak gör mutluluktan gebereceksin..
Bayılıyoruz birini gömmeye, yok etmeye.
Hayatımız vıcık vıcık yağ içinde..
Gözlerimiz felfecir okuyor..
Bi adam biraz palazlandı mı; sahnede yüzü ışık mı alıyor hooop hemen yanındayız..
Vıcık vıcık..
Hadi gel seninle biraz geriye gidelim ve bir kaç isim üzerinden yürüyelim..
Mustafa Cumhur Ersümer..
Enerji Bakanı ve Başbakan Yardımcısıydı..
Bu şehirde tanımayan, gücünü bilmeyen var mıdır..
Ersümer şehre geldiğinde yer yerinden oynardı. Hatırla, Ersümer’e yakın olmak için cam sehpanın üzerine oturan biri, sehpa kırılınca düşmüş bütün tv’lerde tekrar tekrar gösterilmişti..
Şimdi Ersümer Çanakkale’ye geliyor gidiyor..
Sokakta görürsen ne ala; yoksa yanına oturmak için dağları deviren kimse yok.
Niye, gömdük kendisini çünkü..onun üzerinden çıkar sağlayabileceğimiz bir durum kalmadı. O zaman yamyamlar yeni mecralarda yeni cisimler arıyor..
İsmail Özay, Belediye Başkanı..Az buz bir güç değildi. Gençti, fırtına gibi esiyordu. Refüj ortasında biriken otları kesin demek yerine ilgili kişinin telsiz kodunu anons edip keçi alalım mı demesi yetiyordu. Olmadı otobüs şoförünün hatasını görünce arkadaş kendini yolların kralı mı sanıyor diye telsizde gürlüyordu..
Ne zaman nerede görüneceğini kimse bilmiyordu. Onun yanında olmak şehirdeki gücün simgesiydi.
Hey gidi günler..
Nevfel Şahin..DYP’nin Genel Başkan Yardımcısıydı.
Chevrolet Blazer Jipiyle caddeden akıp geçtiğinde, saçlarını arasından parmaklarını geçirdiğinde, kürsüde yaptığı barajları anlattığında partililer elleri patlayana kadar alkışlıyordu..bürakrot yolda karşılıyordu..
Ya şimdi..
Hamdi Üçpınarlar..Kit Komisyonu Başkanıydı. Sonra Çevre Bakanı oldu. Siyaseti iyi bilen, insanlarla ilişki kurmada son derece başarılı olan Hamdi Üçpınarlar’ı görmek için, onun yanında görünmek için can atanlar, öperken dudaklarını vantuz gibi yapanlar şimdi nerede ?
Ankar asiyasetini çok iyi bilen Üçpınarlar şehre ne zaman geliyor, ne yapıyor bilen var mı ?
Bu şehir onun da canına okudu, gömdü yani.. Mehmet Daniş..eski Tarım Bakan Yardımcısı..
Ak Partinin Çanakkale’de liste başından seçilmiş, genç temsilci. Herkes onun peşindeydi. Çanakkale’de raconu o kesiyordu. Siyaset yapmak isteyen ona dokunmadan geçemiyordu..ya sonra. Şimdilerde Mehmet Daniş’in eteğine tutunanlar şimdi nerede ?
Ve bugün..
Bülent Turan..
Ak Partinin hem Ankra’daki hem Çanakkale’deki en güçlü ismi. Astığı astık kestiği kestik. Mahallenin raconunu o kesiyor. Dili de sivri, içimizdeki AKP’liler diyerek zaman zaman kanırtıyor..
Şehirde ayak basmadık, dokunmadık kimse bırakmıyor. Rügar gibi geliyor, fırtına gibi esiyor.
Her Ak Partilinin idolü Bülent Turan. Şimdilik. Yarın ne olur, ne değişir onu bilmiyoruz ama bir gün güç bittiğinde tıpkı diğer siyasetçiler gibi o da yalnız kalacak..sadece iyi dostluklar, çıkarsız ilişkiler sürecek..
Bir gün içimizdeki öldürme ve gömme tutkusu Bülent Turan için de pırpır ediyor; hatla özlemle bekliyoruz..
Çünkü biz öldürmek ve tüketmek üzerine bir hayatı seviyoruz. Alacağımızı aldık mı gerisi önemli değil..
Vur gitsin..
Ülgür Gökhan..
Sen sanıyor musun ki; Ülgür Gökhan’ı sevmekten geberiyoruz. Öldürme ve gömme duygusuyla yanıp tutuşan biz bir gün Ülgür Gökhan’ı da tarihteki yolculuğuna uğurlamak için dibe çekmeye çalışıyoruz..
İşimiz bittiyse kim olursa olsun, ne olursa olsun yeni ve taze çöreklenebileceğimiz cisimler arıyoruz..
Bulduk mu tamamdır..
Biz niye böyleyiz ?
Hala anlamadıysan şöyle özetleyeyim..
Biz insanın kıymetini ya cebindeki parayla, ya nüfuzuyla ya da altındaki arabayla ölçüyoruz. Bu duygu bizi zehirliyor; arsız, acımasız, çıkarcı ve çakal yapıyor..
Hadi kendine bi soru sor..
Sen kimsin..
Yanında durduğun gücü; insanı, kadını, siyasetçiyi veya tüccarı gerçekten kirlenmemiş duygularla
seviyor musun yoksa kudurmuş nefsini doyurmak
için seviyor mu görünüyorsun..
Dürüst ol..ilk tökezlemede..
İlk yalnızlığında kendini nasıl sıyıracağının hesabını yapacaksın değil mi ?
Bir meselenin içinde hata arayıp yüzüne vurmak, karambolden bir ok fırlatıp karşındakini yaralamak yerine ara sıra da olsa onun yaptıklarından, söylediklerinden ne aldığına baksan emin ol bunlar seni daha iyi yürekli yapar..
Hep almaya kilitlenme..
Arada bir de olsa, vermenin sana getireceği heyecanı düşün; bak gör mutluluktan gebereceksin..