“Bu ölü toprakların üstünde hiçbir şey ölmek ve öldürmek kadar kolay değildir.”
Sabahattin Ali…
Aslında Sabahattin Ali’den bahsederken Nihal Atsız’ı muhabbete dâhil etmemek olmaz. Bu yazımı Ali’ye ayırmak istiyor ve Atsız-Ali münasebetini başka bir yazıya bırakıyorum.
Sosyal medya okuyuculuğu! ile adına açılan etiket sayısı yüz binleri bulan yazar! Tüm bu anılırlığına rağmen ulusal bir kanaldaki canlı yayında gerçekleşen “Kürk Mantolu Madonna” mevzunu da çatık kaşlarım ile anımsıyorum hala!
Bilinmezliğin, renkliliğin, hayatın yazarı Ali’nin hayatı da ahbaplarınkinden pek de farklı değildi. Hayatını idame ettirmek için yazdığı eserleri; bugün dahi “en çok satan” kitaplar arasında yer alan “Kürk Mantolu Madonna”sı, dönemin gazetelerinden olan Hakikat tarafından 48 bölümlü ve “Büyük Hikâye” başlıklı tefrika olarak yayınlandı. Ancak Ali, eserinden hiç ödeme alamadı. Dahası, söylentiye göre gazete sahibi yazara, romanının beğenilmediğini söyledi.
Kısa hayatı boyunca farklı ideolojilerle ön saflarda yer alan isimler ile dostluklar kurdu. Hayranlıklar besledi. Abdulkadir Geylani, Nihal Atsız, Aziz Nesin üçlüsü belki de yazarın psikolojik çıkmazının, kimlik arayışının yahut kaleminin hakikatinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Eserlerinde, gerçek hayattaki karakterleri ve mekânları uyarlamayı tercih ederdi. Örneğin Kuyucaklı Yusuf’ta annesi, babası ve kardeşine verdiği yeni kimlikleri görmek mümkündür. Mahpus hikâyelerinin kurgusunda, aralıklı dönemlerde aldığı cezalar sebebi ile tutuklu kaldığı cezaevlerini de gerçek hayattan mekânlar olarak tanımlayabiliriz. Bir başka gerçek hayattan yansıma ise Kürk Mantolu Madonna’da anılan Maria Puder’in, Ankara’da tanıştığı Macar bir kadın olduğu söylentisidir.
Tenkiti, iğneleyici üslubu, toplumu karşısına alan ifadeleri ile kişinin psikolojik tahvillerini başarılı şekilde kaleme alan yazar, ömrü boyunca edindiği sosyal ilişkileri, farklı sebepler dolayısıyla etkileşimde bulunduğu kültürleri, zihninde kurguladığı idealleri paylaşmıştır eserlerinde. Başarılı bir anlatıcı oluşu ancak asla hüküm koyucu olmayan analizleri ile okuyucusunda derin hisler, ucu açık düşünceler bırakmıştır.
Sabahattin Ali’nin mezarı bilinmez; lakin çoğu hanenin kitaplığında edebi ve ebedi istirahatindedir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Nisan 2019 - 10:21
Kayda Değer Şeyler/Sabahattin Ali
“Bu ölü toprakların üstünde hiçbir şey ölmek ve öldürmek kadar kolay değildir
YAZARLAR
04 Nisan 2019 - 10:21
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir