Kimileri merkez karargahlarından ufo görüntüleri yayınlarken bazıları da darbe mağduru rollerine girişiyor. Böyle zamanda bunlar da nereden çıktı böyle. Aslına bakılacak olursa tüm bunlar yeni değil. Seçim arifelerinde veya bunaltıcı ekonomik gündemlerde hep rastladığımız türden şeyler. Kulak kabartınca sizin de ‘bizde işler hep böyle yürür’ dediğinizi duydum.
“Günümüz teknolojik gelişiminden, farkındalığından, bilişim yeniliklerinden umutluyum, artık algımızı merkezden yönetemeyecekler, bunu eskisi gibi kolay yapamayacaklar, sosyal medyanın çeşitliliği buna engel olacak” dedim de babam: oğlum öyle değil halen tv başında söylenenlere inanmaya hazır ve nazır bir çok oy mükellefi var deyince derin bir sessizliğe büründüm.
Yukarıda bahsettiğim infodemi: bir tür çalışma, hükümetler bunun için aleni çalıştaylar, kriz yönetim masaları hazırlıyor. Bu yaşadıklarımız da salgın sonrası gündem yönetimi. ‘İnfodemi' deniyor buna. Salgın sırasında prestijini yitiren hükümetler, ‘çuvallayan' liderler var. Ben halen süper gücüm demek için, kimsenin bulamayacağı ‘ufo’ görüntülerini bizlere yorumsuz da olsa resmi olarak gösteriyor. Aynısını erkek çocukları buluğ çağına erdiğinde, ‘alfa' kişiliği sorgulanan babalarda da görebilirsiniz. “Bende daha iş bitmedi” demek için bir sürü yeni numaralara girişirler. Geçtiğimiz yıllarda canla başla, coşkuyla, aşkla, şevkle kutlamak istediğimiz bir kurtuluş gününün hükümetin miting yöneticileri tarafından yönetildiğini o yüzden stadyuma herkesin değil de ‘alkışçıların' alındığını duymuştum da tekmilim şaşmıştı. Bu yüzden başka illerden yandaş alkışçılar getirtilmiş, doğru yanlış demeden her söyleneni alkışlıyorlardı. Hem de yol masrafı ve kumanya karşılığında. Hakikaten kendimizi Truman Show’da gibi hissetmemiz işten bile değil. Yöneticilerce her şeyini gözleyip, nabzını tuttuğu, anketlerle sayıya çevirdiği halk, yeni kitle iletişim araçlarıyla başka bir mecraya geçip bu durumu tersine çevirince, panikleyen ve bir şeyler yapma zorunluluğu duyan bir iktidar söz konusu. Sonunda iktidarın danışmanları, vazifeli memur vekillerinden biri ‘meclise teklif verelim çoğunluk bizim nasılsa’ (sosyal medyaya herkes kendi t.c. numarasıyla girsin, aleyhtarı bilelim ki duruma el koyabilelim) diyor. Bana kalırsa bu çaba arttıkça özgürleşmeye çalışan, yeni çareler arayan, bulan mecralar da artacaktır. Bu suyun önünü böyle çelemezsiniz.
Örneğin; Bir köyde cenaze vardır. Candan insanlar hiç bir plan yapmadan, canla başla, acıyla ortaya atılırlar, acıya ortak olur, cenaze yakınının durumla başa çıkabilmesine yardımcı olur. Bir de şimdi bir gidip görünsek iyi olur, ilişkimizi sürdürmeliyiz, yarın öbür gün bir şey istemeye yüzümüz olsun diye düşünen, yakınlaşan çıkarcılar vardır. Bu düğünlerde de böyledir. İşte bu “infodemi”ciler bu ikinci örnektekine benziyor. Oysa ilk örnekteki gibi davranmak hiç de zor olmamalı. Korkunuz ne? Halk bunu anlamaz istismar eder de koltuğumu kaptırırsınız? İşinizi iyi yapamıyorsanız kaptırınız koltuğunuzu, ne var bunda? Bağdaş kurup oturduğunuz yer babanızın tarlası değil ki. Unuttunuz mu siz memur ve vekilsiniz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 23 Mayıs 2020 - 15:38
İnfodemi
Kimileri merkez karargahlarından ufo görüntüleri yayınlarken bazıları da darbe mağduru rollerine girişiyor
YAZARLAR
23 Mayıs 2020 - 15:38
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir